*Bir kadının gönlüne cidden sahip ve hakim olamadıktan sonra onu cebirle ,kahırla kendinize boyun eğmiş görmekte ne lezzet bulunur?(kitapdan alıntıdır)
Hüseyin Rahmi Gürpınar eserinde ,toplum içindeki carpık aile yaşantısını,o zamanın koşullarında kadının toplum içindeki yerini ve toplum içindeki kadın erkek ilişkilerini bazen felsefi bakış açısıyla,bazen de aile içi ilişkilerin ideal durumlarıyla mevcut halleri arsindaki uçurumu gozler önüne serirek bizleri zamanın tozlu yıllarına götüyor. Kitabin kurgusu ,akıcılığı ve sade bir dille yazılmis olması okuru kendine bağlıyor.
Yasak aşk yaşayan kadının intihariyla başlayan,sonrasında ise intihar eden kadını bu noktaya getiren olaylar silsilesini konu alan kitabı okurken bazen kim haklı, kim haksız kavramları arasında bogusup duruyorsunuz.Bu kadını intihara sürükleyen süreçte, ailesinin kadini istemediği bir adamla zorla evlendirmesini mi eleştirim, kocasinin karisini bir meta olarak görmesini mi eleştirim,kadının yasak aşk yaşamasını mi elestirim,yasak aşk yadadigi sevdiği adamı mı eleştirim bilemedim.!
Kadının bedeni kocasinda,ruhu başka birindeydi...!!!
İnsan yanindaki ile yaşlanir, aklındaki ile ölür.
*Aşk insana her şeyi öğretiyor, her dersi veriyor.(kitapdan alıntıdır)
*Dünyaya kör gelenler olduğu gibi kalpsiz doğanlar da var.(kitapdan alıntıdır)
*Fazla kuvvete sahip insanlar bu kudretlerini hukuku gasbetmekte kullanıyorlar. Bu üzücü hakikati görüp söyleyecek kadar duruma vakıf ve cüret sahibi olanlar derhal toplumun ayıplanmasına ve kınamasına uğruyorlar.(kitapdan alıntıdır)