Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Orijinali ve Günümüz Türkçesi

Safahat

Mehmet Akif Ersoy

En Yeni Safahat Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Safahat sözleri ve alıntılarını, en yeni Safahat kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi sağlam... Duygusu ölmüş,ruhu ölmüş!
"Kral çıplak"ımsı
"Bir zaman vardı ya târîh-i mukaddes modası... Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası, Mutlaka eski tesâvîr ile ziynetlensin, Diye, ressam aratır hayli zaman bir zengin. Biri peydâ olarak, “Ben yaparım” der, kolunu Sıvayıp akşama varmaz, sekiz arşın salonu Sıvar amma ne sıvar! Sâhibi der: – Usta, bu ne? Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine! – Bu resim, askeri basmakta iken Fir’avn’ın , Bahr-i Ahmer yarılıp geçmesidir Mûsâ’nın. – Hani Mûsâ be adam? – Çıkmış efendim karaya... – Fir’avun nerde? – Boğulmuş. – Ya bu kan rengi boya? – Bahr-i Ahmer ay efendim, yeşil olmaz ya bu da! – Çok güzel levha imiş! Doğrusu şenlendi oda!"
Sayfa 142 - Beyan Yayınları | Nazım Parçaları - Ressam Haklı!Kitabı okuyor
Reklam
"Üç sınıf halka içim parçalanır, hem ne kadar! İhtiyarlar, karılar, bir de küçükler; bunlar Merhamet görmeli, yüz görmeli insanlardan; Yoksa, insanlığı bilmem nasıl anlar insan?"
Sayfa 140 - Beyan Yayınları | Köse İmamKitabı okuyor
Biraz da fıkıh:
"- Dara geldin mi, Şerîat! Sus ulan iz’ansız! Ne zaman câmi’e girdin? Hani tek bir hayrın? Bir kızılbaşla senin var mıdır ayrın, gayrın! Ağzı meyhâneye rahmet okuturken, hele bak, Bana gelmiş de Şerîatçi kesilmiş... Avanak! Hangi bir seyyie yok defter-i a’mâlinde ? Seni dünyâda gören var mı ayık hâlinde? Müslümanlık’ta Şerîat bunu emretmiş imiş: Hem alır, hem de boşarmış; ne kadar sâde bir iş! Karı tatlîki için bak ne diyor Peygamber: “Bir talâk oldu mu dünyâda, semâlar titrer!” İki evlense ne varmış! Bu yenir herze midir? Vâkıâ ba’zen olur, dörde kadar evlenilir... Bu kimin harcı, a sersem, hele bir kerre düşün! Tek kadın çok sana emsâl olan erkekler için. Hani servet? Hani sıhhat? Ne ararsan, mefkûd ; Tamtakır bir kese var ortada, bir sıska vücûd! Sen duâ et ki “Şerîat” demiyor evde karın! Yoksa, boynunda bugün zorca gezerdin yuların! Karı iş görmeyecek; varsa piçin bakmayacak; Çamaşır, tahta, yemek nerde? Ateş yakmayacak. Bunların hepsini yapmak sana âid “Şer’an!” Çocuk emzirmeye hattâ olacak bir süt anan! “Boşarım, evlenirim” bahsini artık kapa da, Hak ne verdiyse yiyip hoş geçinin bir arada."
Sayfa 138 - Beyan Yayınları | Köse İmamKitabı okuyor
Ne işin var düğün evinde...
“Hayât-ı âile” isminde bir maîşet var; Saâdet ancak odur... dense hangimiz anlar? Hayât-ı âile dünyâda en safâlı hayât, Fakat o âlemi bizler tanır mıyız? Heyhât! Sabahleyin dolaşıp bir kazanca hizmetle; Evinde akşam otursan kemâl-i izzetle; Karın, çocukların, annen, baban, kimin varsa, Dolaşsalar, seni kat kat bu hâleler sarsa; Sarây-ı cenneti yurdunda görsen olmaz mı? İçinde his taşıyan kalb için bu zevk az mı? Karın nedîme-i rûhun; çocukların rûhun; Anan, baban birer âgûş-ı ilticâ-yı masûn . Sıkıldın, öyle mi! Lâkin, biraz alışsan eğer, Fezâ kadar sana vâsi’ gelir bu dar çember. Ne var şu kahvede bilmem ki sığmıyorsun eve? Gelin de bir bakalım... Buyrun işte bir kahve:(...)"
Sayfa 127 - Beyan Yayınları | Mahalle KahvesiKitabı okuyor
Nice bayramlara...
Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır; Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır! Ufuklar bütünüyle gülmekte, dünya ise başka bir dünyadır; bayram ne kadar hoş ve güzel, ne kadar sevinçli bir zamandır!
Reklam
"Çünkü biz bilmiyoruz dini. Evet, bilseydik, Çare yok, gösteremezdik bu kadar sersemlik."
"Ağlarım, ağlatamam; hissederim, söyleyemem; Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizârım!"
Oku, şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa; Oku, zîrâ onu yazdım, iki söz yazdımsa."
"...Görmekteyiz ey Emîr-i âdil, -İnkârı bunun değil ya kâbil - Yok sendeki ihtişâma pâyân; Bizlerse alay alay sefîlân! Bir yanda demek ki fazla var çok; Hayfâ ki öbür tarafta hiç yok. Öyleyse biraz tevâzün ister. Evvel beni dinle, sonra hak ver: Nerden buldun bu ihtişâmı? Halkın mı, senin mi, Hâlik’ın mı? Allah’ın ise eğer bu servet, Bizler de onun kuluyken, elbet Bir pay talebinde hakkımız var... İnsâf olamaz bu hakkı inkar. Halkınsa şu bî-nihâyet emvâl ; Ver, etme hukûk-i gayrı pâmâl. Yok; böyle de olmayıp da kendi Mâlin ise -çünkü fazla- şimdi Bî-vâyelere tasadduk eyle... Dördüncüsü varsa haydi söyle!.."
Sayfa 123 - Beyan Yayınları | DirvâsKitabı okuyor
Reklam
"...Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu! Bir ihtiyar karı bî-kes kalır, Ömer mes’ul! Yetîmi, girye-i hüsrân alır, Ömer mes’ul! Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse: Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse! Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri: O damla bir koca girdâb olur boğar Ömer’i! Ömer duyulmada her kalbin inkisârından; Ömer koğulmada her mâtemin civârından! Ömer halîfe iken başka kim çıkar mes’ul? Ömer ne yapsın; İlâhî, beşer zalûm ü cehûl ! Ömer’den isteniyor beklenen Muhammed’den... Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu bârı sırtına sen?.."
Sayfa 108 - Beyan Yayınları | Kocakarı ile ÖmerKitabı okuyor
Sizce teması nedir
Ey yâr-i azîz-i gam-küsârım, Mahvoldu Hudâ bilir,karârım, Sarsıldı olanda ıstıbârım; Bi-zâr peyinde rûh-i zârım! Gittin,beni kimsesiz bıraktın, Yaktın beni hasretinle, yaktın!
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir, Rahmetle anılmak ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım kim beni nereden bilecektir..
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyulayı da er geç silecektir, Rahmetle anılmak ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım kim beni nereden bilecektir..
"Şikayet olmasın amma, tahammülüm bitti."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.