İstikamet, vasıta, mesafe… Bütün bu yumuşak tınılı, derya çağrışımlı, ağza löp et gibi oturan kelimelerin karşısına ne yazılırsa yazılsın; yolculuk, yola çıkanı yoldan çıkarma potansiyeli taşıdığı için tehlikelidir.
Az konuşup çok iş yapan insandan, az konuşup az iş yapan insandan, sürekli kendini anlatan insandan, çok para kazanmaktan ve trafik kazasında ölmekten korkarım.
Kitabın adına ekstradan bir puan daha giriyorum çünkü öyküleri okudukça gerçekten de rehavet havasını hissediyorsunuz. Mahallede çocukluğu geçmiş olduğuna eminim yazarın. Tam teşekküllü biçimde gözlemlerini ince bir mizahla bezeyip sonu olmayan öykülerde birleştiriyor. Her hikayede böyle oldu ama olsun ne yapalım havası var. Bir şekilde rehavetin ağırlığını ya da hafifliğini hissediyorsunuz. Edebi olarak çok katkısı olmasa da tüm hikayeler güzeldi.
Teldeki Kuş ve Yolculuk öykülerindeki karakterler tamamen hayatın içindendi.
Beğendim.
Diğer kitaplarını takip etmeyi isterim.