Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sirius'tan Gelen Kurbağa

Tom Robbins

Sirius'tan Gelen Kurbağa Gönderileri

Sirius'tan Gelen Kurbağa kitaplarını, Sirius'tan Gelen Kurbağa sözleri ve alıntılarını, Sirius'tan Gelen Kurbağa yazarlarını, Sirius'tan Gelen Kurbağa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yapmacık olup sevilmektense, kendim olup nefret edilmeyi tercih ederim."
"Akıllı insanlar kendilerine yapılan birçok şeyi affedebilir; ama affettikleri şeyleri hiçbir zaman unutmaz."
Reklam
ÖYLE DEĞİL Mİ...
"... fakat eğer çoğu kişi, benimsenmiş mantığın kumaşında bir yırtığın varlığını görmezden geliyorsa ve bunu kabul eden, üzerinde kafa yoran, dikkate değer bulanlar çok azsa, o zaman benim, azınlığın mı yoksa çoğunluğun mu deli olduğunu düşünmem mazur görülmez mi?"
Sayfa 404 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Dünyayı, ne komedi, ne trajedi değil de, sadece, tatsız ve korkunç gürültülü bir arenada, karmakarışık bir buz pistinde yapılan ve yeterince şanslı, kurnaz, yahut acımasız olurlarsa skor yapacakları, başaramazlarsa donup kalacakları bir maç gibi gören bir halk için ne diyebilirsin?"
Sayfa 404 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Çok merhametlisin, ama... ben... benim tanıştığım bir adam var; diyor ki, bir toplum en alçak ortak paydasının ihtiyaçlarına ne kadar çok odaklanırsa bayağılık çamuruna o kadar çok batar. Oysa bunun yerine, desteğimizin büyük kısmını en zekilere, en yeteneklilere, en erdemlilere yöneltirsek, o zaman onlar bizim sorunlarımızdan bir çoğunu çözecek, tüm kültürümüzü yüceltecek, aydınlatacak ya da benzer şeyler yapacaklar, böylece, sonuç olarak, evrimi engelleyen, tüm türleri aşağı çeken bu kadar çok zayıf ve kaybeden 'olmayacak'. Diyor ki, senin gibi fedakârlar insan sefaletini besleyerek onu sürdürüyorsunuz sadece. Onun kanısınca, insanlar kendi yaşamlarının sorumluluğunu yüklenmeli ve tercihlerinin sonuçlarını kabullenmeli."
Sayfa 381 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Bir tür olarak, yapabildiğimiz kadar evrimleştik belki; ama hiçbir şekilde, evrimin artık yeter dediği anlamına gelmez bu. Her halükârda, evrimin yazı tahtasında, 'insandan öte' bir şey var. En barbarca ve açgözlü davranışlarımızı "insanlıkdışı" diye nitelendirmeye pek meraklıyızdır; oysa işin doğrusu, insanlığın ta kendisidir bu davranışlar, kesinlikle ve özellikle insanlıktır bunlar; çünkü başka hiçbir yaratığın, kendini, bizimkiyle kıyaslanabilecek bir gaddarlığa kaptırma huyu yoktur. Bu, bizim ara sıra görülen erdemlerimizi de, estetik zaferlerimizi de yok saymak anlamına gelmez; ama zamanın dönemecinde hazır bekleyen, insandan birazcık olsun üstün başka bir varlık yoksa eğer, evrim bir erken boşalma sorunundan mustarip demektir.
Sayfa 350 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Para korkunç bir uşak, fakat harika bir efendidir."
Sayfa 309 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Üstelik, zamanı ne kadar "daha çok" kazanır, yani daha hızlı gidersek zaman o kadar azalır; öyle ki, ışık hızına vardığımız "zaman", zaman diye bir şey kalmaz; ve belki bu da bize, mutlak bir şekilde kazanılmış zamanın ölü zaman olduğunu gösterir.
Sayfa 306 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
-Sonsuz Büyüme Yalanı-
"Batmış yatırımcıların, iflas etmiş simsolardan hiçbir farkı yoktur; onların çoğu, Yalan hissesi almakla başlarına gelenleri öne sürerler hep." "Öyle mi? Peki ne yalanıymış bu?" "İlerleme yalanı. Sonsuz büyüme yalanı. 'Büyüyemezsen yok olursun' yalanı. Dinle bak. Biz kendimize güzel bir ticari ateş yaktık; fakat onun sıcaklığının keyfini çıkarmak, üzerinde sucuk pişirmek, ışığında klasikleri okumak yerine, onu gittikçe daha büyük ve daha sıcak hale getirmek gibi bir saplantıya düştük; gittikçe daha büyük, daha sıcak; derken sonunda, alevler her on beş! dakikada daha yükseğe çıkmazsa büyük bir endişe ve doyumsuzluk yaratır hale geldi. İyi de, nehir kıyısındaki hangi Bozoya sorsak, bize söyleyeceği, bir ateşi boyuna besler durursanız eninde sonunda bütün yakacağınızı bitirirsiniz ve ateş söner, ya da, ateş kontrol edilemeyecek kadar büyür ve sonunda köyleri yutar ve orada yaşayan insanları kömüre çevirir, olacaktır. Doğa, büyümeye bazı sınırlar koyar daima; her bir bireyin fiziksel büyüklüğünü de sınırlar, nüfusun büyüklüğünü de. Kapitalizmin doğanın koyduğu sınırların ötesinde olduğunu mu sanıyorduk gerçekten? Sonsuz tüketimle sonsuz ilerlemeyi birbirine mi karıştırdık yoksa? Timbuktu'da konferans veren bir Fransız, Benjamin De-Casseres, ancak 'kahkahanın dogmaya karşı zaferi'ne ilerleme diyebiliriz diyordu. Ve şimdi kutlanmaya değer bir zafer 'var' gerçekten."
Sayfa 305 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"İnsanları mağdur etmenin bir sürü yolu vardır canım. Bunun en hain yoluysa onları mağdur olduğuna inandırmaktır."
Sayfa 302 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Deli sorular...
"Hayır Larry! Lütfen. Zil çaldı artık. Tamam mı? Şu anda yeterince derdim var zaten. Normal bir ilişkiyi bile yürütebileceğimden emin değilim; ve dünyada en az ihtiyaç duyduğum şey de bir 'çarpışma' şimdi." "Au contraire. Sana en çok gereken şey bir çarpışma, çünkü çarpışmalar dönüştürücüdür. İlişkiler tatmin edici olabilir, ama ancak bir çarpışma dönüştürebilir onları. Kültürler için de, insanlar için de böyledir bu. Tarihsel örnekler vereyim mi?" "Nereden çıkardınız, Bay Küstah, benim dönüşmeye ihtiyacım olduğunu?" "Çünkü biz bunun için yaşıyoruz. Gayet açık. Yoksa sen, borçlarımızı ödemek için mi yaşıyoruz sanıyorsun?" "Ben yetişkin bir insanım. Yeterince büyüdüm. Benim büyümediğimi sen nereden bilebilirsin ki?" "Büyümeden söz etmiyorum ben; küçük iribaşlar büyüyünce büyük iribaş olmazlar, onlara kurbağa denir; tıpkı küçük çocuklara, büyüyüp büyük çocuk olduklarında yetişkin denmesi gibi. İribaşlar tamamen bambaşka bir şeye 'dönüşür'. "
Sayfa 300 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Güzel bir günbatımının geleceği yok diye ya da bir kuyrukluyıldız bir sonuç getirmiyor diye de yakınır mısın? Ve bir aşk ilişkisi neden 'bir yere varmalı' ki?"
Sayfa 298 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Kurbağalar bize dünyanın genel çevresel durumu hakkında bir şeyler söylüyor ve haberler pek iç açıcı değil. Onlar on milyonlarca yıldır hayatta kalmayı başarmış, öyle dayanıklı hayvanlardı ki, şimdi birdenbire hızla tükenmeye başlamaları, korkunç bir uyarıdan çok daha öte bir şey. Kurbağalar, kömür madenlerindeki kanaryaya benziyorlar -kanarya yana devrilince, işçilerin madeni boşaltabilmesi dışında tabii; biz gezegeni terk edemeyiz çünkü."
Sayfa 290 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Dişi üreme sembollerinin boyanıp saklanmasının, İsa'nın çarmıha gerilmesi olayının çevresindeki dramla nasıl bir ilgisi olabilir ki? Son Yemek'te omlet servisi yapılmamışsa tabii.
Sayfa 242 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Araf, cennetten kötü değildir yalnızca, cehennemden de kötüdür."
Sayfa 228 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
166 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.