Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme

Ernst Cassirer

En Beğenilen Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Sembolik Formlar Felsefesi II - Mitik Düşünme kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erdem sahipsizdir; erdemden herkes, ona say­gılı ya da onu küçük görmesine göre, az ya da çok pay alır. Suç seçenlerindir; tanrı suçsuzdur.
Reklam
Mitik düşünmede mevcut olan bu, bağıntı parçalarının somut­laşması veya cisimleşmesini düzenleyen kendine özgü ilke, bu dü­şünmenin tek tek tüm kategorilerinde izlenebilir. Nitelik kategori­siyle başladığımız zaman, mitik düşünmenin parça ve bütün arası­na asla kesin bir sınır ayrılığı yerleştirmediği, mitik düşünme açı­sından, parçanın, hem
"Yalın" sayıların taşıdığı aynı niteliğin Grekler' den Cermenler'e aynen taşındığı; o halde mesela sadece üç, yedi, dokuz ve on ikiye değil, aynı zamanda onların çarpımıyla elde edilen sayılara da özel mitik-dini güçlerin tahsis edildiği iyice düşünülürse, o zaman en sonunda bu "kutsallaştırma" sürecine karışmamış olan herhangi bir sayısal nitelikli belirlemenin neredeyse hiç mevcut olmadığı görülür. Burada, mitik şekil verme dürtüsüne sınırsız bir oyun alanı açılır ki, bu oyun alanında mitik şekil verme dürtüsü, kesin ve mantıki nitelikli norm ve "nesnel" deneyim ilkelerinin hiçbirini dikkate almadan, serbestçe dolaşır.
"Zorunluluk" ile "tesadüfiliğin", yasalılık ile yasasızlı­ğın karşıtlığı da, mitik ve bilimsel düşünmenin ilişkisini belirlerken kullanılmadan önce, titiz eleştirel çözümleme ve gerçek bir belirle­me gerekir. Leukippos ve Demokrit, dünyadaki hiçbir şeyin "tesa­düfen" oluşmadığı, her şeyin bir nedenden ve zorunluluk
Heraklit'in, insanın duyusunun onun şeytanı olduğu önermesinden, Demokrit ve Sokrates'e doğru ilerler. Sokratik Daimonion ve "Eudaimonie" kavramlarına sinen özel anlam ve nağme, belki de öncelikle bu ilişkide tam olarak izlenebilir. Eudaimonie, Sokrates'in başlatmış olduğu yeni bilme formuna dayanır. Ruh, sırf doğa ikuvvetini ortadan kaldırdığı için, Eudaimonie, ruhun ahlaki özne olarak kavranmasıyla elde edilir. Şimdi her şeyden önce insan, bizzat kendisini, kendi benini artık karanlık mitik güçlerin egemenli­ğinde hissetmediği, arzu etme ve bilme ilkesinin, bu yetilerden ha­reketle ve açık kavrayış ışığında şekillendiğini bilebildiği için, bi­linmeyenden, yani doğaüstünden korkmaya başladı. Böylece burada, mitosun karşısında, yeni bir içsel özgürlük bilinci gelişir. Bugün bile, animizmin ilkel aşamalarında, insanın, kendi ruhsal kuvveti tarafından seçildiği ve tek tek bireylere kadar esas biçimde geliştirildiği kanaati mevcuttur. Sumatra'daki Bataklarda, ruha, onun kişileşmesinden önce tanrıların ve insanların ilk ataları tara­fından farklı seçenekler sunulur. İnsanın kaderinin içine ruhlar so­kulmuştur ve bu kadar, onların yaptıkları seçimle belirgin hale gelir; insanın hayatının tüm seyri gibi özelliği ve varlığı da, onun ha­yatının tüm seyri gibi önceden belirlenir.
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.