En Beğenilen Sabah Yıldızı Gönderileri
En Beğenilen Sabah Yıldızı kitaplarını, en beğenilen Sabah Yıldızı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Sabah Yıldızı yazarlarını, en beğenilen Sabah Yıldızı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kötümserliğin örgütlenmesi bilinçli bir insanın itaat edebileceği en tuhaf "sloganlardan" biridir. Ne var ki bizim onun peşinden gittiğini görmek istediğimiz slogan da budur
Sayfa 53 - VersusKitabı okudu
Benjamin'e göre "burjuvazinin her tür kökten tinsel özgürlük beyanına karşı düşmanlığı"dır gerçeküstücülüğü sola doğru, devrime dogru ve Ril savaşından itibaren de komünizme doğru itmiş olan (Benjamin 1977, s. 306 3 10).
(...) Breton'un gözünde "romantik düşüncenin en üstün ifadesi" ve "bizlere bıraktığı en canlı sembol"dür: bu "melek Lusifer'in alnından düşmüş" büyük sabahın yıldızıdır. Bu yıldız, boyun eğmeyişin en yüksek alegorik imgesini temsil eder: bizlere "bizzat isyanın, yalnızca isyanın ışık yaratabildiğini" öğretir. "Ve bu ışık ancak üç yoldan tanınabilir: şiir, özgürlük ve aşk ile" (Breton. l944 , 1965).
Gerçeküstücülük özellikle ve her şeyden önce belirli bir haleti ruhiyedir. Erotik ve şiirsel pozitif gücünü bilinçdışının kristalimsi derinliklerinden, arzunun uyku tutmaz uçurumlarından, haz ilkesinin sihirli kuyusudan, hayalgücünün akkor müziklerinden alan bir boyun eğmeme, bir olumsuzluk, bir isyan halidir.
Bunun yanı sıra gerçeküstücüler açısından mitin önemi, rasyonel-olmayan üzerindeki dini etkiye, (ezoterik geleneklerle birlikte) dünyevi bir alternatif oluşturmasından kaynaklanır.
"Devrime sarhoşluğun gücünü sağlamak, işte gerçeküstücülüğün tüm yazdıklarında ve giriştiklerinde yöneldiği şey budur. Bu onun en özgün görevidir bile denilebilir."
Sayfa 36 - VersusKitabı okudu
Gerçeküstücülük hiçbir zaman bir edebiyat ekolü veya bir sanatçı topluluğu olmamıştır, olmayacaktır. O tam anlamıyla ruhun bir isyan hareketi ve dünyayı yeniden büyülemeye dönük kesinlikle yıkıcı bir girişimdir. Yani, insan yaşamının kalbine burjuva medeniyeti tarafından silinen "büyülü" uğrakları yeniden sokma teşebbüsüdür: şiiri, tutkuyu, çılgın aşkı, hayalgücünü, sihri, miti, olaganüstüyü, hayali, isyanı, ütopyayı.
Eğer modern , yavan ve ferasetsiz kapitalist/endüstriyel uygarlık (...) Max Weber'in harika bir şekilde kavradığı gibi dünyanın büyüsünün bozulması ile tasvir edilirse, gerçeküstücülüğün "kuyrukluyıldızın kuyruğu"nu oluşturduğu (Breton) romantik dünya görüşü öncelikle dünyanın büyüsünün geri kazanılmasına duyulan ateşli -kimi kez umutsuz- özlem tarafından sürdürülür.
Breton'un Marksizminin Komintern'in resmi görüşüyle uyuşmadığı açıktır. Onu belki de bir "gotik marksizm'' yani olağanüstülüğe isyanın siyah an'ına, bir şimşek gibi devrimci eylemin gökyüzünü yırtan işrak'a duyarlı bir tarihsel maddecilik olarak tanımlamak mümkündür.
''Genel bir sembolikle donatılmış evrensel bir mitoloji" (Schclling*) oluşturamadılarsa da, gerçeküstücüler, modern kültürün kapalı gökyüzünün içinden alev alev yanan bir kuyruklu yıldız misali geçen yeni bir mit -kelimenin simyasal anlamıyla- icat ettiler.
Bir Matrisler Çalışmasına Önsöz
İnsan arzusu nereye gidiyor?
Doyum bulmak için gidebildiği kadar uzağa gitsin. Hiçbir tahayyül fazla değildir; Rüzgarın doruğu gerekli, ve zirvedeki aynı atılımla görmeyi sağlayan gelincik çiçeğinin kızıllığı da lazım..
Sayfa 79 - VersusKitabı okudu
Breton'un gözünde "romantik düşüncenin en üstün ifadesi" ve "bizlere bıraktığı en canlı sembol"dür: bu "melek Lusifer'in alnından düşmüş" büyük sabahın yıldızıdır. Bu yıldız, boyun eğmeyişin en yüksek alegorik imgesini temsil eder: bizlere "bizzat isyanın, yalnızca isyanın ışık yaratabildiğini" öğretir. "Ve bu ışık ancak üç yoldan tanınabilir: şiir, özgürlük ve aşk ile"
Sayfa 18 - VersusKitabı okudu
(...) "Devrime sarhoşluğun gücünü sağlamak, işte gerçeküstücülüğün tüm yazdıklarında ve giriştiklerinde yöneldiği şey budur. Bu onun en özgün görevidir bile denilebilir."
Breton'un anarşizme yönelik sempatisi savaş sonrası dönemde daha açık biçimde ifade edilecektir. Arcane 17'de ( 1947), henüz çocukken mezarlıkta üzerinde şu sözlerin yazılı olduğu bir kabir keşfettiğinde yaşadığı heyecanı anlatır: "Ne Tanrı ne Efendi".
Bu konuda, daha genel bir düşüncesini de aktarır: "lstesek de istemesek de, sanatın, şiirin üzerinde de sırasıyla kızıl ve kara olan bir bayrak dalgalanıyor" - Breton'un ikisinden birini seçmeyi reddettiği iki renk.
"Maceraperest başına maceralar gelenden çok bu maceraları başına getirendir."
(Potlatch, 1954)
Sayfa 75 - VersusKitabı okudu