Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Safsatalar

Tevfik Uyar

Safsatalar Sözleri ve Alıntıları

Safsatalar sözleri ve alıntılarını, Safsatalar kitap alıntılarını, Safsatalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Etimolojik Safsata
Örnek 1 Batılılar politika, biz siyaset deriz. Poli "çok", tika "yüz" demektir. Batılıların politika anlayışı ikiyüzlü olmaktır. Siyaset ise seyislikten türer. Islah etmek, idare etmek anlamındadır. İşte Batı’yla aramızdaki fark. Dipnot: Arama motoru ile yapacağınız basit bir aramayla pek çok sayfada görebileceğiniz bu şehir efsanesinin esas kaynağını bulamadım. Lakin politika, Grekçede şehir anlamına gelen "polis" kelimesinden türemiştir. Aristoteles, "politika" kelimesini "şehirle ilgili" anlamında kullanmış ve bu isimle bir eser kaleme almıştır.
Sayfa 113
Bir grubun üyesi olup olmadığımız, doğrudan doğruya o grubun normlarına uyma konusunda baskı hissedip hissetmediğimizle anlaşılabilir, aidiyetimizin kuvveti bu baskının boyutuyla ölçülebilir.
Sayfa 57 - Destek Yayınları
Reklam
Doğallığın istismarı
"Doğal" kelimesi birçok dilde pozitif bir anlama sahip olduğundan, sıfat olarak kullanıldığında nitelediği şeyle ilgili olumlu bir algı yaratır ki doğallık safsatası bu algıyı hedeflemektedir. Bilhassa pek çok şarlatan ya da sahtekâr alternatif tıp adı altında, sadece "doğal” etiketi altında kimisi yararsız, kimininse yararlılığı ispat edilmemiş birçok ürün satmaktadır. Yararlılığı deneylerle ortaya konmuş ya da zararlı olmadığı ispatlanmış ilaçları veya sentetik ürünleri "kimyasal" oldukları için kötülemektedir. Oysa teknik açıdan, aynı molekülden bahsediyorsak, kimyasal ve doğal diye bir ayrım olmamalıdır. Daha doğrusu bu ayrım ancak ve ancak üretim tekniğiyle ilgili olabilir. Doğada bitkiler ya da hayvanlar tarafından üretilen molekülün aynısı laboratuvarda sentezlendiğinde aralarında bir fark olmayacaktır. Üstelik bir fark olsa dahi, doğrudan doğal olan her şeyin yararlı olacağını düşünmek makul ve doğru değildir. Solunması tehlikeli gazlar, zehirli hayvanların zehirleri, bakteriler, virüsler de doğaldır. Yararın ölçüsü doğallık olamaz.
Sayfa 103
Toplumdaki az sayıdaki aykın sesler, çoğunluğun düşünme özgürlüklerini sağladığı için önemlidir. Bir kişi bile aykırı ses çıkaramadığında, elinizde uyum gösteren, kendini gerçekleştiremeyen, özgüvenini ancak topluma uymakla tamir edebilen, daha da önemlisi gerçekleri haykıramayan ve hatta hafızası değişen bir topluluk kalıyor. Sanatın, bilimin, teknolojinin, çağdaşlığın özgür ülkelerde yeşerip serpilmesinin esas nedeni belki de budur. Yeri gelmişken insanın sahip olduğu bir zihinsel kısayola da değinmek gerek. Eşitlik kısayolu olarak adlandırabileceğimiz bu höristiğe gore, hepimizin kalabalıktaki kişilerin fikirlerine verdiği ağırlık birbirine eşit. Yani onların bu konuda ne kadar yetkin olduğuna göre bir değerlendirme yapmak konusunda epey başansızız. Örnek vermek gerekirse; konu sağlık olduğunda doktorunuz size A yap derken, tüm konu komşu B yap diyorsa, B'yi daha doğru bir seçenek olarak algılama eğiliminde oluyorsunuz. Oysa sağlık konusundaki fikirleri birer tartıya koyacak olsak, doktorunkinin daha ağır basması gerekirdi. Çoğunluğun ne düşünduğünü öğrenmek akıl yürütme sürecimizin ve hatta hafızamızın bile önüne geçtiğine göre, çoğunlukçu safsatanın bu konuda farkındalık ya da bilinç kazanmamış birisi için ne kadar etkili olabileceğini bir düşünün...
Tüketici safsatası
Bir reklamın etkisi, sadece reklamla tüketici arasında kalmaz. Reklamdan etkilen kişiler, çevrelerini de etkiler. Pazarlamacılar buna "ağızdan ağıza pazarlama" derler ve tüketicilerin kendi aralarında markayı övmek suretiyle gerçekleştirdiği, markanın doğrudan bir müdahalede bulunmadığı pazarlamanın adıdır. İşte tam da bu noktada, "ünlülere başvurma safsatası" oldukça kullanışlı olabilir.
Sayfa 195
Duyguları Sömürmek
Duyguya başvurma safsatası, bilinçli yapılması halinde, safsatacının öncelikli amacı duygusal manipülasyondur. Duygu ve ikna kavramlarını bir araya getirdiğimizde aklımıza ilk olarak pazarlama ve elbette pazarlama faaliyetinin tüketiciyi ikna aracı olan reklamın gelmesi tevekkeli değildir. Pek çok reklam kampanyası duyguya başvurma safsatasına başvurur ve ürünün, hizmetinin türüne göre hedeflenen duygu değişiklik gösterir. Mesela bağış toplayan dernekler merhamet duygusuna, kâr amaçlı işletmelerin reklam kampanyaları gurur ve gıpta duygularına, siyasiler düşmanlık ve vatanseverlik duygularına başvurur.
Sayfa 108
Reklam
Hattı Müdafaa
Aranızı bozmaktan çekinmeyecek bir safsatacıyla karşı karşıyaysanız çıkarımı doğrudan inkar etmek ve size dayatılan yerine kendi görüşünüzü koymak yeterli olacaktır: -Aptal değilim ve senin gibi düşünmüyorum. -Malımın kıymetini biliyorum ama bir çocuğa şiddet uygulamanın haklı bir yanına göremiyorum. -Elbette vicdansız değilim ama neyi niçin düşündüğümü bırak ben söyleyeyim.
Sayfa 59
Örneğin dünyadaki tüm dinlerin mensupları kendi dinlerinin en doğru din olduğuna, her tür ideolojinin taraftarları kendi dünya görüşlerinin insanlar için en uygun görüş olduğuna inanırlar ve bu inançları yine kendi dini kaynaklarına dayandırırlar. İşin kötüsü, bunun hiç farkında da değildirler...
Sayfa 152Kitabı okudu
Korkuya dayalı safsata
Bir grup araştırmacı "korkuyu korkuyla bastırmanın" mümkün olduğunu ortaya koyarak, korku safsatasının çaresinin başka bir korku safsatası olabileceğini gösterdiler. Doktorların çocuğunu aşılatmaktan endişe eden anne babalara "Ama bilimsel veriler...” demek yerine, " İyi de çocuğun kızamık mı olsun öyleyse?" demesi maalesef daha etkili oluyor.
Sayfa 167
Birini korkutmanın yolu belli
Korku safsatası Korkulması gereken her neyse onun olasılığını, ondan görülecek zararı ve bu zararın gerçekleşme çabukluğunu abartmak. Bu sebeple kişiler, bir fikrin ya da davranışın doğru ( ya da yanlış ) olduğuna ikna edilirken korkuya başvurabilir. Bu doğru yapıldığında da etkili olur.
Sayfa 164
138 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.