Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu

Enver Altaylı

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu Gönderileri

Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu kitaplarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu sözleri ve alıntılarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu yazarlarını, Ruzi Nazar: Cıa'nın Türk Casusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Roth kimdi
Bay Roth, Birinci Dünya Savaşı'nda Alman İmparatorluğu ordusunda binbaşı rütbesiyle görev yapmıştı. Almanya'nın müttefiki Osmanlı İmparatorluğu ordusunda, Başkomutan Enver Paşa'nın yardımcılığını yürüten Alman Askeri Misyonu'nun başkanı von der Goltz Paşa'nın karargahında da çalışmıştı. Savaş sırasında Türkleri yakından tanımış ve sevmişti.
Savaş yıllannda, Almanya'da Hitler' e karşı direniş örgütlemeye çalışan Katolik Merkezi (Katolisches Zenter) adlı gizli bir örgüt vardı. Aralannda, savaştan sonra Almanya Federal Cumhuriyeti'nin ilk şansölyesi seçilen Konrad Adenauer'in de bulunduğu birçok Alman entelektüeli, siyaset adamı ve kilise mensubu bu örgüte üyeydi. Almanya yüksek uyuşmazlık mahkemesi haidmi olan Bay Roth da aynı örgütün mensubuydu. Amerikalılar bunu öğrenmişti. Bayan Roth Amerikalılara teslim olduktan bir süre sonra eve gelen iki Amerikalı subay, nazik bir şekilde Bay Roth'la görüşmek istediklerini bildirince Bayan Roth bir süre önce Amerikan kuvvetlerine teslim olan eşinin nerede olduğunu bilmediğini söylemişti. Neticede Bay Roth, tutuklandıktan dört ay sonra Amerikalılar tarafından tekrar serbest bırakılmıştı.
Reklam
Ihsan Ünesin
O sıralarda Kızıl Ordu'ya teslim edilmekten kurtulan bazı MTBK üyeleri, Türk Genelkurmayı'nın 8. Amerikan Ordusu nezdindeki temsilcisi Kurmay Yüzbaşı İhsan Ünesin'le temas kurmuştu. Yüzbaşı Ünesin, Türkistanlı asker ve subayların başlarına gelenlerden haberdardı ve onlara yardımcı olmak için çırpınıyordu. Bir liste hazırlanmış ve Yüzbaşı Ünesin'e teslim edilmişti. 400 Türk Genelkurmayı'nın onaylaması halinde listede adları olan Türkistanlı asker ve subaylar Türkiye'ye gidebileceklerdi. Ruzi, bu girişimden onlara da söz ederek belki Türkiye'ye gidebileceğini belirtti. O günün koşullarında Ruzi'nin vatanına ve annesine dönme ihtimalinin bulunmayışı, Roth ailesini duygulandırmıştı. Bu yalnız ve vatansız kalmış adama acıyarak ve şefkatle baktılar. Daha önceki iki ev sahibi gibi, onlar da Ruzi'yi gerçekten sevmişlerdi.
Zor günler
Lejyonerler için çok zor günler başlanuştı. Müttefik Kuvvetler' e teslim olanlar Kızıl Ordu birliklerine teslim edilmiş ve çoğu da hemen olduğu yerde kurşuna dizilmişti. "Herhangi bir şekilde Almanya içlerinde serbest kalmayı başarabilenleri ise tam anlanuyla bir insan avı bekliyordu. Almanya'nın her şehrinde Amerikan, İngiliz, Fransız ve Rus askerlerinden oluşan dörder kişilik ekipler, askeri araçlarla sokaklarda dolaşıp siyah saçlı, tiplerinden Doğulu olduğu anlaşılan insanları avlıyor, yakalanan eski Sovyet vatandaşları Rus kuvvetlerine teslim ediliyordu. Rezzak Baki, Burhaneddin Kasım ve Kadir Bek gibi bazı komite üyeleri Sovyet askerleri tarafından tutuklanarak öldürüldüler.
muhalefet
MTBK Başkanı Kayyum Han ve komite üyeleri ile onların çalışmalarından memnun olmayan Türkistanlılar elbette her zaman vardı. Ruzi bunlarla da dostane ilişkiler içindeydi. Bir hareket içinde muhalefetin varlığı, hareketin sağlıklı olmasının şartıdır, diye düşünürdü. MTBK'mn bazı faaliyetleri ve Kayyum Han'ın bazı tutumları elbette Ruzi'yi de rahatsız ediyordu. Ruzi, komite başkanı ve üyelerini yeteri kadar demokrat bulmuyordu. Türkistanlılar Türkistanlılar arasında Kayyum Han'a karşı muhalefet eden grubun başkanı, Ruzi'nin lnnsbruck'ta karşılaştığı Karis Kanatbay'dı. Onunla birlikte olan iki Türkistanlı da aynı gruptandı. Ruzi'nin onlarla da ilişkileri her zaman dostane olmuştu. Ancak onların MTBK'dan ayrılıp yeni bir "Türkistan şfirası" oluşturmalarım ve Nisan 1945'te Vlasov'un KONR'ına katılmalarını hiç de hoş karşılamamıştı. Kurdukları Türkistan şfirası için bulabildikleri üye sayısı ise beşi geçmemişti. Iki arkadaş, Karis Kanatbay ve yanındakilerle bir süre sohbet etti. Ancak Ruzi onlara Almanya'ya dönmekte olduklanndan ve gelecekle ilgili planlarından bahsetmedi.
Doğu Türkistana gidelim
14 askerin yanına dönen Ruzi, onlara durumu anlattı ve terhis belgelerini teker teker ellerine teslim etti. Askerler çok sevindiler, sanki bu terhis belgeleri onları yıllarca uzakta kaldıkları vataniarına kavuşturacak resmi bir belgeydi. Aralannda Semerkand Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü doçentlerinden biri de vardı. Ruzi'ye şöyle dedi: "Lütfen bize önder olun, bizi buralardan alıp götürün. Güneydeki ülkelerden birine gidelim. Hemen vatana dönemesek bile daha sonra bir yolunu bulup Doğu Türkistan'a gideriz; böylece de vatanımıza yakın oluruz. " Genç adamın saflığı, iyi niyeti Ruzi'yi hüzünlendirdi. "Kuzey İtalya nerede, Türkistan nerede; hele Doğu Türkistan nerede" diye düşündü.
Reklam
188 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.