Bir zât, Üveys-i Karenî’ye sordu:
“Nasıl sabahladın ve akşamladın?”
“Allâhü Teâlâ’yı sevdiğim hâlde sabahladım, ona hamdettiğim hâlde akşamladım. Sabaha erdiğinde akşama eremeyeceğini, akşama kavuştuğunda da sabaha eremeyeceğini zanneden bir insanın hâline ne dersin? Muhakkak ölüm ve onu anmak, mü’minde sevinç bırakmaz.