Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seksüel Seçme

Charles Darwin

En Yeni Seksüel Seçme Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Seksüel Seçme sözleri ve alıntılarını, en yeni Seksüel Seçme kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Adam bizi gömmek için kitap yazmış!
Örnekseme (anal logy) bunu eşeysel seçme etkenine yormamıza yol açar. Böyle hallerde, çift ya da karşılıklı bir eşeysel seçme süreci olduğu; daha dinç ve erken gelişmiş dişilerin daha alımlı erkekleri seçtiği, erkeklerin alımlı olmayan dişilere hiç yüz vermediği daha büyük bir haklılıkla söylenebilir. Ama hayvanların alışkanlıklarından öğrendiklerimize göre bu görüş pek doğru olamaz, çünkü erkek genellikle her dişiyle çiftleşmeye isteklidir.
Sayfa 34 - Evrensel YayınKitabı yarım bıraktı
Bize diyor beyler!
"Her kadavrada, en çok sayıda sapkınlık erkeklerdedir."
Sayfa 31 - Evrensel, Bay J. WoodKitabı yarım bıraktı
Reklam
Bu alemde ya padişah olacaksın ya Sayga. .
Antilope saiga'nın yeryüzünün en aşırı çokdişilisi olduğu anlaşılmaktadır; çünkü , erkeği bütün hasımlarını kovup aşağı yukarı yüz dişiyi ve yavruyu bir sürüde toplamaktadır.
Kirby dediği şey " yasa erkeğin dişiyi elde etmeye çalışmasıdır."
Ben de
Kendi adıma düşmanlarına işkence etmekten zevk alan, tanrılarına kanlı kurbanlar sunan, hiç acımadan çocuk öldüren, karılarına köle gibi davranan, nezaket nedir bilmeyen ve en saplantılı batıl inançlara kendisini kaptıran bir yabanıl insandan türemiş olmaktansa, bakıcısının hayatını kurtarmak için korkunç düşmanına meydan okuyan o ufak, kahraman maymundan veya dağdan inerek genç soydaşını şaşkına dönmüş bir köpek sürüsünden kurtaran o yaşlı babundan türemiş olmayı tercih ederim.
Sayfa 506Kitabı okudu
Beğeni
Evrim ilkesini kabul eden, ama dişi memelilerin, kuşların, sürüngenlerin ve balıkların erkeklerin güzelliğini takdir edecek kadar yüksek ve bizimkiyle çoğu zaman örtüşen bir beğeni standardına ulaşmış olabileceklerini kabullenmekte zorlanan herkes, Omurgalılar dizisinin gerek en yüksek, gerekse en düşük üyelerinin beyinlerindeki sinir hücrelerinin bu büyük Âlemin ortak atasından türemiş olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Bunu aklımızdan çıkarmadığımız sürece, birbirinden çok farklı hayvan gruplarındaki belirli zihinsel yetilerin neden aşağı yukarı aynı yönde ve düzeyde gelişmiş olduğunu anlayabiliriz.
Sayfa 503Kitabı okudu
Reklam
Tanrı inancının insanla düşük hayvanlar arasındaki yalnızca en büyük değil, aynı zamanda da en eksiksiz fark olduğu sık sık öne sürülmüştür. Oysa gördüğümüz gibi insanda bu inancın doğuştan veya içgüdüsel olduğu savunulamaz. Öte yandan tinsel etkenlerin her yanı kuşattığına duyulan inanç tümel görünmektedir. Bu inancın, insan aklının kaydettiği kapsamlı gelişmeden ve hayalgücü, merak ve sorgulama yetilerinde meydana gelen daha kapsamlı gelişmelerden ileri geldiği anlaşılmaktadır. Birçok insanın, içgüdüsel olduğu varsayılan Tanrı inancını Onun varlığını destekleyen bir argüman olarak kullandığının farkındayım. Ama bu argüman temelsizdir, çünkü bu durumda acımasız, kötücül ve insandan yalnızca biraz daha güçlü olan birçok ruhun varlığına da inanmak gerekir; sonuçta onlara duyulan inanç, iyiliksever bir Tanrı'ya duyulandan çok daha yaygındır. Öyle görünüyor ki evrensel ve iyiliksever bir Tanrı'nın var olduğu düşüncesi, insan zihninde ancak uzun-süreli bir kültürel ilerlemeden sonra ortaya çıkmıştır.
Sayfa 498Kitabı okudu
Bilim İnsanı
Kısa bir özet, bu çalışmanın önemli noktalarını okura anımsatmak için yeterli olacaktır. Burada sunulan görüşlerden birçoğu oldukça spekülatiftir ve bazıları hiç kuşkusuz yanlış çıkacaktır; ama sunduğum her olguda bir görüşten ziyade diğerine yönelmemin nedenlerini açıkladım. Evrim ilkesinin, insanın doğa tarihindeki daha karmaşık problemlere hangi ölçüde ışık tutabileceğini öğrenmeye çalışmak zahmete değer göründü. Hatalı bulgular, genellikle uzun ömürlü oldukları için bilimin ilerlemesi açısından son derece zararlıdır; ama birkaç kanıtla desteklenmiş olan hatalı görüşlerin verdiği zarar çok daha azdır, çünkü herkes onların yanlışlığını kanıtlamaktan yapıcı bir haz duyar: Ve bu iş yapıldığı takdirde, yanılgıya giden bir yol kapanırken gerçeğe giden yol da çoğu zaman açılmış olur.
Sayfa 491Kitabı okudu
O halde zamanın akışında yeterince geriye bakar ve insanın bugün sürdürdüğü sosyal alışkanlıkları göz önünde bulundurursak, en olası görüş şudur: İnsanlar başlangıçta ufak topluluklar halinde yaşamış, her erkek tek bir kadınla veya yeterin- ce güçlüyse birkaç kadınla eşleşmiş ve kıskançlığı sayesinde onları diğer erkeklerden korumuştur. Veya insan hiç sosyal bir hayvan olmamış, ama erkek tıpkı gorillerde olduğu gibi birkaç kadınla birlikte yaşamıştır; nitekim bütün yerliler, "bir grupta tek bir yetişkin erkek bulunduğu konusunda hemfikirdir; erkek yavrular büyüyünce aralarında liderlik mücadelesi başlar ve içlerinden en güçlüsü diğerlerini öldürüp uzaklaştırarak kendisini topluluğun yeni lideri ilan eder."1 Bu şekilde uzaklaştırılan ve başıboş kalan daha genç erkeklerin eninde sonunda eş bulabiliyor olması, aynı ailede gerçekleşecek aşırı yakın soy içi çaprazlanmaları önler.
Sayfa 473Kitabı okudu
“İnsanlaşmak”
Genellikle kadınların erkeklerden daha tatlı sesli oldukları düşünülür ve bunu rehber alacak olursak, onların müzik yetilerini ilkin karşı cinsiyeti cezbetmek için kazandıklarını varsayabiliriz.42 Ama öyleyse bu olay çok eski çağlarda, atalarımız kadınlarını köle olarak kullanacak ve onlara bu gözle bakacak kadar insanlaşmadan önce gerçekleşmiş olmalıdır. Çeşitli tınılar ve kadanslar yoluyla dinleyicilerinde güçlü duygular uyandıran coşkulu bir hatip, ozan veya müzisyen, yarı-insan atalarının eskiden kur yaparken ve rekabet ederken birbirlerinin tutkularını körüklemek için kullandıkları yöntemlerin aynılarını kullanmakta olduğunu çoğu zaman fark etmez.
Sayfa 451Kitabı okudu
Reklam
İnsan
Erkeğin güç üstünlüğü, onun kendisini ve ailesini geçindirmek için kadından daha fazla çalışmış olmasından doğan kalıtsal sonuçlarla kazanılmış olamaz; çünkü bütün uygarlaşmamış halklarda kadınlar da en az erkekler kadar çalışmak zorundadır. Uygar halklarda kadınları elde etmek için savaşma geleneği uzun zaman önce terk edilmiş; buna karşılık erkekler ortak geçimin sağlanmasında genel bir kural olarak kadınlardan daha çok çalışmak zorunda kalmış, dolayısıyla güç bakımından her zaman üstün olmuştur.
Sayfa 439Kitabı okudu
Dişiyi elde etmek için savaşmak, memelileri kapsayan o büyük sınıfın tamamında geçerli görünen bir yasadır. Birçok doğa bilgini, erkeğin irilik, güç, kavgacılık, özel saldırı silahları ve savunma araçları bakımından sahip olduğu üstünlüğün benim cinsel diye adlandırdığım seçilim biçimiyle kazanıldığını veya değişiklik geçirdiğini kabul edecektir. Bu, genel yaşam mücadelesindeki herhangi bir üstünlüğe değil, bir cinsiyetin ve genellikle de erkek cinsiyetin belirli bireylerinin hemcinslerine üstünlük kurmayı başarmasına ve daha başarısız erkeklere oranla kendi üstünlüklerini kalıt alacak daha fazla sayıda döl bırakmasına bağlıdır. Erkeklerin çeşitli cazibelerini sergileyerek dişileri uyarmaya veya baştan çıkarmaya çalıştığı çok daha barışçıl bir rekabet türü daha vardır.
Sayfa 427Kitabı okudu
Bugüne kadar erkek memelilerin dişiyi cezbetmek için çaba sarf ettiğini gösteren herhangi bir kanıta rastlanmamıştır. Erkek kuşların ve başka hayvanların bu işi ustalıkla yapıyor olması, dişilerin sergilenen süsleri ve renkleri hoş veya uyarıcı bulduğu kanısını destekleyen en güçlü argümandır.
Sayfa 415Kitabı okudu
Gönül işleri
Fransız uzmanlarından çeşitli alıntılar yapan Prosper Lucas şöyle der: "Bir kısrağa gönlünü kaptırıp diğerlerine al- dırış etmeyen aygırlar vardır."48 Prosper Lucas, Baelen'in uz- manlığına dayanarak, boğalar üzerine de benzer olgular su- nar; benimle iletişime geçen Bay H. Reeks de, babasına ait olan ünlü bir kısa-boynuzlu boğanın, “siyah bir inekle çiftleşmeyi ısrarla reddettiğini” bildirdi. Hoffberg, Laponya'daki evcil rengeyiklerini şöyle betimler: "Erkeklerden daha iri ve daha güçlü olan dişiler, gençleri ve yerlerinden edilerek kaçmaya zorlanmış olanları kabul ettiler."49 Çok sayıda domuz yetiştiren bir papaz, dişi domuzların sık sık belirli bir erkeği reddettikten hemen sonra başka bir erkeği kabul ettiğini söyler. Tüm bu bulguların ışığında, birçok evcil dört-ayaklının güçlü bireysel isteksizlikler ve istekler gösterdiğinden ve bunu da erkeklerden ziyade dişilerin yaptığından kuşku duyulamaz. Hal böyleyken, doğal bir durumda bulunan dört-ayaklı hayvanların çiftleşmesi yalnızca şansa dayanıyor olamaz. Dişilerin, belirli karakterler bakımından diğerlerinden daha üstün olan erkekleri çekici veya uyarıcı buluyor olması çok daha olasıdır; ama bu karakterlerin hangileri olduğunu mutlak doğrulukla belirlemek çoğu zaman mümkün değildir.
Sayfa 395Kitabı okudu
Köpekler
Dişiler eş seçimlerinde her zaman akılcı değildir ve kendilerini serseri erkeklerin önüne atmaya eğilimlidir.
Sayfa 394Kitabı okudu
133 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.