Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati

Üstün Dökmen

Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati Sözleri ve Alıntıları

Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati sözleri ve alıntılarını, Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati kitap alıntılarını, Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
TANIŞMA Eğer bir gün, yüzünün renginden ötürü çıkarsan mahkemeye, 'vallahi kalıtımdan oldu' diye korkma, ben sana tanıklık ederim. İnsanların, yüzlerinin ve gözlerinin rengi başka başka da olsa, gözyaşlarının rengi hep aynıdır. Ne bir kelimede anlaştılar, ne aynı avuçtan su paylaştılar. Yalnızca gözyaşında, bir de kahkahada buluştular. Yer tanık olsun, gök tanık olsun, Bütün doğmuşlarla ve doğacaklarla tanışmak mümkün. Akıllarda ve yüreklerde göz göze geldik bugün. Bin yıl önceden bana selam söylediler; Bin yıl önceki anneler, annemden az mı sevdiler? #17 Ağustos 1989/ Üstün Dökmen
Sayfa 11
Ama sevmek yeterli değil. Anlamak da gerekli. Anlayarak sevmek, büyük bir erdem olsa gerek.
Reklam
Pasif saldırganlıkta, küsmeyi bir alışkanlık haline getirenlerin, susmayı bir silah olarak kullanmaları söz konusudur.
Mutlu olduğumuz zaman mı gülümseriz,yoksa gülümsediğimiz zaman mı mutlu oluruz ?
Anadolu
Efsaneye göre,Anadolu'daki Beylikler Dönemi'nde bir grup asker aç ve susuz kalmıştır.Uzaktan yaşlı bir kadın belirir ve zor durumdaki çocuklara (askerlere)bakracından ayran vermeye başlar.Herkes içer.Ayran tükenmek bilmez.Kadın,askerlere"Doldurun evlatlarım,"dedikçe,askerler"Dolu ana,ana dolu," derler.Böylece Diyarı Rum'un adı Anadolu olur (Özyalçıner,1989).
Reklam
Değiştirme Gayreti
Bir süre önce Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümü'nün duvarında güzel bir söz vardı.Şöyle diyordu:"Herkes dünyayı değiştirmeye çalışıyor,fakat hiç kimse kendisini değiştirmek istemiyor."
Sayfa 111
Sevmeye giden yol anlamaktan geçer;anlamadığımız,tanımadığımız bir şeyi sevemeyiz.
Bir ailede yönetenler ve yönetilenler değil,"birlikte yaşayanlar" bulunmalıdır.
Konuşmadığı arkadaşlarını dirsekle dürterek “Ben sana küsüm,” diyen bir çocuk ile derin nefesler alıp kapıları çarpan bir yetişkin arasında pek fark yok gibi geliyor.
Sayfa 68
Reklam
“Çünkü insanların görünüşleri ne denli farklı olursa olsun, içleri birbirine benzer.”
Sayfa 131
“Geçmişteki öfkemizi geçmişte halletmeliydik. Eğer bir öfkemizi ertelemek zorunda kalmışsak, bu öfkemizi ilgisiz olaylara bulaştırmamaya çalışmalıyız.”
Sayfa 65
Çocukları sevgiden yoksun bırakarak cezalandırmak yerine onlarla konuşarak hatalarını tartışmak, verdikleri zararları telafi ettirmek çok daha fonksiyonel olabilir. Çocuklarımıza küserek bir pasif çatışma ortamı yaratmaktansa, onlara bağırıp çağırmak bile daha az zedeleyici olabilir. Çünkü herkesin özellikle çocukların, çevreden gelecek uyarıcılara ihtiyacı vardır. Çevreden gelen uyarıcılar kesildiğinde ya da azaldığında ruh sağlığımız bozulabilir; vücudumuz psikosomatik tepkiler verebilir. Bu yüzden “küsme” sağlıksız bir iletişim şeklidir; etkileşim ortamını fakirleştirici özelliği vardır.
Sayfa 70
1.446 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.