Bu kitap iki nedenle ilgimi çekmişti. İlki Atatürk'ün okuduğu kitap olması sebebiyle ikincisi yazarın bu kitabi çocuklarının 20 yaşına geldiklerinde okumasını istediği kitap olması nedeniyle.
Kadın-erkek ilişkileri uzerine yazılmış cok başarılı bir kitap. Ana karakterimiz Sapho'ya yer yer kızıyorsun, endiseleniyorsun, anlam veremiyorsun ama sonunda işte bu diyorsun... Yani Sapho karakteri rahat bir kadin gibi gösteriliyor ama anliyorsunki aslında o kendi kararlarını veren, erkeklerin veya başkalarının kölesi olmayan, istedigine istedigi tavizi veren veya vermeyen, kisacasi kendi ipleri kendi elinde olan bir kadın..
Şuan bile kadınların kaçı kendi iplerini kendi ellerinde tutuyor!!!
Kısacası kitabı cok beğendim
@iletisimyayin nın baskısı zaten ayrı bir güzellik ve kalite katıyor kitaplara. Bu kitabın ilk kısımlarına da o donemde çizilmiş resimler ve Sapho'nun ilk basım kapak resmini de koymuşlar. Romanı bitirdikten sonra o çizimler resmen sizinle konuşuyor o yüzden çizimlere de ayrı bayıldım.
***Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 kasım 1916 pazar günü bitirdiği roman. anılarında o gün sıhhatinin iyi olduğunu ve ordu mensuplarının aylık meselesini ve askeri durumu kaydettikten sonra şöyle yazıyor:
''alphonse daudet'nin ''sapho-moeurs parisiennes'' namında canım sıkıldıkça okuduğum romanı bitirdim.'***