O halde hasta kendisine öğretilen bir doğruya ihtiyaç duymaz - bunu yaparsak sadece kafasına ulaşmış oluruz; kendisine öğretilen bu doğruya ulaşmaya daha fazla ihtiyacı vardır ve bu şekilde onun kalbine ulaşmış oluruz; bu daha derine girip daha çok işe yarar.
Eleştirmenler beni bazen, her şeyi felsefi yönlerden açıklamak istediğim ve psikolojik görüşlerimin metafiziksel olduğu inancıyla felsefi ve teolojik eğilimler göstermekle suçlamışlardır. Ancak ben sadece psikolojik gerçekleri örneklemek gibi özel bir amaçla bazı felsefi, dini ve tarihsel malzemeleri kullanıyorum…İnsanların "Tanrı" ve "Tanrı-imgesi" arasında kavramsal bir ayrım yapamaması ve bu nedenle Tanrı-imgesi hakkında konuşurken Tanrı hakkında konuşuyor ve "teolojik" açıklamalar yapıyor olması, nesne ve imagonun birbirine sonsuz şekilde bulaşmasından doğan bir hatadır…Tanrı-imgesinin tam bir psikolojik gerçekler kompleksine karşılık geldiği ve bu yüzden işleyebileceğimiz bir nicelik olduğu da açıktır; ama Tanrının kendi içinde ne olduğu, psikolojinin yapabileceklerinin dışında bir soru olarak kalır. Bu kadar basit gerçekleri tekrar etmek zorunda kalmaktan üzüntü duyuyorum.
...Tüm bunun amacının ne olduğunu, Gretchen'nin bu düşünceyi tabiri caizse neden dolaylı yollardan rüyasında gördüğünü, neden bunu açık açık ve kaçamak yapmaksızın düşünmediğini sorgulayabiliriz. Bu sorunun cevabı çok basittir: Gretchen'in üzüntüsünün, kimsenin düşünmek istemediği bir sebebi vardır; bunu düşünmek çok acı vericidir. Gretchen, Faust'un sadakatine karşı duyduğu şüpheyi bastırır ve gizler. Bastırılan bu düşünce, hiç de hoş duygular uyandırmayan hazin bir hikaye şeklinde açığa çıkar. Freud rüya düşüncesini oluşturan arzuların açıkça kabul ettiğimiz arzularımız değil, acı verici olmaları sebebiyle bastırdığımız arzularımız olduğunu söyler. İşte arzularımız tam da bu sebeple, yani uyanık durumdayken bilincimizden uzak tutulmaları sebebiyle rüyalarımızda dolaylı olarak su yüzüne çıkarlar.
Davranışları ahlaka uygun insanların gördüğü rüyalar, kelimenin
tam anlamıyla “ahlaksız” olarak tarif edilebilecek bir malzeme açığa çıkarabilir. Bu yüzden Aziz Augustinus, Tanrı onu gördüğü rüyalardan sorumlu tutmadığı için memnun olmuştur.