Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seçilmiş Əsərləri

Heinrich Böll

Seçilmiş Əsərləri Sözleri ve Alıntıları

Seçilmiş Əsərləri sözleri ve alıntılarını, Seçilmiş Əsərləri kitap alıntılarını, Seçilmiş Əsərləri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... ama tuhaf olan; sevinemedim. Haklı çıkmak, kesinlikle her seferinde mutlu olmaya sebep değildir.
Sayfa 169Kitabı okudu
"Biz yaşamakla cezalandırılmışız" dedi sessizce.
Reklam
... 23 saat sürmesi gereken evliliğimin (?) bir haftaya yakın sürecek olduğu eve gittik. Genç ve yaşlı okurlar bu süreyi kısa bulacak olurlarsa, yirmi senelik kimi evliliğin bir hafta bile sürmediğini ifade etmemi hoş görsünler...
Sayfa 269Kitabı okudu
Bazı günler olurdu ki, onlarda herkesten nefret eder ama bir tek kendinden etmezdi, ama bugün, çoğu günde olduğu gibi, sırf kendinden nefret ediyor ve her şeyi seviyordu...
Sayfa 131Kitabı okudu
Limanda denize karşı martıları izlemek
Ama ben de onlar gibi açtım, hem de yorgun, fakat hüznüme rağmen mutluydum, çünkü orada öyle dikilmek, ellerim ceplerimde, martıları seyretmek ve hüzün içmek güzeldi.
Eşi ölmüş olmasına rağmen kaynanayla ilgileniyor ve gezdiriyor.
Bazende birlikte Reichard terasında otururuz, ve bir yorum beklemeden, bir yorumda bulunmadan veya teselli etmeden, sessizce kendi kendine ağlamasına izin veririm, ölen çocukları hakkında ve hiçbirinin bir mezarda gömülü olmamış olduğu olgusu hakkında düşünmesine de.
Sayfa 281Kitabı okudu
Reklam
Adenauer'in anılarını ben de okudum sevgili hemşehrim... =)
Bu mevcut kitabı kim okuyacak gerçekten? Umarım sadece (hayretten) saçları havaya kalkacak olan tarihçiler okumaz. Hatta benim gibi tarih acemisinin bile korkunç şekilde atlanılan boşlukları görmesi mümkün...
Sayfa 305Kitabı okudu
Memlekete telefon açmak...
... dedi ki bana: "Savaş başladı, savaş, savaş - sonunda başardılar." Ben bir şey demedim ve o dedi ki: "Sen tabi onunla konuşmak istiyorsun?" "Evet", dedim. "Ben benimkiyle konuştum" dedi, "hamile değilmiş, buna sevineyim mi, bilmiyorum. Sen ne dersin?" - "Sevin", dedim. "sanırım savaşta çocuk sahibi olmak iyi bir şey değil." "
Sayfa 196Kitabı okudu
Paul yatağın ucunda, yaşlı bir adam gibi öne eğik oturuyordu; içinin derinliklerinde, üstünde, kendinde isimlendiremediği bir yük ağırlık yapıyordu, karanlıktı ve ağırdı.
Sayfa 137Kitabı okudu
Fakat, burada araya sokarak belirtmem gerekir ki, Johannes, ulaştığı akademik dereceye rağmen, her zaman cahilin birisiydi.
Reklam
Bu ben olabilirim...
"Hadi birşeyler anlat bana", dedi Hecker, "birşeyler anlatmalısın artık, hadi", bana ciddiyetle baktı. "Ya, hiçbir zaman anlatmadın, hep beni konuşturdun."
Özgüvenin oluşması veya kırılması için kritik bir an...
Mutfak kapısını açtı, yavaşça araya doğru itti, odasının kapısını açtı. "Burada", dedi kız, "odamda, orada değil." "Mirzova", diye fısıldadı oğlan. "Nerden kaptın o ismi? Mirzov benim ismim, ve Katharina." "Herkes sana öyle diyor, ve ben seni düşünmekten başka bir şey yapamıyorum. Göster onu bana şimdi." Kızardı, çünkü yine 'onu' demişti, 'onları' değil. "Üzüyor beni", dedi kız, "senin için bir günah olması." "Görmek istiyorum onu", dedi oğlan. "Kimseyle -", dedi kız, "kimseyle konuşmayacaksın bunun hakkında." "Hayır." "Söz veriyor musun?" [...] "Neden ağlıyorsun?" "Korkuyorum", dedi kız, "sen korkmuyor musun?" "Ben de", dedi oğlan, "ben de korkuyorum." O kadar gergindi ki, bluzün son düğmesini nefedeyse koparacaktı, sonra derin bir nefes aldı, Mirzova'nın göğsünü gördüğünde; korkmuştu, çünkü tiksinti duymaktan çekinmişti, nezaketen hoşlanmış gibi yapması gerekeceği andan, ama tiksinmedi ve bir şey saklaması gerekmedi. Tekrar iç çekti. Kızın gözyaşları geldikleri gibi aniden kesiliverdi. Kız ona merakla baktı: yüzünün her hareketi, gözlerindeki her ifade, hepsini içine çekti, ve şimdiden biliyordu ki, seneler sonra ona müteşekkir olacaktı, bluzünün düğmelerini (başkası değil) onun açmış olduğundan dolayı.
Sayfa 153Kitabı okudu
Kaç gün sonra dönüp yaptığım alıntı...
Günahlar, diye düşündü, ölüm, günahlar; ve kadını birden arzu ettiği yoğunluk, işkence etti ona; yüzünü bile görmemişti; yumuşak bir lavanta kokusu, genç bir ses tonu, hafif ama aslında sert sesleri atakkabısının topuklarının; giderken günah çıkarma kabinine: bu ritim gece gündüz kulağında çınlayan sonsuz melodinin yalnızca bir parçasıydı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Sonrada kızlar bize değer verilmiyor derler. Savaşın ortasındaki konusma
"Ama hiçbir kızın (kız arkadaşın) olmadı mı?" diye başladı yine bu sefer daha sesli şekilde ve ben yine konuyu yavaş yavaş kapatmam gerektigini hissettim. "Hiç? Hiç? Başını hiç yumuşak bir omuza koymadın ve hiç koklamadın mı, saçlarını koklamadın mı... hiç mi yapmadın?"
Jeanne Hersch'den alıntılıyorum: "Yahudi olmanın biyolojik olarak bir ırka mensup olmak olduğunu düşünenler, gerçek anlamda veya hiç düşünmüyorlar. Çünkü böylesi bir ırkçı düşüncenin sonucuna göre bir Yahudi asla Yahudi olmayı bırakamaz."
Sayfa 565Kitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.