Ahmet Mithat ile başlayıp Hüseyin Rahmi ile gelişerek Ahmet Rasim ile devam eden popüler romancılar kuşağının son halkalarından birini teşkil eden Osman Cemal Kaygılı, onlar gibi halka dönük konuları işlemiştir.
Osman Cemal Kaygılı'nın hikayelerinde eski İstanbul sokaklarında gezinecek, arka mahallelerin insanlarını tanıyacak ve hikayelerin sonunda şaşıracak ve bazen de üzüleceksiniz...
Kaygılı edebiyatımızda önemli bir yazar. Önemi edebi gücünden gelmiyor. Tarzından ve konularından kaynaklanıyor. İstanbul' un gündelik hayâtından, sıradan, küçük insanlarından bahsediyor. Bunu ondan çok daha iyi yapanlar var. Ahmet Mithat, Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi. Ancak bunlar bu kitaplarını gözlemleyerek yazmışlar. Hikâyesini anlattıkları insanları uzaktan tanımışlar. Çünkü onlardan değiller. Oysa Kaygılı o insanlardan biri. Gerçekten o mahallelerde yaşamış, yazdıklarını yaşayarak bilen biri. Tahmin edilebileceği gibi Kaygılı eğitimsiz biri. Bu yazısından da anlaşılıyor. Kitap hazırlanırken yazarın orijinal imlasına dokunulmamış. Bu yüzden pek çok yazım hatası ve düşük cümle var. Ve pek çoğu eski yazıdan aktarılmış. Çok basit öyküler sade bir dille anlatılmış. Bu da çok gerçekçi, konular ve kişilere tam uyan bir ifade tarzı ortaya çıkarmış. Fakat edebi bir eser beklemeyin.
Oh, Allah'ım şimdi ne kadar açıldım, ne kadar ferahladım! Dünya, hayat, gece, ay, deniz ne kadar güzel... Yanımdaki arkadaşlarım bunların hepsinden güzel, hepsinden cana yakın!
Sayfa 54 - Vacilando Yayınları- 1. Baskı: Ocak 2022Kitabı okudu
+ "Sen de anneni çok sever misin?"
–"Annemi çok sevmeyip de kimi çok seveceğim, başka kimim var ki seveyim? Atalarımız vaktiyle boşuna mı demişler 'Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz.' diye."
Sayfa 52 - Vacilando Yayınları- 1. Baskı: Ocak 2022Kitabı okudu