Patrimonyal Devlet ve Sanat Üzerinde Sosyolojik Bir İnceleme

Şâir ve Patron

Halil İnalcık

En Yeni Şâir ve Patron Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Şâir ve Patron sözleri ve alıntılarını, en yeni Şâir ve Patron kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada, güçlü mevkilerde oturan patronların, alçaklarda yaşam kavgası veren ruh zengini fakirlerle bitmez tükenmez karşılaşması var.
Doğu Batı YayınlarıKitabı okudu
Zâtî
Bir mansıbı olmayan Zâtî, şâirliği tamamen bir geçim kaynağı yapmış bir şâirdir. Balıkesir’de çizmecilik yaparken “şi’re heves edüp” İstanbul’a gelmiş ve devrin en gözde şâirlerinden olmuş­tur. Zâtî, ilk defa 28 Temmuz 1510 tarihinde padişaha sunduğu bir kasîde için 2000 akça câize almış görünmektedir (Erünsal, 332-129). Öteki şâirler gibi bir “mansıbı ve kaydı ve eşgâl ve a’mâli” olmadan, sırf şiir yazmak ve câize toplamakla geçimini sağlamış; devrin şâirleri ile birlikte olup kendini yetiştirmişti. Fakîrdi; şiir onun tek geçim kaynağı olduğundan “ekâbire kasî-de ve nazîre lâzım olsa, eski kasîde ve gazellerinden” yararla­nırdı. Geçimi için, aşağı rütbeden müderris ve kadılara dahi kasîde düzerdi. Kasîdelerinin fiyatı bir altına (60 akça) kadar inmişti. Yazdığı kasîdelerin sayısı dörtyüze, gazelleri bin yedi-yüze varıyormuş. Özetle, Zâtî, yeni tipte bir şâir olup sanatı açıkça satılık bir meta’ haline getirmiş bir şâirdir ve şiir kitabı yazıp satan ve bununla geçinmeye çalışan modern şâir/yazar tipinin bildiğimiz en eski temsilcisidir.
Reklam
Dilde gamzen oku var iken gamun gönderme kim Konmağ olmaz dostum mihmân mihmân üstüne Burada gamze/gam kelime oyunu ve misafir üstüne misafir olmaz atasözü, şiirin sanat değeri olarak algılanmaktadır. Ata-sözlerine gönderme, erken dönem Osmanlı şiirinde aranan bir özelliktir.
Burada önemle kaydetmek gerekir ki, divan şiirinde doğal coşku, lirizm değil, tasannu’ esastır. Saray kültürüne sahip hükümdarlarla devlet büyüklerine, çeşitli “fenler”in uygulandığı sanatkârâne eser hitab eder. Bu çeşit eserler; sembolik, zihnî incelik isteyen, tasannu’ ürünü eserlerdir. Buna karşı halka yönelen, meselâ Karacaoğlan’ın şiiri gibi, realist-naturalist nitelik gösteren şiir, sanat sayılmaz.50 Zâtî gibi “sanâyi’-i şi’rîye” denilen sanatları en iyi kullanabilen becerili şâir, en iyi şâir sayılır.
Olmaya ‘imâret ebedî hâne-i kalbim Ger Lûtfun ile cûdun ana olmaya bennâ
Kanunî Süleyman ile ulemadan şâir Bâkî arasında da buna benzer bir yakınlık kurulmuştur. Hayatının ilk döneminde güçlük çeken Bâkî, Sultan Süleyman’ın iltifatına eriştikten sonra onun musâhibi olmuş, en yüksek makamlara getirilmiştir. Süleyman, iltifat ve iltimasta ölçüyü aşıp onu şeyhülislâmlığa getirince, ulema dayanamamış, karşı çıkmışlardır. Onu kıskananlar, nihayet III. Murad tahta çıktığında, medrese hiyerarşisinde en yüksek derece olan Süleymaniye müderrisliğinden azlettirdiler.
Reklam
490 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.