Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sırat-ı Müstakim ve Yolcuları

İsmail Lütfi Çakan

Sırat-ı Müstakim ve Yolcuları Gönderileri

Sırat-ı Müstakim ve Yolcuları kitaplarını, Sırat-ı Müstakim ve Yolcuları sözleri ve alıntılarını, Sırat-ı Müstakim ve Yolcuları yazarlarını, Sırat-ı Müstakim ve Yolcuları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Din kardeşliği ilkesini öncelemek, "Allah'a doğru varan yol"a girmiş olmayı başarmış olmak demektir.
Sayfa 165Kitabı okudu
İman’dan yoksun olanlar için “doğru yolda” olma şansı söz konusu değildir.
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
O halde yolcu odur ki, dünyada ömür sermayesini tüketirken, hidayet kitabı olan Kur'an-ı Kerim ve hidayet kılavuzu olan Sünnet-i seniyye çizgisinde, dâru's-selâm'a çağrılı olduğunun bilincinde hareket etmeyi unutmaz. Yüce Rabbimiz, yolumuzu sırat-ı müstakim, yolculuğumuzu âsân ve yurdumuzu dünyada dâr'ul-İslâm, ukbâda dâru's-selâm eyleye...
Sayfa 170Kitabı okudu
Yurt
Müslümanlar için gerçek yurt, dünyada dâr'ul-İslâm, ahirette dâr'us-selâmdır.
Sayfa 157Kitabı okudu
Mebâriku'l-ezhâr Şerhu Meşârıkı'l-envâr müellifi İbn Melek (v.821) hadisin yorumunda çok farklı ve köklü bi noktaya dikkat çekmektedir: "Resûlullah'ın halîl/dost edinmesi kendi fiili ile olur; İslâm kardeşliği ise Allah'ın fiili ile gerçekleşir. Dolayısıyla Peygamber için Allah'ın seçtiği şey, onun kendisi için bizzat seçtiğinden elbette daha üstün ve önceliklidir." Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in beyânındaki gerçeğin ve İbn Melek'in yorumundaki derinliğin farkına varıldığı gün, din kardeşliğinin her türlü özel bağdan öncelikli olduğu anlaşılacak ve saflar daha sıkı tutulacaktır. Dışta, dost edinilmesi, kendilerine "dost" denilmesi câiz olmayan ğayr-i Müslimlere ve siyasal müttefiklere yönelik kültürel ve diplomatik zaaflara düşülmeyecek; içte, özel bağlar hatırına duygusal ve davranışsal bozulduk ve aşırılıklara yeltenilmeyecek, din kardeşliği çerçevesinde geliştirilen ilişkiler, tercihler, ittifaklar, kurumlar, söylemler ve hizmetler öncelenmiş olacaktır. Bu da tüm müslümanları sırât-ı müstakim'de hep birlikte yürüme bahtiyarlığına kavuşturacaktır.
Sayfa 150Kitabı okudu
Sekülerizm/Laisizm
Kişilerde din duygusunun, toplumlarda din otoritesinin yeri doldurulamamıştır. Daima kontrol ve denetim altında tutulması gerekli her zararlı his tam bir serbestiye kavuşmuş, din otoritesinin yerine ikame edilmek istenen kanun gücü ve yurttaşlık duygusu etkisiz kalmış ve ülke baştan başa anarşi ortamına sürüklenmiştir.
Reklam
Geçmiş ümmetlerin sapıklıklarıyla ilgili bu tesbitlerin bizimle olan ilgisini Süfyân b. Uyeyne (v. 197) şöyle belirtmiştir: "Alimlerimizden sapıtanlarda Yahudiler'e; âbidlerimizden sapıtanlarda da Hıristiyanlara bir benzerlik vardır."
Biz inanıyoruz ki, en mükemmel dine ve en doğru yola sahip olmanın haklı güveni ve derin sorumluluğu içinde inanç manzumemizin hayata yansıması demek olan İslâmî âdet ve geleneklerin Müslümanlar tarafından korunması, "tutuculuk" iddialarına rağmen, bu ümmetin mutlu geleceğinin başlıca teminatıdır. Bu sebeple yollarının doğruluğuna inanan Müslümanlar, o yolda birbirlerine destek olmak zorundadırlar. Dünyada varlıkları, ahirette alın aklıkları buna bağlıdır.
Sayfa 101Kitabı okudu
"Benden önce gönderilmiş bulunan her Peygamberin ümmetinden mutlaka sünnetine sarılan ve emrine uyan yardımcıları ve dostları olmuştur. Ancak bunlardan sonra, yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan birtakım gruplar zuhur etmiştir. Bu tür insanlarla, eliyle mücadele eden mü'mindir; diliyle mücâdele eden mü'mindir; kalbiyle mücâdele eden mü'mindir. Bundan ötesinde bir hardal tanesi ağırlığınca bile iman söz konusu değildir." Müslim, İman 80; Ahmet b. Hanbel, Müsned, I. 458; Dihrevi, Huccetu'llahil-bâliğa, I. 257
Reklam
Sapıklık ve sapıklık sebepleri
"Kullarım" kelimesi, "inananlar ve rablerine güvenenler" ifadesiyle yorumlanmıştır. Bu demektir ki, imanı ve ihlası yerinde olan kişilere Şeytan'ın olumsuz bir etkisi olamaz.
Ancak pek tabiîdir ki, bunca âyet ve gerçeklerden yüz çevirenler, aklî özgürlüklerini, hissî körlüklerine kurban edenler, gerçek tanımcı (muarrif-i hakiki) olan kâinattan ibret alamazlar, onun sayısız âyetlerinden kendilerini hedefe ulaştıracak ışıklı tasdik ve iman yolunu çıkaramazlar.
Din kardeşliği ilkesini öncelemek, "Allah'a doğru varan yol"a girmiş olmayı başarmış olmak demektir.
Taklidin tek yol seçilmesi, şerefin, izzetin, zaferin ve sırât-ı müstakim'in kaybedilmesi demektir. Zira Allah'ın yardımı Allah düşmanlarına karşı muhâlefetin sürdürülmesine bağlıdır.
Hicret dili: Bir mümin seviyesizlik ve ciddiyetsizlik yapamaz, kırıcı bir üslubu olmaz , lanet etmez, aile sırlarını dışarı vurmaz, sesini yükseltmez, ölçülü konuşur, lakap takmaz, hakkında bilgisi olmadığı konuda konuşmaz, bilgiçlik taslamak için konuşmaz.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.