Satranç
Stefan ZweigSatranç Gönderileri
Satranç kitaplarını, Satranç sözleri ve alıntılarını, Satranç yazarlarını, Satranç yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama unutmayın ki ben normallikten zorla koparılmış, masum olmama rağmen hapsedilmiş bir mahkûmdum.
... "Çünkü bir insan kendini ne kadar sınırlandırırsa bir o kadar da sonsuzluğa yakın olur.Bu şekilde dünyadan uzaklaşmış insanlar, kendi özel yapıları içinde dünyanın tuhaf ve sınırlandırılmış halini bir karınca gibi inşa ederler."
Sayfa 20 - Puslu yayınlarıKitabı okudu
...bir insan kendini ne kadar sınırlandırırsa bir o kadar da sonsuzluğa yakın olur. Bu şekilde dünyadan uzaklaşmış insanlar, kendi özel yapıları içinde bir karınca gibi dünyanın tuhaf ve sınırlandırılmış halini inşa ederler.
Sayfa 20 - Puslu YayınlarıKitabı okuyor
İntikam arzum aşırı bir şekilde bu oyuna kanalize olmuştu
Etrafımı saran o korkunç hiçlikte boğulmamak için bir beyaz ben ve bir siyah ben olmaktan başka çarem yoktu.
Sayfa 56 - Dr.BKitabı okudu
Düşünceler her ne kadar soyut olsalar da somut bir dayanağa ihtiyaç duyuyorlar, bu dayanak olmadığından, kendi ekseninde anlamsızca daireler çiziyorlar, onlar da bu boşluğa katlanamıyorlar.
Sayfa 43Kitabı okudu
İnsan kendiyle, kendi bedeniyle ve odada bulunan masa, yatak, pencere, lavabo gibi cansız nesneyle çaresizlik içinde yapayalnız kalıyordu. Sessizliğin siyah okyanusunda, fanusun içindeki dalgıcın, onu dış dünyaya bağlayan ipin koptuğunu ve asla yukarıya çekilemegeceğini bilerek yaşadığı sessizlik gibi.
Sayfa 43Kitabı okudu
Sessizliğin siyah okyanusunda, fanusun içindeki dalgıcın , onu dış dünyaya bağlayan ipin koptuğunu ve asla yukarıya çekilemeyeceğini bilerek yaşadığı sessizlik gibi.
Sayfa 43
İnsan, sabahtan akşama kadar bir şey bekliyor, ama hiçbir şey olmuyordu. Yine yalnızlık... Yalnız... Yalnız...
Sayfa 43 - PusluKitabı okudu
Şimdi - dört ay, bunu yazmak çok basittir, sadece altı harf! Bu kolay söylenir: Dört ay - iki sözcük. Dudaklar, sadece çeyrek saniyede şunu söyler: Dört ay! Ama hiç kimse bunu anlatamaz, ölçemez, örnekleyemez. Bu boşluğun ve yokluğun insanı nasıl yiyip bitirdiğini, nasıl değiştirdiğini anlatamazsınız.
Sayfa 47 - Puslu yayınlarıKitabı okudu
Düşünceler her ne kadar soyut olsalar da somut bir dayanağa ihtiyaç duyuyorlar, bu dayanak olmadığında kendi ekseninde anlamsızca daireler çiziyorlar, onlarda (insanlar) bu boşluğa katlanamıyorlar.
Sayfa 43 - Puslu yayınlarıKitabı okudu
Bir insan kendini ne kadar sınırlandırırsa bir o kadar da sonsuzluğa yakın olur. Bu şekilde dünyadan uzaklaşmış insanlar, kendi özel yapıları içinde bir karınca gibi dünyanın tuhaf ve sınırlandırılmış halini inşa eder.
Sayfa 20 - Puslu yayınlarıKitabı okudu
Biliyorsunuz, yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna o hiçlik kadar baskı uygulayamaz.
Sayfa 42 - Puslu