Sherlock Holmes - Kızıl Dosya kitaplarını, Sherlock Holmes - Kızıl Dosya sözleri ve alıntılarını, Sherlock Holmes - Kızıl Dosya yazarlarını, Sherlock Holmes - Kızıl Dosya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan beynini özgün formunda boş çatı katı gibi düşünüyorum. Bu alanı kendi seçtiğin mobilyalarla döşemelisin. Ahmak biri, önüne gelen her ıvır zıvırı buraya doldurur. Sonra işine yarayacak asıl bilgi için yer kalmaz. Ya da diğer şeylerle karışıp kaybolur, bulup oradan çıkarmak zorlaşır. Oysa hünerli usta, bu çatı katına alacağı şeyler konusunda dikkatlidir. İşini yapmasına yardımcı olacak aletler dışındaki şeylere ihtiyacı olmadığını bilir. Bunlar da sınıflandırılmış, bunun yanı sıra kusursuz düzene sokulmuştur. Bu küçük odanın esnek duvarları olduğunu ve istenen ölçüye kadar genişleyebileceğini düşünmek hatadır. Eklenen her yeni bilgi için eskisini unutmaya başlayacağın bir zamanın geleceğine emin olabilirsin. Bu yüzden, işe yaramaz olanların, lazım olabilecekleri dışarı itmemesi büyük önem taşıyor.
Normalde eleştirilerimi uzun uzadıya hatta alıntılar ile destekleyerek kitabı okuyucuya sevdirmeye çalışırım ama inanın bu kitabın buna ihtiyacı yok. Sonuna kadar merak unsurunun göz önünde olduğu akıcı, anlaması kolay, enfes bir kurgu. Size kitabın sonunu tahmin edemiyeceğinizin teminatını veriyorum ve lütfen 2. kısımın (azizler diyarı) kitap ile bir bağlantısı olmadığı düşüncesine kapılmayın. Dediğim gibi tahmin edemeyeceğiniz bir olay zinciri ile birlikte, dava farklı bakış açılarıyla gözler önüne seriliyor.
"Bu dünyada yaptıklarımızın zerre kadar bir önemi yok." dedi arkadaşım acı bir ses tonuyla. "Asıl önemli olan, insanları neler yaptığına inandırabildiğindir. Her neyse."
"Söylesene, bu ülkeyi tanrı mı yarattı?"
"Tabi ki tanrı yarattı." dedi yok arkadaşı. Bu beklenmedik soru karşısında şaşırmıştı.
"Illinois ve Missouri eyaletlerini de tanrı yarattı o zaman." dedi küçük kız. "Ama galiba bu bölgeyi bir başkası yaratmış. Tam bitmemiş gibi çünkü. Su ve ağaç eklemeyi unutmuşlar."
'Un sot trouve toujours un plus sot qui l'admire.'
'Bir aptal, her zaman kendisine hayran olacak daha aptal birini bulur.'
(Fransız şair-eleştirmen Nicolas Boileau-Despreaux'dan alıntı)
"Bak şimdi." diye açıklamaya başladı.
"İnsan beynini özgün formunda boş çatı katı gibi düşünüyorum. Bu alanı kendi seçtiğin mobilyalarla döşemelisin. Ahmak biri, önüne gelen her ıvır zıvırı buraya doldurur. Sonra işine yarayacak asıl bilgi için yer kalmaz. Ya da diğer şeylerle karışıp kaybolur, bulup oradan çıkarmak zorlaşır. Oysa hünerli usta, bu çatı katına alacağı şeyler konusunda dikkatlidir. İşini yapmasına yardımcı olacak aletler dışındaki şeylere ihtiyacı olmadığını bilir. Bunlar da sınıflandırılmış, bunun yanı sıra kusursuz düzene sokulmuştur. Bu küçük odanın esnek duvarları olduğunu ve istenen ölçüye kadar genişleyebileceğini düşünmek hatadır. Eklenen her yeni bilgi için eskisini unutmaya başlayacağın bir zamanın geleceğine emin olabilirsin. Bu yüzden, ise yaramaz olanların, lazım olabilecekleri dışarı itmemesi büyük önem taşıyor."
Tıp öğrencisi değildi. Bir soruya cevap verirken, Stamford'ın eğitimi konusundaki fikrini kendisi de doğrulamıştı. Bilim alanında lisans eğitimi almak için ya da bilgi dünyasına açılan diğer herhangi bir kapıdan girmesini sağlayacak dersler alıyor gibi görünmüyordu. Buna rağmen bazı çalışmalar için fevkalade hevesliydi. Sonsuz gibi görünen sınırları içinde, bilgisi o kadar yoğun ve detaylıydı ki yaptığı çıkarımlar bazı hayrete düşürüyordu. Bir yere varmaya çalışmadığı sürece hiç kimse durup dururken bilgi sahibi olmak için bu kadar çok çalışmaz. Sıradan okuyucular nadiren öğrendiklerinin kesinlikle doğru olup olmadığına dikkat ederler. Çok iyi bir nedeni olmadığı sürece, insanlar akıllarını küçük meselelerle meşgul etmezler.
Genç stamford şarap kadehinin üstünden bana garip bakış attı. "Sherlock Holmes'u daha tanımıyorsun. Belki de onun sürekli etrafta olmasını istemezsin."
"Neden? Ne sorunu var?"
"Hayır, sorunu var demek istemedim. Yalnızca biraz tuhaf fikirleri var. Bazı bilim dallarına fazlasıyla meraklıdır. Ama bildiğim kadarıyla düzgün bir insan."
"Tıp öğrencisi galiba, öyle mi?" dedim.
"Hayır. Neyle uğraştığı hakkında hiçbir fikrim yok. Ama sanırım anatomi konusunda fazlasıyla bilgili, hem de birinci sınıf bir kimyager. Fakat bildiğim kadarıyla hiç düzenli şekilde tıp dersleri almadı. Çalışmaları gelişigüzeldir, acayiptir. Ama profesörlerini böle şaşkına çevirecek kadar fazla sıra dışı bilgiye sahip."
1887'de başlayan ve tüm dünyanın tanıdığı meşhur dedektif Sherlock Holmes ve doktor Watson maceralarının ilk kitabı. Holmes ile Watson'un nasıl bir araya geldiklerini öğrenecek ve Holmes'un kendine öz sezgisel yeteneğiyle küçük ayrıntılardan çıkardığı isabetli tahminlere hayranlık duyacaksınız.