Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En mükemmel makine: Vücudumuz

Popular Science Türkiye - Sayı 117 (Ocak 2022)

Popular Science Türkiye Dergisi

En Beğenilen Popular Science Türkiye - Sayı 117 (Ocak 2022) Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Popular Science Türkiye - Sayı 117 (Ocak 2022) sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Popular Science Türkiye - Sayı 117 (Ocak 2022) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
PİNOKYO KERTENKELESİ
Güney Amerika ve Galapagos Adalarının Pasifik kıyılarındaki tropik ormanlarda yaşayan Anolis proboscis,1950'Ierin başında keşfedilmiş ve 2004 yılına kadar hiç karşılaşılmamış bir alt tür. Boyu 5 ila 7.5 cm (kuyruk hariç) arasında değişiyor. UICN kırmızı listesinde yer alan Pinokyo kertekelesinin nesli, zaten kısıtlı olan doğal habitatını yitirmekte olduğu için tükenme tehlikesi altında.
Endüstriyel atıkların akışıyla kirlenen topraklar, yakında alışılmadık bir eko-savaşçı ordusunun egemenliğine girebilir: Metal yiyen solucanlar. İngiltere ve Galler'deki terk edilmiş madenlerde keşfedilen bu son derece gelişmiş süper solucanlar kurşun, arsenik ve bakır gibi zehirli ağır metalleri yiyip bitiriyor. Bu solucanların normalde öldürücü olan zehirleri mideye indirip hayatta kalabilmelerinin ardındaki mekanizmayı ortaya çıkaran, İngiltere'deki Reading Üniversitesinden toprak bilimcisi Mark Hodson, "Yüksek metal konsantras yonuna dirençli görünüyorlar ve metale maruz kalmak bu solucanların evrimini yönlendiriyor" diyor.(...)"Toprağı yuttuklarında, dokularında metal birikiyor. Ancak onlar, kalsiyum yollarını değiştirerek ve metali daha az toksik bir forma dönüştüren bir enzim salgılayarak zehirlenmekten kurtuluyorlar."
Reklam
Klor son derece reaktif bir element olduğu için çok sayıda enzime saldırarak tepkimeye girer. Çoğu bakteri türünün hücre zarıyla da etkilesime giren klor, böylece zarı delerek bakterilerin ölümüne sebep olur. Fakat bu, bakterilerin klora karşı direnç kazanamayacağı anlamına gelmez; bazı arastırmalarda içme sularında ve havuzlarda klora rağmen hayatta kalmayı başarmış bakterilere rastIanmıstır. Bakterilerin bunu basarmasının arkasında ise metabolizmalarını daha yavas hale getirmeleri ve enzim reaksiyonları için alternatif yollar kullanmaları yatar. Yine de, bu tarz dirençli bakterilere karşı klora ek olarak brom kullanılması, en azından şu an için yeterli olmaktadır.
BELLEĞE İYİ GELEN BEŞ ŞEY Arabanın anahtarlarını nereye koyduğunuzu yine mi unuttunuz? Kafanızda dolaşıp duran bunca şey varken, bazılarının kaçıp kaybolması mümkün. Eskiden aklımızda tuttuğumuz birçok şeyi artık telefon ve tabletlerimize kaydettiğimizden dolayı, unutmak her zamankinden daha kolay hale gelmiş gibi görünüyor. Ancak bilim insanları,
BAĞIŞIKLIĞIN DEVLERİ Beslenmenin bağışıklığı nasıl şekillendirdiğine dair genel tablo hala bulanık olsa da yeni çalışmalar, belirli gıda türlerinin bağışıklık güçlendirici etkilerine işaret ediyor. Örneğin sarımsak, hastalıklarla savaşan makrofaj ve lenfosit bağışıklık hücrelerinin üretimini teşvik eden, allisin adı verilen bir kükürt bileşiği içeriyor. Araştırmacılar ayrıca lahana turşusu, kimchi ve kefir gibi belirli bakteri içeren gıdaların D-fenillaktik asit adı verilen bağışıklık açısından aktif bir madde ürettiğini de ortaya koyuyor. Leipzig Üniversitesinden biyolog Claudia Stäubert, “Lahana turşusu yenmesinden çok kısa bir süre sonra kanda bu maddenin seviyesinde bir artış olduğunu görüyoruz” diyor. Gelecekteki çalışmalar, asidin vücuttaki monositlerin aktivitesini nasıl etkilediğini tam olarak ortaya çıkarmayı hedefliyor.
Bebeklik Amnezisi
Hipokampüste yeni nöronların doğuşu, bebeklik amnezisini (üç yaşından önceki anılarımızı hatırlayamıyor oluşumuz) açıklayabilir. Bu yaşta hipokampüsteki devrelere birçok yeni nöron ekleniyor, bu da mevcut bağlantıları bozuyor ve deneyimleri unutmamıza neden oluyor. Yetişkinlerde, yeni nöronlar daha yavaş ortaya çıkıyor ancak unutma, daha az derecede olsa da devam ediyor. Bu süreç, anlamsız ve alakasız bilgileri temizlemeyi sağlıyor olabilir. Toronto'daki Hasta Çocuklar Hastanesinden Paul Frankland, "Neyse ki, küçük çocuklar yürüme veya konuşma gibi yararlı becerileri unutmuyor" diyor. "Ancak, bu becerileri nasıl öğrendiklerini unutuyorlar."
Reklam
Kendi Kendini üreten evrenler
Evrenin doğası hakkında daha az kabul gören bir teori, evrenlerin kendilerini oluşturduğu fikrini öne sürü yar. Durum buysa, evrenler bir ağacın dalları gibi sürekli olarak yaratılıyorlar ve birbirilerine süper kütleli kara deliklerle bağlı olabilirler.
FİNCAN MANTARI
Dünya’nın her yerindeki tropik bölgelerde yetişen Cookeina tricholoma, sporlarını havaya fırlatarak türünün devam etmesini saglıyor. Adından da anlaşılabileceği gibi, fincan seklindeki bu mantar, suyu toplamak için narin beyaz tüylerini kullanıyor. Gövdesinin iç kısımlarını kaplayan sporlu hücreler suyu alınca şişiyor. Su buharlasınca hücreler havayla temas ediyor, fincanın içinde basınç oluşuyor ve sonrasında sporlar duyulabilir bir patlama ile yukarı dogru fırlıyor. Diğer mantarlardan farklı olarak, fincan mantarı tüm sporlarını aynı anda çıkarıyor. Harvard Üniversitesinden mikolog Donald Pfister belirgin bir şekilde çok verimli olan bu fırlatma mekanizmasının, mantarın geniş yayılma alanı ve bir tür olarak tutarlılığını açıkladıgını söylüyor. Cookeina tricholoma, Dünya genelinde kendi cinsindeki diger mantarlardan genetik olarak daha tek tip olması ile de ayrılıyor.
İSPANYOL DANSÇI
Hint ve Pasifik okyanuslannın tropik hülgelerinde bulunan İspanyol Danscı [Hexahranchus sanguineus], kabukları olmayan yumuşakçalar olarak tanımlanan ve nudibranch olarak adlandırılan 3.000 deniz salyangozu türünden biri. Yumusak ve savunmasız bedenini koruyacak bir kabuğu olmayan ve boyu 50 santimetreye kadar uzayabilen bu nudibranch, okyanuslardaki yırtıcıları öldüren zehirlere dayanacak şekilde evrimleşmistir.İspanyol Dansçı kurnazca geliştirmiş olduğu bir uyarlama sayesinde, deniz süngerleri ve denizanası gibi zehirli yaratıkları yiyebiliyor, zehirlerini kendi dokusunda saklayahbiIiyor ve saldırganları zehirlemek için kullanabiliyor.
Princeton Üniversitesi ve Washington Üniversitesindeki araştırmacılar, kabaca bir tuz tanesi boyutunda ultra küçük bir kamera ürettiler. Kamera donanımı ve dijital görüntü işleme ortaklığı ile çalışan sistem, hacimsel olarak 500.000 kat daha büyük geleneksel bir bileşik kamera merceğiyle aynı düzeyde net, tam renkli görüntüler yakalayabiliyor. Araştırma Nature Communications dergisinde 29 Kasım'da yayınlandı. Böyle bir kamera hastalıkları teşhis ve tedavi etmek için tıbbi robotlarla minimal invaziv endoskopiye olanak sağlayabilir ve boyut ve ağırlık kısıtlamalan olan diğer robotlar için görüntülemeyi iyileştirebilir. Bu türden binlerce kamera dizisi kullanılarak tam sahne algılama için yüzeyler, kameralara dönüştürülebilir.
55 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.