İknanın Gündelik Kullanımı ve Suistimali

Propaganda Çağı

Elliot Aronson

En Beğenilen Propaganda Çağı Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Propaganda Çağı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Propaganda Çağı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Albert Camus'ye göre biz insanlar bütün hayatımızı, kendimize ve başka insanlara hayatımızın saçma olmadığını kanıtlamaya çalışarak geçiren yaratıklarız.
Sayfa 46 - Paradigma Yayınları
Kitle iletışım araçları modellerinin şiddet ve başka sosyal davranışlar uzerindeki etkileri neredeyse kırk yıldır biliniyor.1960'ların başında ünlü psikolog Albert Bandura televizyon modelleri ile saldırganlık üzerine geniş çaplı bir laboratuar programı başlattı? Çocuklar televizyon monitöründe bir Bobo oyuncağını -dibinde ağırlık olan büyük, plastık bir oyuncak- döven bir yetişkin seyrediyorlardı. Yumruk attığınızda oyuncak yere yıkılır ve sonra geri gelir. Bandura’run hazırladığı televizyon programında modeller Bobo oyuncağını yumruk, tekme atıyor, sopayla vuruyor ve bağırıyorlardı. Çocuklara daha sonra, içlerinde bir Bobo da olan güzel oyuncaklarla oynama fırsatı tanınıyordu. Sonuçlar art arda çocukların daha önce gördüklerini yaptıklarını gösterdi; şiddet kullanan modeli gören çocukların Bobo oyuncağını yumruklama, vurma, tekmeleme ve savurma eğilimi daha fazlaydı. Bundan sonra yapılan bir çok araştırma da Bandura’nın bulgularını destekliyor. Saldırgan modellerin erkek ve dişilerde, çocuk ve yetişkinlerde davranışları ister laboratuarın içinde ister dışında olsun ve model ister çizgi film karakteri ister gerçek bir insan olsun ve bu davranış ister tek başına bir hareket veya karmaşık bir hikâyenin parçası olsun (televizyondaki bir suç hikâyesi gibi) saldırganlığı etkilediğini kamtlanmış durumda. Saldırgan kişilikleri seyretmek 'ınsanları Bobo oyuncağım tekmelemeye, sınıf arkadaşına elektrik şoku vermeye, tanımadığı bir insana sözlü saldırıda bulunmaya ve küçük bir hayvam incitmeye itebiliyor.
Reklam
Savaş propagandasının en korkunç işlevlerinden biri, bir milletin üyelerinin başka bir milletin üyelerini bütün psikolojik sorumluluklardan muaf biçimde öldürmesini kolaylaştırmasıdır. Savaş özellikle bir köşede masumca duranlara ve çocuklara korkunç zararlar ve yıkım getirir. "Ben ve ülkem iyi, adaletli ve mantıklıyız” kavrayışı (cognition) ”Ben ve ülkem masum insanlara zarar verdik” kavrayışı ile uyuşmazlık içindedir. Eğer zarar aşikârsa, zarar verilmediğini veya bunun gerçekten şiddet olmadığını söyleyerek uyuşmazlığı azaltamazsınız. Bu durumda uyuşmazlığı azaltmanın en etkili yolu, kendinizi kurbanlarınızın hak ettiklerini bulduklarına inandırmak üzere bu kurbanların insanlığını azaltmak veya suçluluklarını arttırmaktır. Yoksa şimdi bahsedeceğimiz olayı nasıl açıklayabiliriz? İkinci Dünya Savaşı’nın sonu gelmek üzereyken Amerikan uçakları Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası attılar. Kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 100000’den fazla sivil öldürüldü ve binlercesi de çok ciddi şekilde yaralandı. Şimdilerde Amerikalıların bu kararı yermesi moda. Ama bombalar atıldıktan bir hafta sonra bir kamuoyu araştırması Amerikan halkının %5’inden azının o silahları kullanmamalıydık diye düşünürken, %23 gibi şaşırtıcı bir kısmının da Japonya'nın teslim olmasına zaman tanımadan çok daha fazla silah kullanmalıydık diye düşündüğünü göstermişti.6
Ama son olarak da, korkuya dayalı çağrılarımızın işe yarayabılmesi için çocuklarımıza hayatın problemlerine karşı ”sadece hayır deyin"den başka daha etkin ve yapılabilir bir şeyler -onlara “evet" diyebilecekleri şeyler de- sunmamız gerek. Korkuya dayalı çağrılarını sosyal kampanyalar yahut bazen pek de hoş olmayan amaçlar için kullanılıyor olması daha kapsamlı bir sorunun sorulmasını gerektiriyor: Korkuya dayalı çağrıları kullanmak doğru mu? Korkunun düşüncelerimizi harekete geçirip yönlendirme gücü göze alındığında, bunun kötüye kullanılma ihtimali çok yüksek. Her türlü propaganda amacı için meşru olmayan korkular icat edilebilir. İkna ediciler olarak, korkuya dayalı çağrı kullanma kararı aldığımızda, insanlarda oluşturduğumuz korkunun en azından meşru olduğunu ve meseleyi hislerle bulandırmak yerine insanları potansiyel tehlikelere karşı uyarmaya yarayacağını garantilemek sorumluluğumuz var. Eğer böyle yapmazsak Chicken Little’dan bir nebze daha güvenilir olmak gibi durumla karşı karşıya oluruz. Bizler böyle çağrıların hedefi olduğumuzun bilincinde olarak, propagandacının yemini yutmadan önce kendimize "Bu korku ne kadar meşru?" diye sormayı kendimize bir borç bilmeliyiz. Eğer böyle yapmazsak, hayatımızı gökler başımıza yıkılmasın diye boşu boşuna oradan oraya koşarak geçirmek zorunda kalabiliriz.
Eğer tekrar edilen reklamlar bu kadar rahatsızlık veriyorsa, reklamcılar neden buna devam ediyorlar? İşletme açısından bakıldığında bir reklamın sık sık tekrar edilmesi bir çok pazarlama amacının (özellikle harcamalar açısından) verımli bir şekilde yerine getirilmesini sağlar. Tüketicilere sürekli bir reklamı göstermek yeni bir ürünü tanıtmak
Çok şukür model kişilikler iki yönde de çalışabilir: Yani kitle iletışim araçları/medya modelleri iyi sosyal hareketler öğretmek için de kullanılabilir. Meselâ insanların patlak lastikle yolda kalmış bir araba surücüsüne yardım etme ihtimalinin ve Salvation Army (Selamet Ordusu) kutusuna bırakılan yardımların artmasında sosyal modeller kullanıldı.‘ Benzer şekilde şiddet içeren bir durumda şiddet içermeyen tepkiler verme ve saldırganlık seviyesini azaltmada da modeller kullanıldı.7 Elbette öğretmekle vaaz etmek aynı şey değil; modeller kelimelerden çok daha etkilı ikna eder. Bir dizi anlamlı araştırma yapan James Bryan ve meslektaşları çocukların hırs veya yardımseverlik vaazlarında bulunan veyahut hırs veya yardımsever davranışlarda bulunan yetişkinleri izlemelerini sağladı.“ Sonuç: Çocuklar modellerin ne dediğinden çok ne yaptığından etkilendiler.
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.