En Eski Roman Diliyle Siyaset Sözleri ve Alıntıları
En Eski Roman Diliyle Siyaset sözleri ve alıntılarını, en eski Roman Diliyle Siyaset kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir defa daha anlıyorum ki,milletlerin akıl ve vicdanı, akademik eserlerden çok ,edebî kurgularda ifadesini buluyor.Şair ve romancıları çıkarın,milletten geriye şehit ve gaziler kalıyor! "
Sinekli Bakkal, modern Türk edebiyatının Faust'uydu! İçtimaî jeolojinin merkezini mabetten markete kaydırıyor ve topluma şu genel mesajı veriyordu: "Türkoğlu, medenî ve güçlü olmak istiyorsan, Şeytan'ın hakkını ver!" Fakat, Halide Hanım "unutamayan ulusçu'ydu. Bir yandan da, en geniş anlamda "Türk milleti'nin ruhuyla bütünleşmiş olan Allah'ı gücendirmemenin çârelerini arıyordu. Lise yıllarında derinliğine pek
nüfuz edemeden boyuna özetini çıkarıp durduğumuz bu eşsiz tarihroman, modernlik serüvenimizin özetiymiş meğer!
Bir kere daha anlıyorum ki milletlerin akıl ve vicdanı akademik eserlerden çok edebi kurgularda ifadesini buluyor. Şair ve romancıları çıkarın milletten geriye Şehit ve Gaziler kalıyor!
Bölgemizdeki büyük ölçekli bir siyasi organizasyon (Osmanlı Devleti) "muhteşem bir geri çekiliş" (Mehmet Genç) yahut "şiirsiz ve şikayetsiz bir çöküş" (Cemil Meriç) ile 30 kadar ulus- devlete bölündü. Türkiye dahil olmak üzere, bu yeni siyasî oluşumlara yakıştırdığımız "millî devlet" ünvanı tarihsel bir yanılsamadır.
Millînin kökü millet ise, Ortadoğu uluslarının hiçbir mili değildir; ulusaldırlar. Daha doğrusu ulus olmaya çabalamış fakat hiçbiri başarılı olamamıştır. Başarısızlığın ana sebebi, bu nevzuhur devletlerin halklarının hafıza kaybına direnmiş olmasıdır.
Sömürgecilik ve daha geniş anlamda emperyalizm, sadece belirli ülke veya bölgelerin doğal kaynaklarına el konması, ekonomilerinin Merkez'e bağlanması değildir. ÜIke siyasetlerinin
ve bugüne ait her şeylerinin denetim altında tutulması da değildir. Bu gaspın sürekli olabilmesi için, ülke tarihinin Merkez'e bağlanması, Merkez'in bakışıyla yeniden yazılması gerekir:
Asıl emperyalizm budur!
Şu kelam-ı kibarı ben yazayım, siz ister İbn Arabi'ye atfedin, ister Hegel': "Bir şey haddini aştı mı, zıddına münkalib olur!" Aşk nefrete, iman küfre dönüşür,. Bilgi cehalet olur, tevazu kibir. Ömür haddini aşınca, istikamet kabir…
Avrupa halkları "unutarak uluslaşırken", biz "hatırlayarak millet olma" arayışımızda direndik. Bu aynı zamanda kapitalizme/emperyalizme karşı küresel çapta bir meydan okumadır.