Ödevleri toplayıp okuyan Zeki Ömer Bey, Rıfat'ın ödevinin altına şu notu yazdı."Bu kadar güzel vazifeler yazıyordun da beni neden ümitsizliğe düşürdün."
Yattığı yerden sehpanın üzerindeki defter ve kaleme uzandı. Elleri titreyerek bir şeyler yazdı.
elim birisine değsin.
ısıtayım üşüdüyse
boşa gitmesin son sıcaklığım.
Bu satırlar, Rıfat Ilgaz'ın dünyaya son seslenişi oldu.
"Şöyle bir kasılalım biraz! Artık bir sokak sahibi olarak!Bir dikili çöpüm yok.Evim,köyüm vardı ama artık bir sokağım var.Mülkiyet duygusu güzel şeymiş."
"Eğer halkımın sıkıntılarını dile getirmezsem,halkı ezenleri eleştiremezsem masum olamam,aydın olamam,şair yazar olamam;Bundan sonra yazmayayım daha iyi."Rıfat,artık yazı ve şiirlerini halk için yazmaya karar verdi.
Firavunlar yıllar önce tabletleri kırdı, Hitler kütüphaneleri yaktı. Ancak kimse aydınlarını, yazarlarını bir otele kapatıp onları canlı canlı yakmadı.
Hep daha iyisi için çalışacağım.Yaptığım işin en iyisi olacağım.Halkını seven iyi insan,başarılı bir yazar, iyi bir şair olacağım.Söz veriyorum...Artık Rıfat'ı sanattan ve halkına olan sevgisinden başka hayata bağlayan başka bir kuvvet olamazdı.