Hiçbir şey anlamıyorlardı. Tersine, yaşlı adam, bir çocuk doğunca onunla birlikte büyümesi için bir ağaç dikildiğini açıklıyor. "Talino doğduğu zaman ne dikmiştiniz kim bilir," diyorum. "Ya sobalık odun, ya da bir kabak."
Makineyi ovdurttuğum velet atılıyor: "Niçin bir bağ dikmiyorlar çocuklar için? Öyle yapsalar daha çok şarap olurdu."