Kant, felsefeye yalnızca yalın kavramlarla girmemiş, çağının deney bilimlerinden, matematikten, doğa gözlemlerinden elden geldiğince yararlanmış, görüşlerini sağlam bir tabana oturtmuştur
“İnsan usunun kendi bilgi türü içinde şaşılası bir yazgısı vardır, o çözemeyeceği birtakım sorularla yüklüdür, buna karşın onlardan kurtulamaz çünkü bunlar onun yapısı gereğidir.”
Bilgelik öğretmeni olmak, bilgelik bilgisinin önderi olmak anlamına gelir. Bunda da, alçakgönüllü bir kişinin kendisine yakıştırmak istediğinden daha çok beceri göstermesi gerekir. Bu yüzden, felsefe de bilgelik gibi, boyuna nesnel olarak yalnızca us'ta eksiksiz tasarlanabilen, bir ideal kalacaktır. Bu ideal, öznel olarak, kişinin tükenmez çabasına özgü bir erektir. Kendine filozof adını yakıştırmak bu ereğe ulaştığını öne sürme yetkisini elinde bulunduran ise bunun kaçınılmaz etkisini kendi varlığında, (kendine egemen olarak ve genel iyiyi kuşkuya kapılmaksızın, her nesnenin üstünde tutarak) örneklendiren kişidir.
Bilimin geliştirilmesi gerekirse, bütün güçlükler ortaya konmalı, dahası gizlice bu bilimin yolunu kapayan güçlükler aranıp bulunmalıdır. Çünkü bu güçlüklerin her biri, ister kapsam ister belirlilik bakımından olsun, bilimin gelişmesi sağlanmadan bulunamayacak, bir çıkar ortaya koyar; böylece engeller bile bilimin sağlamlığı konusunda birer araç durumuna gelir. Buna karşılık, güçlükler bilerek saklanır ya da geçici önlemlerle ortadan kaldırılırsa, bunlar; bilimi ergeç, büsbütün bir kuşkuculuk içinde, yerle bir edecek onulmaz kötülüklere dönüşecek.