Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi

Metin Karabaşoğlu

Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi Gönderileri

Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi kitaplarını, Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi sözleri ve alıntılarını, Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi yazarlarını, Risale Okumaları 4 - Varolmanın Neşesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sözün özü; Zaman cemaat zamanıdır, aşiret zamanı değil!
Metin KarabaşoğluKitabı okudu
Var kılınmakla, insan var kalmayı garantilemiştir. Ortada bir firak varsa da, bu kavuşmak üzere bir ayrılıktır. O halde, insana dünya gurbetinin yasını tutmak değil, varolmanın şükrünü eda edip varolmanın neşesini yaşamak düşmektedir.
Sayfa 213Kitabı okudu
Reklam
Biz rızk peşinde olduğumuz için mi ubudiyet vazifelerini ihmal durumunda kalıyoruz; yoksa ubudiyet vazifelerini ihmal ettiğimiz için mi Rabbimiz bizi geçim derdine duçar kılıyor?
Sayfa 173Kitabı okudu
Kişi kendisini, hayatını ve malını Allah'tan bildiği ölçüde zekat verin emrine riayet etmekte bu noktada taşıdığı imanî zaafiyet ölçüsünde de zekat emrine uymaktan nefsini geri çekmektedir. Kişi "ene"sini yırtıp "Hüve"yi görebilmişse, varlığını O'ndan bilebilmişse; kendisini aşıp O'nun ihsan ettiği malından O'nun rızası için ihtiyaç sahiplerine verebilmektedir.
Reklam
Ne diyordu Bediüzzman? "Temâsül tezadın sebebidir; tenâsüb tesanüdün esasıdır."
Sayfa 239Kitabı okudu
Açıkcası, Sâniimize, Sahibimize gitmeyen; yalnızca bizde kalan bir iltifata muhatap oluyor, üstelik bundan hoşlanıyorsak, hal ve gidiş hiç de iyi değil demektir. Mü'mine düşen, 'aldanış' anlamına da gelen 'gurur'a kapılmak değil; Süleyman vari, "Bu Rabbimin fazlındandır" diyebilmektir.
Sayfa 149Kitabı okudu
"Ene ile tabir edilen, enaniyetin kalbi, Allah Allah zikrinin dua ve hararetiyle yanıp delinirse, büyüyüp gaflete firavunlaşmaz. Ve, Halık-ı semavat ve arza isyan edemez."
Sayfa 145Kitabı okudu
Reklam
Marifetullah şayet sadece akıl işi olsa, tıpkı E=mc^2 gibi, formül bir kere ortaya konup sağlaması yapıldı mı herkes kabule mecbur olurdu. Halbuki iman, 'maddi mizanlarla tartılamaz', bilakis bir 'teklif' konusudur; zaten o yüzden, mucizeler dahi 'akla kapı açar, ihtiyarı elinden almaz' surette gerçekleşmiştir; ve o yüzden, iman 'cüz'i iradenin sarfından sonra kalbe ilka edilen bir nurdur.
Sayfa 141Kitabı okudu
Milliyetçi-mukaddesatçı bir söylemin gölgesinin üzerimize düştüğü onyılların özeleştirisini yapmamız gerekiyor. Sözgelimi, Medresetü’z Zehra’nın ‘caiz’i olduğu halde Kürtçe’yi ne derece içselleştirebildik? Kürtçe konuşan bir mü’min kardeşimize yanıbaşımızda ne kadar müsamaha edebildik ? Kürtçe ifade ve öğrenim hakkını ne derece savunabildik ?