Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sancho'nun Sabah Yürüyüşü

Haldun Taner

Sancho'nun Sabah Yürüyüşü Sözleri ve Alıntıları

Sancho'nun Sabah Yürüyüşü sözleri ve alıntılarını, Sancho'nun Sabah Yürüyüşü kitap alıntılarını, Sancho'nun Sabah Yürüyüşü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"..Aklı normal rayda işlemeyen insan ikna edilemez. Ayrıca, aklı normal rayda işleyen insan da ikna edilemez, onur denen burnu büyük budala içimizde bağda kurup oturdukça."
Sayfa 24 - Bilgi Yayınevi, "Piliç Makinası" öyküsüKitabı okudu
Yüzü belki yine asıktı. Ama elleri sıcaktı, sıpsıcak. Nabzı dolu dolu atıyordu. Ses olarak, gülme ile, boşalamadığı için sevinci damarlarında kanında daha bir yoğun oturmuştu. Mutluluğuna bir makul sebep aradı. Bulabilse, sanki bu mutluluk daha da bir dört başı mamur olacaktı. Bulamadı. Bütçe dökümü yapıldığı sırada bir şeyin içinde trik yapar gibi oluşundan başka. Üstelemedi. Eşelese, bulsa bile buna somut bir sebep denemezdi elbette. Zaman akmaya başlamıştı. Hava ılıktı. Önünde giden iki kızın da bacakları uzun ve güzeldi. Gerisi fasa fiso idi. İşkembecinin önünden aşağı saptı.
Sayfa 37 - Bilgi Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Reklam
"..Çankaya tarafında şimşeklerin bini bir para... Sanki bir dev, bu tepelerin ardında durmadan çakmağını çakıyor ama bir türlü sigarasını yakamıyordu..."
Sayfa 20 - Bilgi Yayınevi, "Sancho'nun Sabah Yürüyüşü" öyküsüKitabı okudu
Çoğu hayvanların kulağı insanınkinden delik. İnsanoğlunun işitme gücü saniyede üç bin titreşimden ötesine eremez. Kaldı ki, işine gelmeyince baş ucunda top atılsa duymuyor. Tazının burnu iki kilometre ötedeki bıldırcının kokusunu duyabilir. İnsanoğlunun koku alma duyusu, oldum olasıya güdüktü ya, hele şimdi para kokusundan gayrısını alamıyor. Bir kedi açısından havanın elektriğine, bir fare görüşünden ultraviole ışınlarına karşı vurdumduymaz yaratıklarız. Şahinler miyopluğumuza acısa yeri. Dört yanımızda bütün ayrıntıları ile net olarak görebildiğimiz şeylerin sınırı elli metre kuturlu bir çevreyi aşmaz. Duyularımızın bu züğürtlüğüne karşılık kafamız imdada yetişmese hapı yuttuğumuzun resmidir. Bereket, telefondu, mikrofondu, radyoydu gibi buluşlarla uzaktaki sesleri avlayıp sağır kulağımıza duyurarak, hayal meyal duyduğumuz ya da varlıklarından büsbütün habersiz kaldığımız kokuları lâboratuvarda büyültüp nezleli burnumuza sokarak pek zavallı olan duyular skalamızı zenginleştirmişiz de, bu konuda bizlerden üstün dört ayaklı kardeşlerimizin içinde azbuçuk başı yukarıda gezebiliyoruz.
Sayfa 39 - Bilgi Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Alman Hastanesine doğru yürüdü. Koridorların sessizliği başını döndürmüştü. Belki de eritilmiş hafif lizol kokusu. Tam merdiven başında elini ağzına götürmüş, <<sus>> işareti yapan bir çocuk resmi. İnsanları, radyosu, dolmuşu, kahvesi, meclisi hep lâf yapan bir dünyada susma diye de bir şey olduğunu hatırlatan bu çocuğa birden içi kaynadı. Yanından iki şvester geçti. Pembe yüzleri güleç ve sakindi. Susa susa böyle durulmuş, arınmış olacaklardı.
Sayfa 31 - Bilgi Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Ases
"Uslûp sahibi insan, istese de kötü kişi olamaz."
Sayfa 104 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Halk, bizde maça neden gider bilir misiniz? Kendi başına kalınca kafacığını işletemediğinden. Maçta gözünün önünde bir şeyler oluyor ya, kendini bir heyecana kaptırıyor ya. Bunu arar işte. Kendi içinden hiç bir şeyi ateşleyemediğinden. Niye gazetelerde bu kadar fıkracı var. Halka çiğnenmiş hazır-lokma görüşler hazırlayabilmek için. Maç da öyle. Sokaktaki adam bir hafta öncesinden ona hazırlanır. Gelir görür. Bir hafta kadar da lafını eder. Tamtakır konuşma dağarcığını onbeş gün boyu hiç değilse bununla doldurur. Açım ortalama bir İstanbullunun beynini, göreceğiniz şundan ibaret olacaktır: Spor toto, at yarışları, siyaset, biraz da Yeşilçam dedikodusu..
Sayfa 100 - Bilgi Yayınevi 1. BasımKitabı okudu
Ases
"Ases diye biri yok artık. O yalnız iki sezon oynadı. Her iyiyi, aşağı aşağı çeken böyle bir ortamda daha fazla yaşatmazlardı onu da ondan. Ya değişecek ya futbolu bırakacaktı... Ases şimdi bir muslukçu ustasıdır."
Sayfa 111 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Sancho'nun Sabah Yürüyüşü.
"Dünyanın en nankör yaratığı insanla, en sadık yaratığı köpek arasındaki dünya tarihi kadar eski bu sıkıfıkılık, aslında köpeğin insana değil, insanın köpeğe muhtaç oluşundan geliyor."
Sayfa 17 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ases
"Hep dikine olmak, hep isyan etmek, iyi düşünülünce bir hışırlığın, hamlığın, kaba gücü konuşturmanın ürünü değil mi?"
Sayfa 107 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ases
"Yazarlık nedir? Bir hüsranın avuntusu. Bütün hüsranların avuntusu. Yazarlık bir narsis kompleksi; 'bak ben ne yazdım, ne marifetlerim var benim, okuyun beni, beğenin beni. Beğenin zekâmı, buluşlarımı.' demek. Sade yazarlık mı? Aktörlük, askerlik, politikacılık, işadamlığı; hırs olmadan, beğenilmek hevesi olmadan yapılır mı?"
Sayfa 110 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Ases
"Asıl centilmenlik tarziye vermek değil, tarziyeyi gerektirecek gaf yapmama dikkatidir."
Sayfa 108 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
352 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.