Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sergüzeşt Gönderileri

Sergüzeşt kitaplarını, Sergüzeşt sözleri ve alıntılarını, Sergüzeşt yazarlarını, Sergüzeşt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Üşüyor musun? Bu hafif rüzgâr çiçeklerin nefesidir.”
Hiç! Ağlamak esaretin en büyük hakkıdır. Biz o hürriyete sahibiz!
Reklam
Güzellikten büyük asalet, temiz kalpten büyük bir servet mi olur?
Çekinme! Kimseler işitmez, korkma! Bu ağaçlar, çiçekler ketumdur. İnsan değil ki ihanet etsin!
Şimdi ne yapmalı? Cehennem gibi bir ateş içinde kalan hayata sonuna kadar tahammül mü etmeli? Hayatın maksadı mahvolursa yaşamakta ne lezzet var?
Gönül muhabbete karşı daima çocuktur.
Reklam
Evlenecek gençlere daima muhakeme sükûneti tavsiye ederler. Seneler geçip de o sükûnet geldikten sonra o evlilikten lüzumsuz, o evlilikten tatsız bir şey göremem.
Gençlikte zevk insanı çoğunlukla yanıltır… Heyecanı derecesinde derin olmayan delice hevesleri, seneler tarafından düzeltilince, birdenbire insan ne görür: Hatalarını, kusurlarını… Ve belki suçlarını…
Arada muhabbet olmayarak sırf menfaat ve servet için yapılan evliliği ahlaka uygun mu sayarsınız?
Beş yaşındaki çocuklara mahsus bir şiddetle hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ne derecelerde bıkkınlık, ne derecelerde kalp kırıklığı!
Reklam
İnsan derin hayaller içinde kaybolup gittiği zaman, insanlığın kelimelerinin tamamının tarif edemeyeceği bir tebessüm ebedi olmaya layık değil midir? Zavallı hafıza! Günden güne yok olduğunu hissettiğimiz vücut denilen şu toprak yığınının üzerinde devamlı kalmaya çalışır durur.
Bence en gerçek ikbal, ruhun gördüğü iki güzel göz, en büyük servet kalbin hissini gösteren gül rengindeki dudaklardan akseden tebessümdür. Güzellikten büyük asalet, kalp temizliğinden büyük servet mi olur?
Bir dakika… Üç dakika… Altı dakika… Hala ağlıyordu. Kendisini talih ve servet sahiplerinin sonsuz heveslerine terk eden esaretin insani meziyetlerini zayıflatmasından gönlünün ne kadar kırgın, ne kadar üzgün bir halde olduğunu gösteren baygın gözleriyle hürmet edilmek, sevilmek gibi kadınların karşı koyması imkansız olan son derecede şiddetli arzularının hor görülerek ayaklar altına alınmasından gelen hüzün ve ıstırabı, o halinde uçları aşağıya doğru meyletmiş, hassas olduğunu gösteren incecik dudaklarından anlayarak, ne kucağında ağlayacak bir annesi ne kendisini himaye edecek bir baba ve ağabeyi olduğunu hatırlayış…
Takatsizliği, mecalsizliği ifade eder bir surette o harap sütuna dayanmış gayet sessiz, gayet yavaş bir halle ağlıyordu. Ağlamak… Muvaffakiyet!
“Bilinmez ki Şark’ta her hakikat kadınlar gibi örtülü..”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.