Sınır Değildir Gökyüzü
Emetullah ArmstrongSınır Değildir Gökyüzü Gönderileri
Sınır Değildir Gökyüzü kitaplarını, Sınır Değildir Gökyüzü sözleri ve alıntılarını, Sınır Değildir Gökyüzü yazarlarını, Sınır Değildir Gökyüzü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bize nefes alacak bir boşluk ve daha sağlıklı ve yeni bir yöne dönmek için yeterli vakit sağladı.
Sayfa 31Kitabı okuyor
Bir rehber olmaksızın yolu geçemeyiz. O, yolda yolculuk yapmıştır ve salîki yolculukta güvenle geçirebilecek yegane kişi odur. İlkin mürşit kendi yolculuğunu yapar ve her bir müritle kendisine öncekinden daha mükemmel bir hale getirerek yolculuğu devam ettirir.
Her müridin yolculuğu farklıdır çünkü her bir nefislerin hastalığını tedavi etmek için farklı ilaçlara ihtiyaç duyan bir bireydir. Dolayısıyla mürit iradesini ruhların doktoru olan mürşide teslim eder. Mürit bir kez manevi yolculuğa başladı mı, arayışında olduğu bu bilginin gerçekte kitaplarda bulunmadığını fark eder. Kişi bin yıl , bin kitap okusada mürşidi yoksa hakikatte hiçbir şeye ulaşamaz.
"Kalp bilen kalpten alır."
Tasavvuf insan varlığının merkezinde gizli olan sessizliğe açılan bir yoldur. Bu sessizlik, yalnızca arifler tarafından işitilen oldukça hoş bir biçim ve bizatihi hayatın ve insan varlığının anlamı olan tüm faaliyetlerin ve fiillerin kaynağıdır. Tasavvuf Allah'ın rahmetinden kaynaklanan bir ilahi güvendir ve İslami vahyin derununda onun kalbi olarak yerleşmiştir. İnsanın kendi varlığının sırlarını aşabileceği ve varlığında gizli olan unutulmuş ve ihmal edilmiş hazinelere sahip olmak üzere insana verilmiş bu anahtardır. Tasavvuf insana kendisini dolayısıyla da Allah'ın bilmesinin ve de sessizliği musikisini dinlemesinin vasıtalarını verir. Manevi yolun usul ve esasları yardımıyla insan kim olduğunu anlayabilir; aslen ne olduğunu anlamaya başlaması için hayali bir seviyede ne olmadığını kavrayabilir. Bu hayattaki olguların gürültülü fırtınasından ve harici dünyanın keşmekeşinden uzaklaşabilir. Fakat insanın içinde yaşadığı dünyayı terk etmesi gereksizdir. İnsan tasavvufta normal hayatının çerçevesinde aniden vuku bulan manevi dönüşümün vasıtalarıyla kurtulur. Neticede insan tüm varlıkların deruni musikisini işitebilir ve gündelik hayatın gürültüsünün ötesinde sonsuzluğun sessizliğinin musikisini dinleyebilir.
(Seyyid Hüseyin Nasr, İslam Sanatı ve Maneviyatı)
'Yün abâ giymiş ' anlamındaki sûfi kelimesi ve sufîlerin, yani yün abâlıların yolu anlamına gelen tasavvuf kelimesinin niçin tamamen ruh diyarına ait bir şeyleri göstermek için bu kadar evrensel olduğu merak edilebilir.
Bu isim açıklayıcı olmaktan ziyade semboliktir.
Bir sufi olmak yün aba giymeyi gerektirmez ancak bir zamanlar onların giysilerinin karakteristiği olan dahili bir niteliği varsayar.
' Tasavvuf, İslâm'ın derunu olarak adlandırılabilir.'
' Bil ki ey kardeş, insan kederi şu üç şeydendir:
Gerekmeden istemek
Takdir edilenden fazlasını istemek
Diğerine ait olanı kendisi için istemek'
A. Ensarî
'Müslüman olmayan bir kişinin müslümana dönüşümü öyle bir gecede oluşmadı her gün saatlerce kitaplar arasında İslam'la alakalı bir nur huzmesi arayarak geçirdim.
Ve bir gün İdris Şah'ın Tasavvuf Yolu eserini keşfettim.
Daha önce tasavvuf kelimesini hiç duymamıştım ama o vakitten sonra bu kelimeyle büyülenmiş bir hale dönüştüm benim susuzluğunu çektiğim şey işte buydu.'
'Su aramak için az vakit harca ve susuzluğu edin
Su alttan ve üstten fışkıracaktır o vakit.'
(Mevlana, Mesnevi)
Tam da tükenmiş ve boş hale gelmiştim ki o boşluğa İslam ilk kutlu kurşununu sıktı:
..
'C'est Dieu qui direct! yani 'Yön veren Allah'tır.'
'Hayat yeniden ciddi bir hâl almaya başladı.Artık hoppa davranışlara ve boş konuşmalara karşı en ufak bir meyil hissetmiyordum. Vakit çok değerli bir hâl aldı.
Varlığı kuşatan bir acziyet havası vardı.'
'Sık sık, " Asla ulaşamayacağım" diye düşünürsünüz, fakat durursanız ölürsünüz. Mücadele halindeyken ölün.
Mücadeleye son verdiğiniz için ölmeyin.'
'Bu hikaye herhangi bir gösterişten tümüyle uzak olmak zorunda.'
Hayat felsefemKitabı okudu
'Yoğun görünen küçük trajedim şimdi eşyanın seyrinde hak ettiği yere oturuyor.'