Kibir ve gurur, sevgisi az ve zaafı çok olan insanlarda sadece bir duygu değil, aynı zamanda sevginin onlarda bıraktığı boş yeri doldurmak için bir ihtiyaçtır.
Duygular inatçıdırlar, varlığımızdan kolay kolay ayrılmak istemezler. İsabetsiz olduklarını iyi anladığımız duyguları bile benliğimizden hemen söküp atamıyoruz.
İnsan kendisine dışardan bakmaya alışmıştır; göründüğü gibi olduğunu zanneder. Böylelikle kendimizi avuturuz. Kendimizi aldatmaktan hoşlanan yaradılışımız, iç yaşayışımızı olduğu gibi tanıtmaktan bizi alıkoymaktadır.
Zamanımızda beden yapılsına göre karakterleri kretschmer şöyle ayırmaktadır:
1)LEPTOZOM VE ASTENİK TİPLER:bunlar genel olarak zayıf, kuru, kansız, elleri ve parmakları ince, göğüsleri yassı, kafatasları yassı insanlardır. Bu tipler tahlilcilerdir. işlerinde sebatlıdırlar ve hislerine hakim olurlar. İçlerine çevrilmişlerdir; bu yüzden anlaşılmalar güçtür. Ürkek görünürler ve kendilerinden beklemedik hareketler yaparlar.
2)ATLETİK TİPLER: Bunlar uzuna yakın orta boylu, geniş omuzlu kalın boyunlu, dik başlı, çıkık çeneli, el ve ayakları kocaman insanlardır. Bunların tepkileri hafiftir,durgun ve dışlarına çevrilmişlerdir. Saf kalpli ve kabadırlar, incelikleri ve tahlil kabiliyetleri yoktur, zekaları ortanın altındadır.
3)PİKNİK TİPLER: Bunlar geniş karınlı, gövdeleri yağlı, hareket organları(kol ve bacakları) nispeten zayıf insanlardır. Orta boylu, tıknaz ve kalın boyunludurlar. Dört köşeli ve geniş yüzlüdürler. Erkelerede çok kere saçlar dökülür. Kok ve bacak etleri yumuşaktır. Bu tipler terkipçidirler. Saf kalpli ve duygulu insanlardır. Dışlarına çevrilmişlerdir. Göründükleri gibidirler..
Aldığım bir yarayı gözlerimle görüyorum ve şuurumla da onun acısını duyuyorum. Şüphesiz duyduğum acısından, görmediğim bir yaranın bende varlığını anlayabilirim.
Kibir ve gurur, sevgisi az ve zaafı çok olan insanlarda sade bir duygu değil, sevginin onlarda boş bıraktığı yeri doldurmak için aynı zamanda bir ihtiyaçtır.