Okumak istediğim kitaplar hakkında önce bir araştırma yaparım, farklı sitelerden yorumlar ve incelemeleri okurum, kafama yatarsa kitabı alır okurum. Sarı Duvar Kağıdı'nda da böyle yaparak olumlu yorumların çokluğu ile kitabı almıştım. Ama şu an boşa giden 1 saatim için gerçekten üzülüyorum.
Arka kapakta korku eseri denmiş ama kesinlikle değil. Benim kriterlerime göre bir roman ya da öykünün korku eseri olabilmesi için okuduktan sonra beni en az 2-3 gece evde yalnız kalamayacak kadar etkilemesi lazım. Ben bu hikayeleri okurken daha çok güldüm.
4 tane kısa öyküden oluşuyor. Maalesef hiçbirini sevemedim. Öyküler berbatlıkta birbirleriyle yarışıyor ama 'Ben Cadıyken' adlı öykü açık ara önde sanki. Tamam, vermek istenen mesaj çok güzel ama ilkokul 4. sınıf düzeyinde saçmalanmış.
Tüm bunların üzerine bir de yazım hataları eklenmiş. Genelde eksik harf, noktalama işareti gibi hatalar bulurdum ama bu sefer kelime eksikleri gördüm. Eksik kalan kelimeleri herkes kendi hayal gücüne göre tamamlayacak sanırım.
39. sayfada denk geldiğim "Halamın papağanı vardı benim. Zengin, havalı bir kadındı; tek çocuk olduğu için tüm varlığı anne ve babasından miras kalmıştı.Joseph amcam bu cırtlak kuştan nefret ederdi..." şeklinde devam eden bu cümlede çeviri hatası yapılmış olduğunu düşünüyorum. Ya da ' hala ve amca' kelimeleri o dilde farklı anlamlara mı geliyor acaba. Değilse en az 3 kardeş olmalılar ama tek çocuk olduğundan bahsediliyor. Yine de benim atladığım bir şey vardır belki de.
Okuyacak olanlara, kıymetli vakitlerini daha kaliteli eserler için harcamalarını tavsiye ederim.