Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Psikiyatrinin ABC 'si

Cengiz Güleç

Öne Çıkan Psikiyatrinin ABC 'si Gönderileri

Öne Çıkan Psikiyatrinin ABC 'si kitaplarını, öne çıkan Psikiyatrinin ABC 'si sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Psikiyatrinin ABC 'si yazarlarını, öne çıkan Psikiyatrinin ABC 'si yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Depresyonu oluşturan etkenleri iki ana grupta toplayabiliriz; a) Yatkınlık hazırlayan etkenler b) Tetikleyen-ortaya çıkaran etkenler Birinci grupta kalıtım, kişilik yapısı, aile düzeni, genel kültür ve eğitim düzeyi sayılabilir. İkinci grupta ise genel psiko-sosyal stres faktörleri sayılabilir.
Sayfa 42
Çok sevdiklerinin ölümünü isteme gibi kişiyi çok rahatsız eden saplantılı düşünce obsesyon, bu olumsuz, nahoş düşünceyi uzaklaştırmak için belirli sayıda bir ya da birkaç duayı tekrarlama ya da etkili olduğu kabul edilen bir eşyaya dokunma davranışı da kompülsiyondur.
Sayfa 33
Reklam
Depresyonu oluşturan etkenleri iki ana grupta toplayabiliriz; a) Yatkınlık hazırlayan etkenler b) Tetikleyen-ortaya çıkaran etkenler Birinci grupta kalıtım, kişilik yapısı, aile düzeni, genel kültür ve eğitim düzeyi sayılabilir. İkinci grupta ise genel psiko-sosyal stres faktörleri sayılabilir.
Aslına bakılırsa normal sağlıklı insanlarda süperego, insaflı ve iyi kalpli bir yargıçtır. Sırasında ayıplar, kimi zaman suçlar ve kınar ama çoğunlukla uyarır. Amacı ego'yu kusursuz, eksiksiz, yetkin kılmaktır. Ne var ki iyi kalpli bir yargıç olmayı amaçlayarak doğan bu yapı, kimilerinde ölüm fermanı vermekten kaçınmayan acımasız bir yargıca da dönüşebilir. İşte nevrotiklerin ve depresif karakterdeki kişilerin süperego'su, bu türden acımasız, katı ve hiçbir biçimde esnetilemeyen taş kalpli bir yargıçtır. Özellikle değişik nedenlerden dolayı aşağılık duyguları kalıcı bir komplekse dönüşmüş kişilerde süperego sürekli olarak ego'yu rezil bir esir, aciz bir böcek... gibi görür ve ondan adeta tiksinir. İd'in etkisinden sıyrılamayan beceriksiz ego'yu sürekli azarlayan süperego, insana yaşamı zindan eder. Kimi ağır stres koşullarında bu tür süperego, ego'nun yok olmasını ister ve intihara kalkışmasına davetiye çıkarır.
Sayfa 132
Exupery'in "Küçük Prensi" nin diliyle söylersek, bu gezegendeki kocaman adamlar ne kadar da dar kafalılar! Neredeyse hiç merak etmiyorlar. İmgelemleri ne kadar da kısırlaşmış! Her şeye sahip olmak isteyen bu tuhaf varlıklar kendi mülkleri gibi gezegene hiç mi hiç özen göstermiyorlar!
Sayfa 112
Kimlik Bocalaması:
Bu tür bozukluklar özellikle 17-23 yaş grubu ergenlerde görülen ruhsal bozukluklar içinde birinci sırayı tutmaktadır. Sık görülen belirtiler şunlardır: Derslere karşı ilginin azalması, akademik başarının düşmesi, iştah ve uyku bozuklukları, yaşamın anlamını kaybetmesi ve karamsarlık gibi depresif duygular ve gündüz gelen iç sıkıntısı ve çabuk öfkelenmeler.
Sayfa 93
Reklam
şizofrenide beslenme sunumum var diye kitabın bu kısmına atladım :"
Aile bireylerinden birinin ölümünü son derece duygusuz, önemsiz gibi bir ifade ile anlatabildikleri gibi, uygun olmayan garip gülme ve ağlamalarla da anlatabilirler. Ayrıca künt ve yüzeysel duygulanım da sıkça görülür. Buna bağlı olarak dışardan bu hastalar duygusuz, soğuk kişiler olarak görülürler.
Sayfa 55
insan denetleyemediği biyokimyasal-fizyolojik süreçlerle, karşı koyamadığı dürtülerle ya da otomatik refleksleriyle kıskıvrak yakalanmış çaresiz bir varlık değildir.
Şizofren de bebek gibi kendi varlığı ve dünyası ile dış dünya arasında ayırım yapamayan, ikisini birbirine karıştıran (psikotik konfüzyon) ve dış dünyayı iç dünyasına göre değerlendiren bir durumdadır. Sanrılar ve varsanılar (halüsinasyon) özellikle bu ayrımı yapamamış olmanın ağır belirtileridir.
Sayfa 119
Depresif hastaların zeka düzeyleri yükseldikçe intiharın gerçekleşme riski de artar.
Sayfa 44
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.