Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçe - Arapça

Ruhu'l Furkan Tefsiri 7. Cilt

Mahmud Ustaosmanoğlu

Ruhu'l Furkan Tefsiri 7. Cilt Sözleri ve Alıntıları

Ruhu'l Furkan Tefsiri 7. Cilt sözleri ve alıntılarını, Ruhu'l Furkan Tefsiri 7. Cilt kitap alıntılarını, Ruhu'l Furkan Tefsiri 7. Cilt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Kış, müminin ilk baharı (rahatlık bulduğu mevsim) dir. Gündüzü kısalır, oruç tutar, gecesi uzar (teheccüde) kalkar."
Sayfa 183Kitabı okudu
Allah-u Teala'nın kuluna karşı olan muhabbeti birkaç mananın dışına çıkmaz. Bu muhabbet ya kuluna acıması veya ona lütuf ve ihsanda bulunması ya da medh-u sena buyurması şeklinde tezahür eder. Kulun Allah-u Teala'ya muhabbetine gelince; bu, kişinin kalbinde bulduğu latif (cismani olmayan ruhani) bir haldir ki, bu hal, sahibini sevdiği Zatın emirlerine uymayı nefsinin arzularına uymaya tercih etmesine, nefsinin hazlarını terk edip her yönü ile Hak Sübhanehu'nun haklarını diğer bütün hazlara tercih etmeye sevk eder.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
İbrahim ibni Abdirrahman ibni Abdilkarî (radıyalhu anhum) un beyanına göre İbn Ömer (radıyallahu anhuma) nın, elini Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in minberinde oturduğu yere koyup sonra yüzüne sürdüğü görülmüştür... Bu gibi teberrüklere şirk diye karşı çıkan Vehhabi fırkasının en büyük dayanağı olan İbni Teymiyye ... "İmam-ı Ahmed ibni Hanbel (rahimehullah) ın, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in minberine el sürmeye ruhsat verdiğini, İbni Ömer, Said ibni Müseyyeb ve Yahya ibni Said (radıyallahu anhum) gibi Medine-i Münevvere'nin en büyük fakihlerinin bunu yaptıklarını" zikretmiştir.
Ebubekr-i Sıddık (Radıyallahu anh) ın kızı Esma (Radıyallahu anha), ... cübbesini çıkararak (göstererek): "İşte bu, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in cübbesidir. Bu cübbe vefatına kadar Aişe (radıyallahu anha) nın yanında idi. O vefat edince ben aldım. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onu giyerdi, biz de onu hastalar için yıkıyoruz (suyunu onlara içiriyoruz) onunla şifa taleb ediliyor" dedi. İmam-ı Nevevi'nin (rahimehullah) beyanına göre, bu hadis-i şerif salihlerin eserleriyle teberrükte bulunmanın müstehab olduğuna delalet etmektedir.
El, Allah'ın emanetidir. Allah'ın emaneti olması ona öyle bir şeref vermiştir ki haksız yere kesildiği takdirde eli kesilene ödenecek diyet beşyüz altın değerindedir. Amma birisi hırsızlık yaparak Allah'ın emanetine hainlik ederse, o hıyanetliği onun elini on dirhem kadar ucuzlatır.
Nitekim kadınların ekserisi: "Bu benim kocamdır, malı bana helâldir." diyerek kocalarından izinsiz cüzdanlarından para almaktadırlar. İşin kötü tarafı ise bu yaptıkları haramı, helâl saydıklarından şirke düşmektedirler.
Reklam
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in bereketini sevenler bu gibi şeylerden ancak Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in bulunduğu mekanlarda Allah'tan bereket talep etme manasını kastetmektedirler. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in bereketini sevmeyen diğer sapıkların ise bu gibi konularda bozuk yorumları vardır. Onların hâline düşmekten Allah'a sığınırız. Âmin
Aişe (radıyallahu anha) dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Bu ümmetin sonunda hasf (bir takım günahkarların yere batması), mesh (suretlerinin maymuna ve domuza döndürülmesi) ve kazf (gökten taş yağması) olacaktır. Aişe (radıyallahu anha) diyor ki: O zaman ben: "Ya Rasulallah! Aramızda salih kişiler olduğu halde biz helak olur muyuz?" deyince, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet, pislikler zuhur ettiği vakit (çirkin haller baş gösterdiğinde aranızda iyiler bulunsa da helak olursunuz)." buyurdu.
Sayfa 266 - قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ عَائِشَةَ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ تَكَلَّمَ فِيهِ يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ مِنْ قِبَلِ حِفْظِهِKitabı okudu
Eğer sen, "Niye bu kimse Allah'ın tevfikine seçildi de öbürü mahrum edildi, halbuki ikisi de kullukta müşterektir." diyecek olursan işte o anda celal perdelerinden sana: "Edebe sarıl, rabliğin sırrını ve kulluğun hakikatını anla. Çünkü Allah yaptığından sorulmaz, kullar sorumludurlar. İşte bu, Aziz ve Alim olan Allah'ın takdiridir. Şüphesiz ki fazl-u kerem Allah'ın elindedir, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl ve lütuf sahibidir." diye nida edilir.
Sayfa 220Kitabı okudu
Kafirleri mühim görevlere yerleştirmek, her iyiliği onlarda görmek, onların Müslümanlardan daha cesur olduklarından bahsetmek ve her yerde bu gibi sözleri söylemek; Onların şecaat, gayret ve heveslerini artırarak, Müslümanların hevesini kırmaktan ibaret olduğundan, ne kadar çirkin ve yanlış bir hareket olduğu vicdan sahiplerince bilinmektedir. Maalesef bu gibi durumlar bir zamandan beri Müslümanların müptela olduğu bir hastalıktır ki, İslam ırkına tamamen zafiyet vermiş ve onları yerlerinden kalkamayacak bir hale getirmiştir.
Sayfa 188Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.