Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme

Ernst Cassirer

En Eski Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme Sözleri ve Alıntıları

En Eski Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme sözleri ve alıntılarını, en eski Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kült, insanın kendini dünyaya zihinsel olarak değil, saf fiziksel olarak teslim etmesini sağlayan esas araç gereçtir.
Ritüel nitelikli eylemi, salt bir tasarım içeriği olarak inanma içeriğiyle açıklamak yerine, karşıt yolu tutup gitmek; yani teorik tasarım dünyasına ait ve salt haber ya da inanılmış anlatı olan şeyi, mitosta, insanın eylemi, duygulanım ve istemesi üzerinde doğrudan doğruya etkili olan bir şeyin dolaylı bir yorumu olarak anlamak zorundayız. Fakat böyle kavranınca, her rit, esas itibariyle aslen salt "alegorik'', taklit ya da temsil edici bir anlama değil, tamamen bilfiil var olan bir anlama sahip olur: Ritler etkilenme olgusunu öyle ortaya koymuşlardır ki, onlar bu olgunun vazgeçilmez bir parçasını teşkil etmektedirler
Reklam
Goethe'nin Dichtung und Wahrheit (Edebi Eser ve Hakikat) eserinin çok bilinen bir yerinde şöyle söylenir: "Bir insanın öze! ismi, sadece insanın etrafını çevirmiş ve gerektiğinde çekilebilecek ve yırtılarak çıkarılabilecek bir örtü gibi değildir; tersine, mükemmel yakışmış bir elbise; hatta tamamen insanın kendisinde kök salmış, insanı yaralamadan ondan sıyrılamayan ve kazınamayan deri gibidir."
Her şeyden önce ise, tanrının ismi olan kelime, onun özünün ve etki gücünün bilfiil bir parçasını teşkil eder. İsim, içinde her özel tanrının varlığını sürdürdüğü ve etkili olduğu bir güç-alanına işaret eder. O zaman, duada, ilahide ve bütün dini konuşma formlarında, her tanrının, onlara tahsis edilmiş olan isimlerle adlandırılmasına özen gösterilip dikkat edilmesi gerekir. Çünkü tanrı, ona sunulan istekleri, sadece doğru biçimde çağırılırsa kabul eder.
Philolaos "sayının doğası ve gücü"nü, sadece tüm insani eserlerde ve sözlerde, tüm plastik sanatlarda ve müzikte değil, aynca tüm "doğaüstü ve ilahi şeyler"de100 arar. Öyle ki, sayının doğası ve gücü, burada, Platon'daki Eros gibi "büyük aracı" haline gelir; dünyevi ve ilahi olanın, ölümlü ve ölümsüzün yerlerini değiştirir ve onları dünya düzeninin birliği için bir araya toplar.
Bir, iki, üç sayılarının tözselleştiriliş örnekleri, sadece ilkellerin düşünmesinde değil, ayrıca büyük kültür dinlerinin tümünde de mevcuttur. Kendiliğinden ortaya çıkan, üçüncü bir doğa içinde yeniden bütünleşmek için ikinci ve bir "başkası" haline gelen birlik problemi, insanlığın asıl zihinsel ortak-mülkiyetine aittir. Bu saf düşünsel ifade içindeki problem, ilkönce kurgusal din felsefesi içinde ortaya çıkınca, "üçlenen tanrı" düşüncesinin genel yaygınlığı, bu düşüncenin işaret ettiği ve onun gelişmesini sağlayan herhangi bir somut duygu temelinin mevcut olması gerektiğini gösterir. Genel kozmik-dini anlamı, özellikle Kuzey Amerika'daki dinlerde üretilmiş olan dört, ilk üç sayıya eklenir. Aynı paye, daha kuvvetli şekilde yediye de tahsis edilir ki, yedi, insanlığın en eski kültür bölgesinden, Mezapotamya'dan her yere yayılır; Babil-Asur dini ve kültüründen kaynaklanan bir etki kanıtlanamasa da, yedi, özel bir "kutsal" sayı olarak karşımıza çıkar. Grek felsefesinde bile, yedi sayısına dini-mitik temel nitelik sinmiş haldedir. Philolaos 'un yazmış olduğu bir fragmentte yedi, "her şeyin önderi ve hakimi olarak biricik, sonsuz, sürekli, hareketsiz, kendi kendisiyle aynı, bütün diğerlerinden farklı, tanrı olarak" bakire ve doğurulmamış Athene ile karşılaştırılır.
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.