Dünyalı bir Laz… Bu tanım büyük kısmını özetliyor meselenin. Akademik hayatsa, Antalya-İzmir-Antalya arasında biraz git gelli gelişti, ki zaten ayarı bozuk bünyelerden de beklenen dengesizlik bu olsa gerek. Akademi, insanı ister istemez bir yola sokuyor; ve doktora bitene kadar da benim diyen aslan parçası o yolun dışına çıkamıyor. Sonrası biraz daha özgür elbette. Kafa patlatıp dirsek çürüterek elde edilen, pahalı bir özgürlük… Günlerimi de bu özgürlüğün tadını çıkararak geçirmeye çalışıyorum. Standart bir gün demek, hafta içi öğrenciler demek… Sohbet tadında, öğrendiklerinin farkına varmadan öğrenmelerine uğraştığımız saatler geçiriyoruz birlikte. Onlar aynı fikirdeler mi bilemem ama, ben öğrencilerimle zaman geçirmekten büyük keyif alıyorum. En azından büyük çoğunluğuyla diyelim… Derslerin dışında kalan zaman, akademik yayınlar, projeler ve tabi ki yazmakla geçiyor. Bütün bunlara rağmen, pek de ev-ofis insanı olduğumu söyleyemem.