(spoiler)
Yukiko ile Tomioka’nın ruhen ve bedenen savrulmasını okuduk aslında. Japon Savaşı’nın ardında bıraktıklarıyla savrulan iki ruh. Farklı bedenlerde, farklı konumlarda aradıkları sevgi, belki de aidiyet duygusunu bulamayışları ve her seferinde birbirilerine dönüşlerini.
Kitabın arkasını okuduğumda beklentim oldukça yüksekti. Ancak hikaye içine almadı maalesef. Karakterlere üzüldüğüm de oldu ama daha çok toksik ilişkileri çok yorucuydu okuyucu için. İmla hataları gerçekten gözü yoruyordu. Muhtemelen bir arkadaşıma önereceğim kitap olmayacak
Yukiko ve Tomioka görevleri sebebiyle gittikleri Çinhindi’nde tanışırlar, Tomioka evlidir, Yukiko ise kendini köksüz bir ağaç gibi hissetmektedir.
Japonya savaşı kazanacak mı diye beklerken aralarındaki ilişki de günden güne çetrefilli bir soruya dönüşmektedir~
.
Savrulan Bulutlar için umudum yüksekti (Yasunari Kawabata ile yazar Fumiko Hayashi’nin dostluğu da bir etkendi) akıcı bir aşk hikayesi bekliyordum ta ki ilk sayfaya kadar..
Ne yazık ki pek çok yazım hatası, çeviriden mi yoksa gözden geçirmesi yapılmamış olmasından mı anlayamadığım tatsızlıklar sebebiyle sevemedim Savrulan Bulutlar’ı. ‘Sorunlu’ değil de hastalıklı bir ilişkiyi okumak da keyifli değildi tabii. Sadece Japonya’nın diğer ülkelerdeki işgal süreçleri ve savaşın dönüştürücü etkilerinin arka plana sinmiş olmasını sevdim. (İşsizlik-karaborsa-yabancı askerlere duyulan ilgi ve kurtuluş planı olarak görme gibi..)