Bir insan için dünyayı anlamak, onu insanlara indirgemek, ona damgasını basmaktır. Kedinin evreni, karıncaların evreni değildir. 'Her düşünce insanbiçimseldir' gerçeğinin başka anlamı yok.
Albert Camus'nün "Sisifos Söyleni", varoluşun anlamsızlığı ve insanın bu anlamsızlık karşısındaki tutumu üzerine bir meditasyon. Sisifos'un kayayı sonsuza kadar tepeye taşıyıp tekrar aşağı yuvarlama cezasını anlatan Yunan mitolojisinden esinlenerek, Camus bizi kendi hayatlarımızı sorgulamaya davet ediyor.
Camus,
.
Zihni özgürleştirecek tek düşünce, onu kendi sınırlarından ve yaklaşmakta olan sonundan emin olarak yalnız bırakan düşüncedir. Hiçbir doktrin onu cezbedemez. İşin ve yaşamın olgunlaşmasını bekler.
.
.
.
Aynı biçimde ve donuk bir yaşamın bütün günlerinde, zaman alıp götürür bizi. Ama ister istemez, bir gün gelir bu kez de bizim zamanı taşımamız gerekir.
Geleceğe dayanarak yaşarız; 'yarın', 'ileride', 'iyi bir işim olunca', 'yaşlandıkça anlarsın'. Bu tutarsızlıklara hayran kalmamak elde değil çünkü ne de olsa ölmek var işin içinde.
Bir intiharın bir çok ı1edeni vardır, genel olarak da en çok göze çarpanları en etkenleri olmamı§tır. İnsanın bir dü§ünce sonucu intihar ettiği enderdir (gene de bu varsayımı konu dı§ı bırakmamak gerekir). Bunalımı
ba§latan §eyi denetleyebilmek hemen her zaman olanak sızdır. Gazeteler sık sık 'gizli kederlerden' ya da 'iyile§ mez hastalıklardan' söz eder. Geçerlidir bu açıklamalar.
Ama o gün umutsuz ki§inin bir dostu kendisiyle ilgisiz bir tavırla konu§mU§ mudur, konu§mamı§ mıdır, bil nlek gerekir. Suçludur o. Çünkü böyle bir davranı§ he nüz askıda bulunan bütün hınçları, bütün bıkkınlıkları hızlandırıvermeye yetebilir
Bütün büyük eylemlerin, bütün büyük düşüncelerin önemsiz bir başlangıcı vardır. Büyük yapıtlar çoğu kez bir sokağın dönemecinde ya da bir lokantanın kapısında doğar.