Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011

Paul Auster

Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011 Gönderileri

Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011 kitaplarını, Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011 sözleri ve alıntılarını, Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011 yazarlarını, Şimdi ve Burada: Mektuplar 2008-2011 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
29 Ağustos 2011 Sevgili Paul, Geçenlerde A.R. Arnmons'un ölümünden sonra yayımlanmış bir şiirine rastladım: "Yaşlanmak bile/eskiyor," diye yazıyor, "yeni bir şey bulmak, ve bulmaya çalışmak/ eskiyor... yaşlanmak ve her şeyin eskimesi hakkında/konuşmak/ eskiyor, sana diyorum, gerçekten eskiyor."
Sayfa 265 - J.M. CoetzeeKitabı okudu
Elimdeki tek argo sözlüğünde1 (Eric Partridge'in derlediği İngiliz argosu) sepetle ilgili pek çok madde var: 1) XVIII. yüzyılda, borçlarını ödemek istemeyen ya da ödeme olanağı olmayan kişilere kokpit'te2, "Sepete! " diye bağırılırdı. 1. 1. madde dışındakiler Türkçe argo dağarcığından aktarıldı. (Ç.N.) 2. Sözcüğün özgün anlamı, horoz dövüşü yapılan çukur (cock: horoz, pit: çukur). 1587 civarında kullanılmaya başlayan terimi 1599'da Shakespeare, tiyatro ve özellikle sahne çevresindeki alanı tanımlamak için kullanmış. Sonradan uçaklardaki ilk pilot kabinleri bu çukurlara benzediği için onlara da kokpit adı verilmiş. Burada söz:ü edilen kokpit, ilk horoz dövüşlerinin yapıldığı, toprağa oyulmuş çukurları tanımlıyor. (Ç.N.)
Paul AusterKitabı okudu
Reklam
Jason Epstein'ın birkaç ay önce New York Review'daki bir yazısında belirttiği gibi, geleneksel kağıt kitapları yayımlamaya mutlaka devam etmeli, kitaplıklarımızı mutlaka koruyup sürdürmeliyiz; çünkü onlar uygarlığın temelidir.
Sayfa 194 - Paul AusterKitabı okudu
Bugün genç ruhları biçimlendirmekte Brodsky ya da Herbert veya Enzensberger yahut (pek emin olmasam da) Allen Ginsberg kadar güçlü kim var?
Sayfa 109 - J.M. CoetzeeKitabı okudu
Bitmez tükenmez yazarlık workshop'larının, yazarlık lisansüstü programlarının (yazarlık üzerine doktora yaptığını bir düşün hele) olduğu bir çağda yaşıyoruz, eskisine oranla her bir santimetrekareye daha çok şair düşüyor, daha çok şiir dergisi çıkıyor, daha çok şiir kitabı yayımlanıyor (bunların %99'unu mikroskobik denilecek kadar ufak yayınevleri basıyor), şiir yarışmaları yapılıyor, performans şairleri var, kovboy şairler var ama onca faaliyete karşın önemli sayılacak çok az şey yazılıyor. İlk modernistlerin buluşlarını tutuşturan ateşli fikirler sönmüş gibi görünüyor. Artık kimse şiirin (ya da sanatın) dünyayı değiştirebileceğine inanmıyor. Kimse kutsal bir misyon üstlenmiyor. Nereye baksan şairden geçilmiyor, ama bunlar sadece birbirleriyle konuşuyorlar.
Paul AusterKitabı okudu
Brooklyn 16 Mart 2009 Sevgili John, Senin George Soros'tan yaptığın alıntının ışığında, ben de Mark C. Taylor adında bir profesör arkadaşımın yazdığı, Columbia Üniversitesi Yayınları'ndan çıkacak kitabın geçen gün gelen ön baskısından şu cümleleri aktarayım: "1970'lerin sonundan bu yana yeni bir tür kapitalizm ortaya çıktı - finans kapitalizmi. Kapitalizmin önceki biçimlerinde (yani endüstriyel kapitalizm ve tüketim kapitalizminde), insanlar mal veya hizmetin alım satımıyla zengin olurlardı. Oysa finans kapitalizminde servet, pratik amaçlar için sınırsız bir dönüşümle, başka simgeler dışında hiçbir dayanağı olmayan simgeleri dolaşıma sokarak yaratılıyor. Finans pazarları, gelişmiş bir bul karayı -al parayı oyununa dönüştü , oyunun dümeni de Melville'in kurnaz Üçkağıtçı'sının elinde.1
Sayfa 59 - 1. Hermann Melville'in Confidence Man (Üçkağıtçı) romanı. (Ç.N.)Kitabı okudu
Reklam
Ensest, bir zamanlar edebiyatın başlıca konularından biriydi (Musil, Nabokov), ama artık öyle değil.
Sayfa 23 - J.M. CoetzeeKitabı okudu
Joubert'in not defterlerinden bir alıntı (1809): "Kişi sadece arkadaşlarını geliştirmekle kalmamalı, dostluklarını kendi içinde de geliştirmelidir. Dostlukların büyümesi bakım ister, özen ister, sulanmak ister."
Sayfa 16 - Paul AusterKitabı okudu
Ekonomik kriz, Borges ve yeni paradigmalar hakkındaki yorumlarını düşünürken, dikkatimi en çok çeken, “Üzerinde tartışılıp anlaşmaya varılmış yeni bir gerçekliği yaşamaktansa, kendi yarattığımız gerçekliğin sefaletini yaşamayı yeğliyoruz,” dediğin son cümle oldu. Bu yalnızca ekonomi alanında değil, siyasette ve karşılaştığımız her toplumsal sorunda da geçerli.
Sayfa 154 - Can Yayınları, Auster’ın mektubundanKitabı okuyor
Sanırım burada önemli olan nokta, kişinin geleneksel sanatları (edebiyat, tiyatro, müzik, resim) bir yana bırakarak insanın içindeki estetik dürtüyü daha iyi kavrayabilmesi, sanatın öneminin özellikle de yararsız olmasından kaynaklanması, (genç balerinler örneğindeki gibi) yıllarca aşırı çalışma ve egzersiz gerektirse, hatta (telde yürüme gibi) ürkütücü riskler taşısa da, bazı şeyleri sırf onları yaparken aldığımız haz için yaptığımız zaman insan olduğumuzu en derinden ve en güçlü biçimde duymamızdır...
Sayfa 146 - Can Yayınları, Auster’ın mektubundanKitabı okuyor
Reklam
Kafka'nın bilinmeyen günahların cezası ve kefareti olarak giderek yoğunlaşan bir biçimde kendine uyguladığı dünya nimetlerinden el etek çekme disiplini, uygun karşılanmayan dürtüleri bastırmaya yaradı, ama sonuçta bu disiplinin kendisi öç alırcasına tahrip edici bir nitelik aldı. Kafka'nın belirli yiyecekleri yemeyişinden kendini zorladığı açlık diyetine geçişinde giderek artan bir vahşet öğesi vardı; ölümüne yol açan hastalığının -gırtlak veremi- yutmayı olanaksızlaştırması yüzünden bir bakıma gerçekten açlıktan ölmesi, bu diyete acıklı bir ironi yükledi. Bir koşer kasabın torununun -görünürde pratik nedenlerle başlayıp sonradan da ahlaki ilke olarak vejetaryen olması, kesinlikle rastlantısal değildir. Ama Kafka işi daha da ileri götürdü. Sofu ataları gibi dinsel kurallara tümüyle uymaya yöneldi, ama büyük bir farkla: Kaşrut ya da Yahudi beslenme kurallarına uyulması, bireyle cemaat arasında bir bağ kurarken, Kafka'nın uyguladığı ritüeller onu cemaatten tamamen kopardı ve sadece atalardan kalma geleneklere değil, kendi ailesine bile yabancılaşmasına neden oldu. Topluluk içinde "geviş getirmek" tuhaf kaçtığı için, zamanla yemeklerini tek başına yeme alışkanlığını geliştirdi ve bir başkasının karşısında yemek yemekten nefret etti.
Sayfa 127 - Can Yayınları, Coetzee’nin mektubundan, Ernst Pawel, The Nightmare of Reason: A Life of Franz KafkaKitabı okuyor
Anadili bilmek ne kadar da karmaşık bir iş, nasıl da incelikli bir iş!
Sayfa 118 - Can Yayınları, Auster’ın mektubundanKitabı okuyor
Tek tesellim, her şeye rağmen, sanatın varlığını sürdürüyor olması. Sanat, insanın bastırılamayan bir gereksinimi ve günümüzün acımasız koşullarında bile sayısız iyi yazar ve iyi sanatçı var; büyük yazarların, büyük sanatçıların ve onların yapıtlarını izleyenlerin sayısı azalmış olsa bile, sanat uğraşını sürdürmeye değecek yeterli sayıda insan hala var.
Can Yayınları, Auster’ın mektubundanKitabı okuyor
Ama sen haklısın. Bir zamanlar var olan bir şey artık kayboldu gitti. Bu kayıp için sanatçıları mı suçlamak gerektiğini bilemiyorum. Belki de özellikle herhangi birinin suçlanamayacağı kadar çok fazla etmen vardır. Ancak, kesin olan bir şey var: Bütün cephelerde aptallık arttı.
Sayfa 113 - Can Yayınları, Auster’ın mektubundanKitabı okuyor
Edebiyat alanında geç dönem üslubu, bence basit, bastırılmış, şatafattan uzak bir dille ve gerçekten önem taşıyan, hatta yaşam ve ölüm gibi meselelere odaklanmakla başlar. Tabii o başlama noktasını bir kez geçtin mi, yazı işi bizzat üstlenir ve seni kendi gideceği yere götürür. Vardığın nokta asla basit, asla bastırılmış olmayabilir.
Sayfa 110 - Can Yayınları, Coetzee’nin mektubundanKitabı okuyor
106 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.