“Tokmağı çevirerek kapıyı açtı. Çıplak bir ceset, boynundan kalın bir iple avizeye asılmıştı. Ağzı açık, morarmış dili de dışarı fırlamıştı. Boş, ölü gözleri Kim’in üzerindeydi. Annesiydi. ... Annesinin cansız kolu havaya kalktı ve parmağını suçlayıcı bir şekilde sallayarak “senin suçun!” diye bağırdı.”