Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

500 Yıldır Süren Muhabbetin Mirası

Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı

Kolektif

Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı Gönderileri

Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı kitaplarını, Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı sözleri ve alıntılarını, Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı yazarlarını, Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bekri Mustafa
Büyük olasılıkla 17. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, içkiliciliği, hazircevapliği, nükteleri, içki yasaklarına karşı duruşuyla ünlenmiş ve ismi iyi içicilere simgi olmuş İstanbul'un ünlü ayyaşı Bekri Mustafa, bütün şiddetiyle hüküm süren içki yasağını delmek için kayıkçılık yapmaya başlamıştır. Denizin ortasında herkesten uzak demlenir. Birgün iki yolcuyu Beşiktaş'tan Üsküdar'a geçirmek üzere kayığına alır. Onları göz ucuyla süzüp tehlikesiz olduklarına karar verir, denize açıldıktan sonra zulasindan yudumlamaya başlar. Ne var ki bu iki yolcu tebdil-i kıyafet gezen IV. Murat ile sadrazam Bayram Paşa'dir. Padişahın işareti üzerine Bayram Paşa Bekri'den kendilerine de içki vermesini ister. Bekri, " Bir şartla" der, "içince sapitmayacaksiniz" Kabul edip içerler. Bir süre sonra Bayram Paşa gürler: " Bre hayırsız herif sen bizim kim olduğumuzu bilir misin? Bu zat Padisahimiz Efendimiz'dir, ben de sadrazam kullariyim" Bekri Mustafa sakin cevap verir: " Ben size içince sapitmayacaksiniz demedim mi? Nafile, boşa konusmusum"
Sayfa 76
496 syf.
10/10 puan verdi
Tam bir genel kültür kitabi
Kitabı çok beğendim Gayet akıcı ve ilgi çekici Sadece rakı diil geniş bir yelpazesi var Tarih, şehir, sanat, şair, sanatçılar, rakı, balık, meze, tarif daha nicesi Okunmaya değer tam bir genel kültür kitabi oldukça keyifliydi tavsiye ederim
Rakı Ansiklopedisi - Meyhane Baskısı
Rakı Ansiklopedisi - Meyhane BaskısıKolektif · Overteam Yayınları · 201449 okunma
Reklam
Şemsettin Kutlu şöyle bir anekdot aktarır: "Bir gün Galata'daki Tokatlı meyhanesine giren Bahriyeli Sami, patron Agop Efendi'yle selamlaştıktan sonra cebimdeki parayla bir demlenebilir miyim diye sorar. Agop Efendi elbette der. Sami oturup rakısıyla, dört başı mamur mezesiyle kendine nefis bir ziyafet çeker. Sonra elini cebine daldırıp, işte cebimdeki para, tam sekiz kuruş deyince Agop Efendi'nin gözü kaşı oynamaya başlar. Mızıkçılık yok, ben cebimdeki parayla yiyebilir miyim diye peşin peşin sormuştum deyince, Agop Efendi, peki borcunu silerim ama şu yeni açılan Abdullah Efendi Lokantası'na da aynı numarayı yapacaksin diye şart koşar. İşte bu mümkün değil der Bahriyeli Sami, çünkü orada da aynı numarayı yaptığım için beni buraya Abdullah Efendi gönderdi."
Sayfa 65
Bahriyeli Davut Bey 20. yüzyılın başlarında Kadıköy'ün rakı âlemlerine damgasını vuran gönül adamı, cömert meyhaneci. O zamanların Kadıköy'ünde semtin uçarı delikanlıları her yaz, bahardan güz sonuna kadar Papazın Bağı'nı kiralayıp içkili çalgılı gazino haline getirirlerdi. Bunlardan biri de Bahriyeli Davut Bey'di. Hali vakti yerinde, direk boylu, baca gövdeli bir denizci ve amatör bir futbolcu olan Davut Bey, burasını aslında hiç ihtiyacı yokken, sırf hususi keyfi için kiralardı. Ama müşterisine karşı çok titiz bir işletmeciydi. Sevmediği kimseleri, arıza çıkaracağından şüphelendiklerini bahçeye sokmaz, buranın daima nezih kalmasını sağlardı. Bir gece Bahriyeli Davut Bey, Papazın Bağı'nın gediklilerinden Ahmet Rasim'i ağırlarken yine böyle istenmeyen kişiler gelmişti. Bunları kapıda önlemiş, Bugün anamın ölüm yıldönümü, rakı yok, başka yere gidin diyerek başından savmak istemiş fakat adamlar, İyi ama karşı masadaki beyler pekâlâ içiyorlar deyince, zorda kalan Davut Bey'in imdadına Ahmet Rasim yetişmişti: Biz ailedeniz, yas tutuyoruz..."
Sayfa 65
"Abbas, Cahit Sıtkı Tarancı'nin bir meyhane klasiği haline gelen ünlü şiiri. ... Bir kolu sakat, saf,sadık, dürüst bir Anadolu delikanlısı olan Abbas'la bir akşam demlenirken sohbet eden şairin aklına İstanbul'daki İlk sevgilisi gelir. Abbas'a dileğini söyler ve sevgilisini alıp getirmesini ister. Ertesi sabah Abbas'ın isteğini yerine getirmek üzere hazırlandığını gören şair, Abbas'ın bu fedakarlığı karşısında duygulanir. Oysa akşam anlattıklarını kendisi bile unutmuştur. Abbas'ın bu arzuyu yerine getirme azmi ve kararlılığı Cahit Sıtkı'yi ölümsüz şiiri yazmaya mecbur bırakır."
Sayfa 10
"Eskiden gazeteler akşam baskısı yapar, buna halk arasında meyhane baskısı denirdi. Çünkü ertesi günün haberleri ilk olarak meyhane masalarında okunurdu. Meyhaneler gündemin sıcağı sıcağına konuşulduğu yerlerdi..."
Overteam Yayınları
Reklam
Nesimi'ye sormuşlar Yarin ilen hoş musun? Hoş olayım, olmayayım O YAR BENİM KİME NE?...
Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un. Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde.
Adabıyla içilirse Dostlar iyi seçilirse Bir de fasıl geçilirse Şifa olur derde rakı.
695 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.