Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yüzbaşı Şerafettin'in Eşine Mektupları 1911-1922

Sevgilim Güzel Hasine'm

Şerafettin Özdemir

Sevgilim Güzel Hasine'm Hakkında

Sevgilim Güzel Hasine'm konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
10/10
1 Kişi
5
Okunma
1
Beğeni
571
Görüntülenme

Hakkında

Sevgilim Güzel Hasine’m, 27 Temmuz 1922’de Ordu’nun Yatsıyurt yaylasında 33 yaşında şehit düşen Osmanlı Türk yüzbaşısı Doktor Şerafettin Bey’in, ondan uzakta İstanbul’da iki yaşındaki kızı Tomris ile haber bekleyen eşi Hasine’ye yazdığı özlem ve aşk dolu mektuplardan oluşmaktadır. Bu mektuplar, çoğunlukla kişisel yazışmalar olmakla birlikte devam eden Kurtuluş Savaşı’mız ve o dönemin sosyal koşullarını da gözler önüne sermektedir. Satırlar arasında yakılan yıkılan şehirlerimiz, kasabalarımız, köylerimiz; ölümler, yaralılar, çekilen sıkıntılar, üzüntüler, sevinçler, günlük yaşamın ağırlığı, tasası ve bütün bunlardan daha fazlası dile gelmiştir. Genç yaşta şehit düşen Doktor Yüzbaşı Şerafettin Bey’in şiirleri, hikâyeleri ve piyeslerinin ancak çok az bir bölümü dönemin gazetelerinde yayımlanmış olsa da, büyük çoğunluğu kendi el yazıyla defterlerde saklı kalmıştır. Bu kitapta bir araya getirilen ve kendi hayatına ışık düşürdüğü gibi, yurdumuzun 1911 ile 1922 yılları arasındaki durumuna da tanıklık eden 18 mektubu, “unutuşun tunç kapısı”nı aralayacaktır. Eşi Hasine ile evlenmeden önceki mektuplarında, genç bir Tıp okulu öğrencisinin aşkını, güçlüklere, engellere karşın sevgisini ve sevdiceğini bırakmayışındaki inadını, 1918’de evlendikten sonra da görev bilinci ile Anadolu’nun çeşitli yerlerinde ve cepheden cepheye koşusunu, azmini, yurt sevgisini satır satır duyacaksınız.
Derleyen:
Timur Kocaoğlu
Timur Kocaoğlu
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 3 dk.Sayfa Sayısı: 143Basım Tarihi: Mayıs 2017Yayınevi: Cümle Yayınları
ISBN: 9786059147491Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 8.0
Erkek% 92.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Şerafettin Özdemir
Şerafettin ÖzdemirYazar · 2 kitap
Şerafettin Bey, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde yaşamış; Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’na katılmış; birçoğu yayımlanmamış şiirleri, şarkıları, piyesleri ve öyküleri olan bir tıp doktorudur. Şerafettin, 1889'da (Rûmi 1305), Abdurrahman Bey ve Hatice Hanım’ın dört çocuğundan ikincisi olarak Bolu'da doğmuştur. Babası Abdurrahman Bey (doğ. 184?- öl. 190?) Erzincan-Kemaliye (Eğin) yakınındaki Apçağa köyündendir. Annesi Hatice Hanım (1858-?) Bolu doğumludur. Babası Abdurrahman Bey sıbyan mektepleri ile medreselerde öğrenim görmüş, telgrafçılık öğrenmek için Tarsus'a gitmiş, sonra İstanbul'da Telgraf Nezareti Mektebinde okumuş, telgrafçı olarak Karamürsel, Yalova, İzmir, Geyve, Bolu gibi birçok yerde görev yapmıştır. Bolu'dayken 1882'de Hatice Hanım'la evlenmiş, bu evlilikten 4 çocukları olmuştur. Firuze 1884'te, Şerafettin 1889'da ve Mustafa 1890'da Bolu'da doğmuştur. Abdurrahman Bey, eşi ve 3 çocuğuyla 1895 yılında Beyrut'a Kudüs Düyun-ı Umumiyesi müdürü olarak atanmış, son çocuğu Ahmet 1901'de Kudüs'te dünyaya gelmiştir. 1889'da Bolu'da doğan Şerafettin, 6 yaşındayken ailesiyle 1895’te Osmanlı Devleti sınırları içindeki Kudüs’e gider. Babasının görevi dolayısıyla gittikleri Kudüs’te ilk ve orta öğrenimini, Beyrut'ta da yedi yıllık idadiyi tamamlamıştır. İstanbul'da 1908 yılında başladığı Mülkiye Tıbbiye-sinden 1914’te doktor olarak mezun olur. Tıp öğrenimi görürken o yılların başkenti İstanbul’daki Türkçülük ve ulusalcılık akımını benimser. Tıp okulunun son sınıfındayken Balkan Savaşı’na gönüllü olarak katılır. Doktor olunca da I. Dünya Savaşı seferberliği nedeniyle, yeniden orduya alınarak yüzbaşı rütbesiyle Edirne Jandarma Fırkası Başhekimliğine atanır. Sonra, Teşkilat-ı Mahsusa birliklerinde başhekim olarak Doğu Anadolu’da Bitlis ve Van’da görev yapar, Ruslara karşı savaşırken ağır yaralanır. Osmanlı imparatorluğu ile 30 Ekim 1918’de yapılan Mondros Ateşkes Antlaşması’nda terhis olunca, İstanbul’a döner. Şerafettin Bey'in kendi yazdığı mektuplarından öğrendiğimize göre, daha tıp okulunda öğrenciyken, 1911 yılında İstanbul’un Avrupa yakasındaki bir kırda Hasine adlı kızı görür ve ona âşık olur. Ekim 1918’de, Hasine Hanım’la Kırklareli’nde evlenir. Çok geçmeden Bolu hükûmet tabipliğine atanınca eşiyle birlikte oraya taşınır. Şerafettin Bey, Bolu'da avukat arkadaşı İlyaszâde Şükrü ile birlikte ‘Dertli’ adlı gazeteyi çıkarmaya başlar. Gerek yazıları gerekse yaptığı konuşmalarda Anadolu’daki Kurtuluş Savaşı ülküsünü güttüğü için Bolu’daki gerici grupların öfkesini toplar. “Bolu Vak'ası” diye bilinen, 4 Mayıs 1920’de Hamdi Birgören ve yandaşlarının Düzce-Bolu hilafetçi kalkışması sırasında Şerafettin Bey güçlükle hayatta kalmıştır. Daha sonra, eşi Hasine ve 8 aylık kızı Tomris’i İstanbul’a götürüp yerleştiren Şerafettin Bey, yeniden Anadolu’ya dönerek çeşitli yörelerde doktorluğunu sürdürür: Amasya’nın Gümüşhacıköy hükûmet hekimliği, Sivas merkez hekimliği, Doğu Karahisar Livası Sıhhiye Müdürlüğü merkez hekimliği gibi. Bu gittiği yerlerde de doktorluk görevi yanında konuşmaları, şiir ve yazılarıyla yöre halkında ulusal duyguları yükseltmeye çalışır, gençleri coşturur. Şerafettin Bey, bu heyecanla 27 Temmuz 1922 sabahı erkenden teftiş için Mesudiye ilçesine gitmek için yola çıkacağı sırada, jandarma ve sivil milis gücünden küçük bir birliğin hareket hâlinde olduğunu görür. Bu birliğin o yörenin azılı eşkıyalarından Soytarıoğlu çetesiyle savaşa gittiğini ancak bu askerî birlikte doktor bulunmadığını öğrenince, askerî birliğe gönüllü olarak katılır. Şerafettin Bey’in katıldığı birlik, Ordu ili ve Suşehri jandarma birlikleriyle iş birliği için Karagöl yaylalarına doğru yol alır. Çambaşı yöresine yakın Murtaz Yaylası’ndan Orta-Oba Yaylası’na kadar bir iki yerde ufak tefek çarpışmalar olur. Bu birlik Yassıyurt Yaylası’nda pusuya düşürülünce, yapılan çatışmada Şerafettin Bey şehit düşer. 4 saatlik çarpışmadan sonra birlik teslim olur. Doktor Şerafettin Bey şehit olduğu Yassıyurt Yaylası’na gömülür. Mezarının nerede olduğu hâlâ bilinmemektedir. Şerafettin Bey ölümünden önce daha soyadı olmasa bile kendisi için “Özdemir” lakabını seçmişse de defterlerdeki şiirlerinin yalnızca birinin altına “Doktor Şerafettin Özdemir” yazmış, kalanlarında ise çoğunlukla yalnızca “Şerafettin” yazmıştır. Buna karşılık ‘Dertli’ gazetesindeki bir şiirinde “Ş. Mazlum”, bir şiirinde “Şerafettin Abdurrahman”, ikisinde ise “Orhan Kaya” adını kullanmıştır. ‘Dertli’ gazetesinde, başyazar olarak da “Doktor Şerafettin Abdurrahman” adıyla karşımıza çıkmaktadır.