Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sefiller (5 Cilt Takım)

Victor Hugo

Sefiller (5 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

Sefiller (5 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, Sefiller (5 Cilt Takım) kitap alıntılarını, Sefiller (5 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Ölmek bir şey değil; korkunç olan yaşamamaktır.
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1789 Fransız İhtilali üzerine söylenmiş daha kudretli bir söz duymamıştım.
Devrimin mantığıyla felsefesi arasında şu fark vardır ki, onun mantığı sonunda savaşa götürebildiği halde, felsefesi barışa götürebilir.
Reklam
Sosyalizme kusursuz bir eleştiri (!)
Sosyalistlerin ele aldıkları problemlerin hepsi, kozmogonik görüşler, hayaller ve mistisizm bir yana, şu iki belli başlı probleme indirgenebilir. Birinci problem: servetlerin üretilmesi. İkinci problem: servetlerin bölüştürülmesi. Birinci problem emek konusunu içerir, ikinci problem ücret konusunu içinde taşır. Birinci problemde, kuvvetlerin
Yıl 1845. Victor Hugo, gelin - kaynana sorunsalını anlatıyor.
Marius ile Cosette evlidir. Jean Valjean: Cosette' nin babasıdır. Marius Cosette’i azar azar Jean Valjean'ın elinden almıştı. Cosette de karşı koymamıştı. Kaldı ki, bazı durumlarda pek sert davranmaktan doğan çocukların değer bilmezliği denilen şey, öyle sanıldığı gibi suçlanacak bir şey değildir. Yaradılışın değer bilmezliğidir bu. Başka bir yerde de söz ettiğimiz gibi, yaradılış “kendi önüne bakar”. Yaradılış canlı varlıkları ikiye ayırır: gelenler ve gidenler. Gidenler karanlığa doğru dönmüşlerdir, gelenler ışığa dönüktür. İşte, yaşlılar için kaçınılmaz ve gençler için irade dışı olan uzaklıklar bundan kaynaklanır. Başlangıçta fark edilmeyen bu uzaklık, her dal sürmesinde olduğu gibi, yavaş yavaş çoğalır. Dallar ağaçtan ayrılmamakla birlikte, ondan uzaklaşırlar. Onların suçu değildir bu. Gençlik sevincin bulunduğu yere, şenliklere, parlak ışıklara, tutkulara doğru gider. Yaşlılık ise sona doğru. Birbirlerini gözden yitirmeseler bile kucaklaşma yoktur artık. Gençler yaşamın soğukluğunu, yaşlılar da mezarın soğukluğunu duyarlar. Bu zavallı çocukları suçlamayalım!
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Osmanlı' nın zayıflığını fırsat bilerek Akka' ya (Mısır) saldıran Napolyon, başarılı olmuşsa da Cezzar Ahmet Paşa' dan Akka' yı alamamıştır. Daha sonra bu olay üzerine geri çekilmiş ve tarihe şu notu düşmüştür: (Akka’da durdurulmasaydım, bütün Doğu’yu ele geçirebilirdim!) Askeri darbeyle başa gelmiş Napolyon, kralcı halk ile (XVIII. Louis taraftarları) sürekli bir iç savaş halindeydi. Aşağıdaki alıntı, bir ülkede yaşanan iç savaş derecesinin sosyolojik bir tespidir. Alıntı : Napolyon'un yaşlı yaveri, Zaragoza’da Suchet’nin söylediği sözleri hatırlayarak düşünceye daldı: “Yaşlı kadınlar oturaklarını başımıza boşalttıkları vakit mahvolmuşuz demektir.”
Suç onda değildi, eksik olan sevebilme yetisi değil, sevebileceği kimsenin olmamasıydı.
Reklam
Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.
Romantik Hugo' nun bekaret betimlemesi
Okur, gerektiğinde bir gerdek odasına sokulabilir, ama bir bekaret odasına asla! Buna ancak mısralar cesaret edebilir, nesir bunu hiçbir zaman yapmamalıdır. Henüz gonca halinde bir çiçeğin içidir bu; karanlık içinde bir beyazlıktır; güneş görmedikçe erkek gözünün de görmemesi gereken, kapalı bir zambak çiçeğinin en gizli hücresidir. Tomurcuk
17. yy Avrupası, 21. yy Ortadoğu' sundan daha çürüktür.
15. Louis devrinde, Paris’te çocuklar ortadan kayboluyorlardı; polis onları -kim bilir hangi esrarengiz İşte kullanılmak üzere- alıp götürüyordu. Kralın kan banyoları hakkında dehşetengiz söylentiler fısıldanıyordu kulaktan kulağa korkuyla. Barbier bunları safiyetle anlatır. Bazen kimsesiz çocuk kıtlığı çeken zaptiyeler, babası olan çocukları da yakalayıp götürüyorlardı. Umutsuzluktan gözü dönen babalar zaptiyelerin üzerine yürüyorlardı. Bu durumda feodal mahkeme işe el koyuyor ve ipe çektiriyordu. Kimi? Zaptiyeleri mi? Ne münasebet, babaları.
İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
..içimden gelen övgü dolu birkaç cümle ile mumyalamak istiyorum. Onu ölmüş sayıyorum.
Reklam
Üstün insanların garip za­afları vardır. Sezar'ı öldüren Brütüs, Strongylion'un yaptığı küçük bir çocuk heykeline aşıktı.
..başıma bunca iş açacağını bilmeden dalı yerden aldım.
Pisliğin bu içtenliği hoşumuza gider ve ruhumuzu dinlen­dirir.
Orada, bir şişenin dibi sarhoşluğu itiraf eder, bir sepet sapı uşaklığı anlatır, edebi görüşleri olan bir elma eşeleği yeniden elma eşeleğine dönüşür, bozuk paranın kabartması paslanır, Caiaphas'ın tükürüğü Falstaff'ın kus­muğuyla karşılaşır, kumarhaneden gelen altın para intihar ipinin asılı durduğu çiviye çarpar, morarmış bir fetüs bü­yük perhizden önceki karnaval günü operada dans eden sırça pullarla sarmalanmış bir halde yerde yuvarlanır, insanları yargılayan bir yargıç başlığı Margoton'un paçavra­ya dönmüş eteğinin yanında yatar. Orada kardeşlikten de öte bir senli benlilik vardır. Makyajlanmış her şey orada kirlenir. Hayanın son perdesi yırtılmıştır. Lağım edepsizdir. Her şeyi söyler.
Yanımızdan bir adamın geçtiğini gördük. Çırılçıplak bedeni kül renginde olan bu adam toprak rengi bir ata binmişti. Adamın saçları yoktu; kafatası ve kafatasının üzerindeki damarlar görünüyordu. Elin­de asma dalı kadar esnek, demir gibi ağır bir değnek vardı. Bu atlı bize hiçbir şey söylemeden çekip gitti.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.