Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevginin ve Şiddetin Kaynağı

Erich Fromm

Sevginin ve Şiddetin Kaynağı Sözleri ve Alıntıları

Sevginin ve Şiddetin Kaynağı sözleri ve alıntılarını, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı kitap alıntılarını, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kişinin inancının yıkılmasına tek bir olaydan çok, küçük küçük birçok deneyimin birikmesi yol açar.
Sayfa 23 - Payel Yayıncılık
Yaşamda kesin olan tek şey ölümdür.
Sayfa 35 - Payel Yayıncılık
Reklam
"Özgür insan ölümü, her şeyden az düşünür; onun bilgeliği, ölüme değil yaşama yoğunlaşmasından doğar." Spinoza
Sayfa 40 - Payel Yayıncılık
İnsan doğduğu andan başlayarak iki eğilim arasında gidip gelir: Bu eğilimlerden biri aydınlığa çıkmak, öteki anne rahmine dönmektir; biri serüvene yönelmek, öteki kesinlik peşinde koşmaktır; biri bağımsızlık için tehlikeyi göze almak, öbürü korunma ve bağımlılık aramaktır.
Sayfa 89 - Payel Yayıncılık
Çocuk yaşamına iyilik, sevgi ve adalete inanarak baş­lar. Bebek, annesinin memelerinde güven bulur; onun üşü­düğü zaman üstünü örteceğine, hastalandığında kendisini rahatlatmaya hazır olacağına inanır. Bu inanç babaya, an­neye, büyükanneye ya da büyükbabaya, başka bir yakına karşı duyulan inanç olabilir; Tanrı'ya inanma biçiminde de kendini gösterebilir. İnsanların çoğunda bu inanç küçük yaşta yıkılır. Çocuk babasının önemli bir konuda ya­lan söylediğini duyar; babasının annesinden korktuğunu, onu memnun etmek için kendisine (çocuğa) yüz çevirmeye hazır olduğunu görür. Annesiyle babasının cinsel ilişkileri­ne tanık olur; babasını vahşi bir hayvan gibi algılar; mut­suz olduğu ya da korktuğu zamanlarda kendisiyle sözde bu denli ilgili olan anne-babasının, durumunun farkında bile olmadıklarını, bunu söylese bile aldırmadıklarını gö­rür. Çocuğun anne-babasının sevgisine, doğru sözlülüğüne ve adaletine duyduğu ilk, özgün inanç pek çok kez yıkılır. Bazen dinsel eğitimle yetiştirilen çocuklarda bu inancın yitirilmesi doğrudan doğruya Tanrı'ya olan inancın yitiril­mesine dönüşebilir. Çocuk sevdiği küçük bir kuşun, bir ar­kadaşının, kardeşinin ölümü karşısında iyiliğine ve ada­letine güvendiği Tanrı'ya inancını yitirir.Ama burada yı­kılan inancın, insana ya da Tanrı'ya duyulan inanç olması pek önemli değildir. Yıkılan her zaman yaşama, yaşamın güvenilir olmasına, onun verdiği güvenceye duyulan inanç­tır.
Sayfa 22 - Payel Yayıncılık
İnsanlar -erkekler ya da kadınlar- yaşamlarının geri kalan süresinde kendilerine "Anne"lik edecek birini bulabilselerdi yaşamın tehlikelerinden ve acılarından kurtulurlardı.
Sayfa 89 - Payel Yayıncılık
Reklam
Narsist kişi kadının kendisini sevmediğine inanmak istemeyecektir. Şöyle akıl yürütecektir: "Ben onu bu denli severken onun beni sevmemesi olanaksız." Ya da "O da beni sevmese ben onu bu denli çok sevemem." Sonra da kadının duygularına karşılık vermemesini şu varsayımlarla akla uydurmaya çalışacaktır: "Beni sevdiğinin bilincinde değil; kendi sevgisinin yokluğundan korkuyor; beni denemek, bana işkence etmek istiyor" —buna benzer daha bir sürü neden. Daha önceki örnekte de olduğu gibi burada önemli olan nokta narsist kişinin başka bir insanın içindeki gerçekliği kendisininkinden ayrı bir gerçeklik olarak kavrayamamasıdır.
Yaşama hizmet eden şey iyidir; ölüme hizmet eden şey kötüdür. İyilik yaşama, yaşamı hızlandırmaya, gelişmeye, yeniye açık olmaya duyulan saygıdır. Yaşamı boğan, kısıtlayan, paramparça eden her şey kötülüktür.
Sayfa 39 - Payel Yayıncılık
anne ve babaların ve anne baba adaylarının dikkatine!!
Yaşam sevgisinin gelişmesi için gerekli koşulların arasında şunları sayacağım: Bebeklik sırasında başkalarıyla sıcak ve şefkat dolu ilişkiler; özgürlüğü tatma, tehditlerden uzak olma; içten uyum ve güç yaratan ilkelerin —öğütlerle değil de örneklerle— öğretilmesi; "yaşama sanatı"nı öğretecek bir önder; başkalarının yarattığı uyandırıcı etkiyle buna gösterilen canlı tepki; sonra gerçekten ilginç bir yaşama biçimi. Bunların tam karşıtı olan koşullar da, ölüm sevgisinin gelişmesine yol açar:
Kötülük, insanın insanlık yükünden kurtulma yolunda giriştiği trajik çabada kendisini yitirmesidir. Kötülük yapma yetisi büyüktür, çünkü insanda kötülüğün her türünü düşünmeyi sağlayacak, böylece bunları işleyip gerçekleştirecek, hasta imgelerini doyurabilecek bir imgelem gücü vardır.
Sayfa 138 - Payel Yayıncılık
Reklam
Özgür insan ölümü, her şeyden az düşünür; onun bilgeliği, ölüme değil yaşama yoğunlaşmasından doğar
Kant'a göre
Arzularımızın farkındayızdır ama arzularımızı yaratan dürtülerin farkında değilizdir. Bu yüzden arzularımızın "özgür olduğu"na inanırız.
1K'da bunlardan geçilmiyor.
Kişinin kendi durumunu üstün görmesi­nin, bunun dışında her şeyden nefret etmesinin özünde kendine hayranlık yatar. "Biz"hayran olunacak durumda­yızdır; "onlar" nefret edilecek durumdadırlar. "Biz"iyiyiz­dir; "onlar" kötüdürler. Kişinin kendi öğretisine yöneltilen her türlü eleştiri, kötü niyetli ve dayanılmaz bir saldırıdır; karşı tarafın durumunu eleştirmekse, onların hakikate dön­melerine yardım etmek için yapılan iyi niyetli bir girişim­dir.
Sayfa 84 - Payel Yayınları.
Sadist
"O insanı aşağılamak, tutsak etmek asıl amaca giden yollardır; asıl amaçsa o insana acı çektirmektir; çünkü kendini savunma gücünü yitirmiş bir insan üzerinde ona zorla acı çektirmekten daha büyük bir egemenlik kurma yolu yoktur. Sadist dürtünün özünde, başka bir kişi (ya da öteki canlı varlıklar) üzerinde kesin egemenlik kurmanın getirdiği zevk yatar. "
İNSAN KURT MU, KUZU MU? Büyük Engizitörler ve diktatörler kendi düzenlerini oluştururken insanların kuzu olduğu fikrine dayanmışlardır. Dahası, insanların "kuzu" ya da "koyun" olduğu, bu nedenle kendileri adına karar verecek önderlere gereksinme duydukları inancı yüzünden önderler de şuna içten inanmışlardır: Kendileri, insanlara istediklerini verdiklerinde —acı olsa da— ahlaksal bir görevi yerine getirmekte, insanların omuzlarından sorumluluk ve özgürlük yükünü almaktadırlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.