Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seçmeler Gönderileri

Seçmeler kitaplarını, Seçmeler sözleri ve alıntılarını, Seçmeler yazarlarını, Seçmeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek belirlenimcilik ruhsal açıdan olum­suz yargılar üzerine kurulur. Olumlu kanıtın bitmez tartışma­sını bitiren yalnızca hiççi belirlenimciliktir. Ruhların birliği olumsuzlamada gerçekleşir. Yetkin nesnel birlik, bir tür nesne -olmayan üzerine kurulur..
Remzi yay.Kitabı okudu
Animus az okur; anima çok okur. Bazen animus'um beni, çok okumuş olduğum için azarlar. Okumak, hep okumak anima'nın tatlı tutkusudur. Ama her şey okunduktan sonra düşlemlerle bir kitap yazmak çabasına girildiğinde zahmete katlanan animus’dur..
Remzi yay.Kitabı okudu
Reklam
Günler bizden gecelerin yorgun­luğunu alsın diye yapılmıştır, yani aydınlık günün düşlemleri bizi gece düşlerinin yorgunluğundan kurtarsın diye yapılmış­tır. Çünkü uykunun dinginliği ancak bedenin yorgunluğunu alır. Ruhu her zaman değil, zaman zaman dinlendirir. Gece­nin dinginliği bizim değildir. O, varlığımızla ilgili bir iyilik de­ğildir. Uyku bizde bir hayaletler hanı kurar. Sabahleyin gölge­leri süpürmek gerekir; ruhayrıştırmasına dayanarak geç kal­mış konukları dışarı atmak gerekir, hatta bir başka çağın ucu­belerini yerinden etmek gerekir, ejderhayı ve devi, erkeğin ve kadının özümlenmemiş ve özümlenemez tüm hayvansal artıklarını uzaklaştırmak gerekir..
Remzi yay.Kitabı okudu
Gün, gece, mevsimler ve yıllar dengeli erdişiliğimizi dingin bırakmaz. Her insanda erkeksi saatlerin kadranı ve kadınsı saatlerin kadranı sayı ve ölçülerin egemen­liğine bağlı değildir. Kadınsının kadranı sessizce akan bir sü­rede durmadan ilerler. Erkeksinin kadranında salınımın dina­mikliği vardır. Düşlemi ve bilginin çabalarını tam bir diyalek­tiğe koymayı benimsediğimizde bunu daha iyi sezeriz..
Remzi yay.Kitabı okudu
Evrenle ilgili düşlem (..) bir yalnızlık olgusudur, kökü düş kuranın ruhunda olan bir olgudur. Yerleşmek ve gelişmek için bir çölü gereksinmez..
Remzi yay.Kitabı okudu
Reklam
Her şeyi ustalıkla, aşk­la ya da şiddetle elde ettikten sonra her şeyi bırakman, ken­dini hiçleştirmen gerekir.. (D’Annunzio, Ölümün gözlemlen­mesi)
Remzi yay.Kitabı okudu
Yavaş değişen her şey yaşamla açıklanırsa, çabuk değişen her şey ateşle açıklanır. Ateş üst düzeyde canlıdır. Ateş içtendir ve evrenseldir. Yü­reğimizde yaşar. Gökte yaşar. Varlığın derinliklerine yükselir ve kendini bir aşk gibi sunar Yeniden maddeye iner, kin ve intikam gibi örtülü bir biçimde içerilmiş olarak gizlenir..
Remzi yay.Kitabı okudu
Bir kavram anlam değiştirdiği anda en çok anlamla doludur..
Remzi yay.Kitabı okudu
Reklam
Aşk iletilecek ateştir, aşk şaşırtacak bir ateşten başka bir şey değildir, ateş şaşırtacak bir aşktan başka bir şey değildir... öyleyse ateş her şeyiyle insanın ürünüdür, onun aynasında insanı her şeyiyle, eksik yanlarıyla, aksayan yanlarıyla, aştığı ve aşamadığı yan­larıyla görebiliriz. «Ateş ormanın çocuğu olmadan önce insa­nın çocuğu olmuştur» diye düşünür Bachelard. Ateşi yakan İnsan her şeyden önce etini pişirmeyi düşünen insan değil, ok­şamayı bilen insandır, okşamayı seven insandır. İnsan ateşi okşaya okşaya, bir kadını okşar gibi yaratmıştır..
Remzi yay.Kitabı okudu
Bir yan­gın çıkarıcı, yangını nasıl kaçınılmaz olarak çıkarırsa, bir yan­gın da bir yangın çıkarıcıyı hemen aynı kaçınılmazlıkta belir­ler. Ateş, bir ruhta külün altında olduğundan daha güvenle ya­nar. Yangın çıkarıcı, canilerin en gizemlisidir.
Nesnellik önce her şeyi eleştirmelidir: duyumu, yargılama yetisini, hatta en sağlam uygulamayı, en sonra da etimolojiyi; çünkü şarkı söylemek ve baştan çıkarmak için yapılmış olan söz, düşünceye nadiren denk düşer. Nesnel düşünce, kendin­den geçmeyi düşünmeden alaya başvurmalıdır. Bu düşmanca uyanıklık olmadan, tam anlamında nesnel bir tutum alamayız.
Ruhsal ilkellikleri içinde İmgelem ve Bellek çözülmez bir karmaşık olarak görünür. Onları algıya bağladığımızda yanlış ayrıştırmış oluruz. Anımsanmış geçmiş en basitinden algıyla ilgili bir geçmiş değildir. Bir şeyler anımsadığımıza göre, bir düşlemde geçmiş bir imge değeri olarak belirmektedir. İmgelem yeniden görmek isteyeceği tabloları kökeninden başlayarak renklendirir. Belleğin arşivlerine kadar gidebilmek için olguların ötesinde değerleri bulmak gerekir.
George Sand’ın şu sözleriyle ortaya koyduğu karşıtlığın doğru olduğunu anlar: «Günler bizden gecelerin yorgunluğunu alsın diye yapılmıştır, yani aydınlık günün düşlemleri bizi gece düşlerinin yorgunluğundan kurtarsın diye yapılmıştır.» Çünkü uykunun dinginliği ancak bedenin yorgunluğunu alır. Ruhu her zaman değil, zaman zaman dinlendirir. Gecenin dinginliği bizim değildir. O, varlığımızla ilgili bir iyilik değildir. Uyku bizde bir hayaletler hanı kurar. Sabahleyin gölgeleri süpürmek gerekir; ruhayrıştırmasına dayanarak geç kalmış konukları dışarı atmak gerekir, hatta bir başka çağın ucubelerini yerinden etmek gerekir, ejderhayı ve devi, erkeğin ve kadının özümlenmemiş ve özümlenemez tüm hayvansal artıklarını uzaklaştırmak gerekir.Tam tersine, gündüzün düşlemi, aydınlık bir dinginlikten yararlanır. Melankoliye eğilimli olsa bile, bu dinlendiren bir melankoli, dinlenmemize süreklilik veren uzlaştıncı bir melankolidir. (..)
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.