Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık

Otto F. Kernberg

Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık Gönderileri

Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık kitaplarını, Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık sözleri ve alıntılarını, Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık yazarlarını, Sapıklıklarda ve Kişilik Bozukluklarında Saldırganlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Acı çekmenin tersi olarak nefret, nesne üzerinde kinci bir zaferdir. Aynı zamanda, yansıtmalı özdeşleşme yoluyla ürkütücü kendilik temsili üzerinde de bir zafer kazanılır. Sadistik davranış örüntülerine saplanma üzerinde yoğunlaşan geçmiş acılardan da simgesel bir intikam alınır. Bu şekilde güdülenmiş hastalar, yeniden sadistik nesneler tarafından kendilerine kötü davranılıyormuş gibi algıladıkları için, diğer insanlara sadistçe davranırlar. Bilinçdışı olarak, kurbanlarına sadistçe saldırırken, kendi kendilerinin zulmeden nesneleri haline gelirler. Aynı zamanda hem kurban, hem de fail olmaktan kaçamazlar. Kurban eden olarak, aslında yansıtılmış, reddedilmiş ve zulüm gören kendilikleri olan kurbanları olmadan yaşayamazlar. Kurban olarak da, zulmedene içten içe ve bazen de, gözleyenleri şaşırtacak şekilde, açıktan açığa bağlı kalırlar. Annenin güvenilmez, aşırı çelişkili davranışları, olasılıkla nefret yelpazesinin psikopatik ucunu pekiştirir. Bu davranışlar, potansiyel olarak iyi nesnenin ihaneti olarak yorumlanır ve böylece öngörülemez ve karşı konulamaz şekilde, nesne kötü hale gelir. İhanet eden bir nesneyle özdeşleşme, tüm nesne ilişkilerinin kinci bir yıkımına götüren yolun başlangıcıdır.
Sayfa 49 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Travmaya Saplanma
Nefretin Psikopatolojisi - 5
Nefretin daha da hafif bir şeklinde, altta yatan arzu, nesneye egemen olmaktır. Nesne üzerinde bir güç kurma arayışı sadistik unsurları da içerebilmekle birlikte, nesneye yönelik saldırılar nesnenin boyun eğmesiyle sonlanma eğilimindedir. Böylece kişinin özgürlüğü ve özerkliği yeniden kanıtlanmış olur. Burada anal-sadistik dürtüler, şiddetli
Sayfa 46 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Nefret
Reklam
Nefretin Psikopatolojisi - 4
Daha hafif derecede nefret, sadistik eğilimler ve isteklerle ifade edilir. Hasta bilinçdışı ya da bilinçli bir şekilde nesneye acı çektirmeyi arzular ve bu acıdan bilinçli ya da bilinçdışı olarak derin bir zevk alır. Sadizm, cinsel sapıklık şeklinde, nesneye gerçekten fiziksel zarar vermeye varabilir veya habis narsisizm sendromu ya da sadomazoşistik kişilik yapısının bir parçası olabilir. Bazen de, nesneyi küçük düşürme isteklerini içeren zalimliğin akılcılaştırılmış, düşünselleştirilmiş bir şeklidir. Nefretin daha erken, daha sarmalayıcı şekillerinin tersine, sadizmde baskın istek nefret edilen nesneyle ilişkiyi ortadan kaldırmak değildir. Arzulanan, sadistik bir faille, etkisiz hale getirilmiş bir kurban arasındaki nesne ilişkisinin canlandırılmasıyla kurulan bir ilişkinin korunmasıdır. Acı verme arzusu ve bundan duyulan haz temeldir. Bu durum, böylesi acı çektirmekten duyulan libidinal heyecanla saldırganlığın örtülü bir yoğunlaşmasını temsil eder.
Sayfa 45 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Nefret
Nefretin aşın bir şekli, nesnenin fiziksel olarak ortadan kaldırılmasını gerektirir ve bu cinayet ya da nesnenin kökten değersizleştirilmesiyle ifade edilebilir. Bazen de, bu durum tüm nesnelerin simgesel olarak yıkılması şeklinde genelleşebilir, yani toplum karşıtı kişilik yapılarında klinik olarak gözlenebileceği gibi, kendisi için önem taşıyan diğer insanlarla olası tüm ilişkiler yıkılır. Bu şekliyle nefret bazen intihar şeklinde ifade bulur. Kendilik, nefret edilen nesneyle özdeşleşmiştir ve nesneyi yıkıma uğratmanın tek yolu kendini ortadan kaldırmaktır.
Sayfa 44 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Nefret
Nefretin Psikopatolojisi - 3 (Nefret)
Nefret, karmaşık bir saldırganlık duygusudur. Öfke tepkilerinin aniliğine ve kızgınlık ve öfkenin kolayca değişen bilişsel yönlerine karşıt olarak, nefretin bilişsel yönü kronik ve kararlıdır. Nefret ayrıca güçlü akılcılaştırmalar ve ben ve üstben işleyişinde buna karşılık gelen çarpıtmalar içeren, karakterolojik bir dayanak noktasıyla kendini gösterir. Nefretle dolu bir kişinin en önde gelen amacı, nesnesini yok etmektir. Hedef, bilinçdışı fantezinin özgül bir nesnesi ve bu nesnenin bilinçli türevleridir. En derinde nesne, hem gereksinim duyulan, hem de arzulanandır. Yok edilmesi de eşit derecede gereklidir ve arzulanır. Bu duyguyu psikanalitik yönden araştırırken, bu paradoksun anlaşılması çok önemlidir. Nefret her zaman patolojik değildir: Nesnel, gerçek bir fiziksel ya da psikolojik yıkım tehlikesine ve kişinin ve sevdiklerinin yaşamına yönelik tehditlere yanıt olarak nefret, tehlikeyi ortadan kaldırmayı hedefleyen öfkenin normal bir ardılıdır. Ne var ki, intikam hırsında olduğu gibi, genellikle bilinçdışı güdülenmeler de işe karışarak nefreti yoğunlaştırır. Nefret kronik ve karakterolojik bir yatkınlık olduğunda, saldırganlık dürtüsünde bir psikopatolojiyi yansıtır.
Sayfa 44 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Nefret
Nefretin Psikopatolojisi - 2 (Öfke)
Bebekler üzerine yapılan araştırmalar, öfkenin erken dönemde bir duygulanım olarak ortaya çıktığını belgelemiştir; temel işlevi acı ya da huzursuzluk kaynağını yok etmektir. Gelişimin daha ileri aşamalarında öfkenin işlevi, doyumu engelleyen durumu ortadan kaldırmaktır. Öfkenin ilk baştaki biyolojik işlevi -bakım veren kişiyi huzursuzluk verici
Sayfa 43 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Öfke
Reklam
Nefretin Psikopatolojisi - 1 (Öfke)
Klinik olarak, aktarımda saldırganlığın etkinleştiğini haber veren temel duygu durumu öfkedir. Sinirlenme, öfke tepkilerinin uzak olmadığı uyarısını veren, hafif saldırgan bir duygulanımdır ve kronik şeklinde, sinirlilik olarak kendini gösterir. Kızgınlık, sinirlenmeden daha yoğun bir duygudur. Bilişsel içeriği ve etkinleşen nesne ilişkisinin doğası açısından daha iyi farklılaşmıştır. Tam olgunlaşmış bir öfke tepkisi -karşı konulamaz doğası, yaygınlığı, özgül bilişsel içerikleri ve karşılık gelen nesne ilişkilerini "bulanıklaştırması"- öfkenin "saf' bir ilkel duygulanım olduğu yolunda yanlış bir kanı oluşturabilir. Gerçekte, öfke tepkilerinin klinik analizi -diğer yoğun duygu durumlarınınki gibi- daima altta yatan, kendiliğin bir parçasıyla, önemli bir nesnenin bir parçası arasında özgül bir ilişkiyi içeren, bilinçli ya da bilinçdışı bir fanteziyi açığa çıkarır.
Sayfa 43 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi, Öfke
Nefretin Psikopatolojisi
Duyguları dürtülerin alt yapısı olarak ele alan genel bir kuram önerdikten sonra şimdi de, insan davranışında merkezi bir konumu olan özel bir duyguya eğilmek istiyorum. Özellikle, ağır kişilik bozuklukları, sapıklıklar ve işlevsel psikozlar gibi, ağır psikopatolojik durumlarda çekirdek duygulanım olan nefretten söz ediyorum. Nefret, saldırganlık dürtüsünün çevresinde kümelendiği birincil duygulanım olan öfkeden türer. Ağır psikopatolojide nefret, diğer insanlara olduğu kadar kendiliğin kendisine de yönelip, her şeyi kaplayacak kadar baskın olabilir. Nefret karmaşık bir duygulanımdır. Haset ya da iğrenme gibi, evrensel olarak varolan diğer saldırgan duyguları gölgede bırakarak, saldırganlık dürtüsünün başlıca bileşeni haline gelebilir. İzleyen satırlarda, ağır kişilik patolojisi olan bazı hastalarda nefretin egemen oluşuna yol açan öfkenin gelişimsel özelliklerine eğileceğim. Bu hastaların aktarımında nefret diğer duyguların önüne geçer. Bu gelişim, nefretin psikanalitik açıdan araştırılmasına izin vermekle birlikte, aktarımda buna karşılık gelen psikopatolojiyi çözmek zorunda olan analist için bir meydan okumadır. İzleyen formülasyonlar, bir yandan yüksek riskli bebeklerde anne-bebek ilişkisindeki patolojiyle aşırı saldırganlık gelişmesi arasındaki bağıntıyı, diğer yandan da sınır kişilik örgütlenmesi ile birlikte narsisistik ve toplum karşıtı (antisosyal) kişilik bozuklukları olan hastalarda aktarım sırasında ortaya çıkan aşırı saldırganlığın psikopatolojisini temel almaktadır. Bu formülasyonların başlıca kaynağı, aktarımda nefretin baskın olduğu hastalardaki aşırı gerileme üzerine gözlemlerdir.
Sayfa 42 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Nefretin Psikopatolojisi
Benim görüşüme göre, duygular birincil güdülenim sistemleridir. Bebeğin çevresiyle yaşadığı sonsuz sayıda doyurucu ve engelleyici somut yaşantının her birinin merkezinde duygular vardır. Ancak duygular, farklılaşmamış kendilik/nesne temsillerini birbirine bağlar, böylece giderek kimi haz veren, kimi hoşnutsuzluk uyandıran karmaşık bir
Sayfa 41 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Güdülenim Güçleri Olarak Dürtülerin Kökleri ve Yapısı
Kişilerarası öznellik, ister kendilik yaşantısının içine alınsın, isterse yansıtma düzenekleriyle reddedilsin, normal kimlik gelişiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Psikanalist, "bağdaşan özdeşleşme" -yani hastanın merkezdeki öznel yaşantısıyla eşduyum- yoluyla ve "tamamlayıcı özdeşleşme" -yani hastanın kendi içinde dayanamadığı ve yansıtmalı özdeşleşme yoluyla terapistte etkinleştirdiği eşduyum- yoluyla, hastanın ben kimliğinin bir parçası olan içselleştirilmiş nesne ilişkileri dünyasını tanıyabilir. Öznel kendilik yaşantısı, öznel bir fanteziyi çok aşar ve bileşenleri arasında, kendinin farkında olma veya kendi üzerine düşünebilme yetisi, kesitsel ve uzunlamasına öznel bir süreklilik duygusu ve kendi eylemlerine karşı bir sorumluluk duygusu yer alır. Bu yaşantı, ruhsal yaşantıların düzenlenmesi ve davranışların denetlenmesi için dinamik olarak belirlenmiş, kendi içinde tutarlı ve kararlı bir çerçeve, bir ruhsal yapı oluşturur. Öznel kendilik yaşantısı, çeşitli ruhsal işlevler için bir kanal oluşturur ve kendini bu kanalda gerçekleştirir; diğer bir deyişle ben içinde giderek daha üst düzey işlevler üstlenen bir ben alt yapısıdır. Davranışsal sonuçları, karakter oluşumundaki rolü, diğer insanlarla ilişkilerdeki insancıl derinliği ve ahlaki yönü, öznel yaşantının en yüksek düzeydeki ruhsal yapılardan biri olduğunu gösterir.
Sayfa 40 - Metis Yayınları, Ötekini Dinlemek Serisi 9, 2. Basım 2010, Duygular ve Erken Öznel Yaşantılar
85 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.