Selçuklu Devleti

Reşidüddin Fazlullah

En Eski Selçuklu Devleti Gönderileri

En Eski Selçuklu Devleti kitaplarını, en eski Selçuklu Devleti sözleri ve alıntılarını, en eski Selçuklu Devleti yazarlarını, en eski Selçuklu Devleti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar için hastalık, koyunluk hâlidir. Zira yünü alınıncaya kadar el ve ayağı bağlanır. Zanneder ki onu öldürmek isterler. Üzülür, ancak serbest bırakıldığında mutlu olur. Yününün her alınışında tekrarlanan bu durum, onda bir tabiat ve âdet hâline gelinceye dek devam eder. Sonunda o, bir defa daha ansızın bağlanır ve öldürülür. Bu hastalık hâli, son el bağlayıştır.
Sayfa 77 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Sultan (Alp Arslan) Çarşamba günü (yanındaki) emîrlerle birlikte bir tepeye çıktı ve Ermanos'un (Romanos Diogenes) ordugâhını kendi gözüyle gördü. O, ordunun karartısından (kalabalıklığından) korktu ve "Bizim bu kadar askerimizle, bu büyük tâife-i câfiyyeye karşı muharebe ve müdafaa yapmamız nasıl mümkün olabilir" dedi. Melik Muhammed Danişmend başını yere koyup yer öperek "Bu kulun aklına, imân-ı Yezdânî ve Müslümanlık'a uygun bir düşünce gelmiştir. Eğer izin olursa arz edeyim." dedi. Sultan izin verdi. Melik Muhammed Danişmend "Bugün çarşambadır. Saadete geri dönüp, bugün ve yarın silahlarımızı hazırlayalım. Elbiselerimizi temizleyelim. Zemzem suyuyla yıkanmış kefenlerimizi boyunlarımıza asalım. Cuma sabahı 'hayya 'ale'l-felâh' sedasıyla haşem-i mansurla birlikte harp meydanına gelelim. Hatipler Cuma hutbesinde 'Allah'ım! Düşman üzerine hücum eden Müslüman askerlere yardım et!' dedikleri zaman, tam bir ihlasla tekbir getirelim ve küffar-ı feccâra hamle yapıp taarruz edelim. Şehadet saadetine erersek 'Bu ne güzel sevap ve ne güzel lütuftur!' Eğer muzaffer ve mansur olursak da 'İşte bu asıl büyük başarı ve kurtuluştur.' Bütün emîrler, bahtiyarlığının emârelerinden olan gayret-i dîne sahip idiler ve Danişmend Muhammed'in içten düşüncesine uyup geri döndüler.
Sayfa 81 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Reklam
Vezir Nizamü'l-Mülk'ün Siyaseti Hakkında
Sultan Melikşah'ın ordusu Ceyhun'dan geçerken Nizamü'l-Mülk, kayıkçıların ücret belgesini Antakya'ya havale etti. Kayıkçılar, Sultan'ın dergahında feryad edip: "Hüdavend-i âlem! Biz fakir bir topluluğuz. Bizim maişetimiz, bu sudan geçmek isteyenleri karşıya geçmekle kazanılır. Eğer bizden bir genç, para talebiyle Antakya'ya giderse, ihtiyarlayıp döner." dediler. Sultan, Nizamü'l-Mülk'e "Ey baba! Bu ne soğukluk, yanlış bir iştir? Bizim bu vilayette elimize geçen gelir yeterli değil midir ki, bu zavallı dervişlerin alacaklarını tahsil için faturalarını Antakya'ya havale etmen gerekiyor?" dedi. Nizamü'l-Mülk "Ey padişah! Bunları Antakya'ya göndermeye hacet yoktur. Öyle ki bizim burada bulunan havâşîmiz, onların faturalarını nakit altınla öderler. Bendeniz, bu faturayı oraya, padişah-ı âlemin emrindeki vilayetlerin genişliğini, ülkenin büyüklüğünü ta'zîm etmek; bütün cihanın, memleketimizin genişliğini ve padişahın hükmünün nereden nereye kadar nüfuz ettiğini görmeleri ve nakilcilerin bu durumu tarihlerde yazmaları için gönderdim." diye cevap verdi.
Sayfa 90 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Sultan Melikşah'ın kulağı hep Nizamü'l-Mülk'ün hataları ile dolmuş olduğundan, bir gün Nizamü'l-Mülk'e "Yönetime benimle ortak mısın ki vilayet ve ıkta'ları kendi evladına veriyor, benimle meşveret etmeksizin istediğin mülk üzerinde tasarrufta bulunuyorsun? İster misin ki önünden vezirlik divitini, başından sarığını almalarını emredeyim?" diye haber gönderdi. Nizamü'l-Mülk cevaben dedi ki: "Benim divitim ve senin tacın birbirine bağlıdır ve sana emanettir. Ama ölüm fermanına gelince, o da istediğin gibi olsun." [Anekdot: Gerçekten de Sultan Melikşah'ın tacıyla Vezir Nizamü'l-Mülk'ün diviti birbirine bağlıydı. Zira Nizamü'l-Mülk'ün ölümünden henüz bir ay geçmeden Sultan Melikşah zehirlenmiştir.]
Sayfa 93 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Ortaçağ'da Bir Müge Anlı Vakası
Sultan Muhammed Tapar zamanında gözleri görmeyen bir adam ortaya çıktı. Ona Alevî-yi Medenî derlerdi. Günün sonunda kendi sokağının kapısında elinde asasıyla durur ve "Kim bu körün elini tutar ve bu sokakta bulunan, fakat yolu düz olmayan evinin kapısına götürürse Allah onun günahlarının bağışlasın" diye dua ederdi. O sokak; uzun,
Sayfa 108 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Küfür nimetin boynunu kırınca; Hak-şinâslar hep birden böyle demişlerdir: Ki mezar taşına yazılmalı; Lanet olsun şükür bilmeyenlerin ruhlarına
Sayfa 121 - Bilge Kültür SanatKitabı okudu
Reklam
40 öğeden 61 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.