Süreyya hanımın anlattığı gibi ruhu çıkıverdi bedeninden. Yükseldi, yükseldi. Bir telefon direğinin tepesine konup aşağı baktı ruh, kendini gördü. Yüzü de alçılı kolu gibi bembeyaz, omuzları düşmüş, zayıf kara kuru bir kiz. Acıdı ona. Ne şefkat, ne sempati. Sadece acıdı.