Bu yazarı seviyorum, dili çok akıcı, hikayeleri de hayatın olağan akışına uygun olmasa da sürükleyici. Bu kitabında da yine sürükleyici bir olay örgüsü var. Saf ve kötülük nedir bilmeyen erkek kahramanımız bir anda her seyini kaybeder. Tüm malvarlığını, vaftiz babasını, hayatını adadığı kalelerini ve özgürlüğünü. Suçsuz yere başlayan hapis hayatı aşkla dolarken erkek kahramanımız kadın kahramanla birlikte yeniden lale yetistirmeye calisir ve yarismada birinci olacak kalitede bir siyah lale ortaya çıkar. Ama erkek kahramanımızın kitabın en başından itibaren bilmediği bir düşmanı kendisine sürekli zarar verir ve son zararı da siyah lalenin calinmasidir. Adeta bir film izler gibi ilerleyen kitapta kötü karakterin pat diye ölmesi beni güldürdü. Kitap tahmin edileceği üzere mutlu sonla bitiyor. Kitapta tek sevmediğim yan eski başbakan ve kardeşinin toplumsal delilik anında oldurulmesine, katledilmesine rağmen bu olayın cezasız kapatılması ve hatta bu toplu cinnet anına prensin sebep olmasına rağmen kitabın sonunda kahramanların prense minnet duymasi. Tek kelime ile urkutucu ve can sıkıcı. Hatta kitap bittiğinde ben mi yanlış anladım, bu prens iyi biri miydi diye düşündüm. Hadi o iyi biri de adamları öldürenler neden cezalandırılmadi. Yazar keşke bu konuyu da işleyip, adaletli bir son yazsaydi. Yine de teşekkürler Dumas ve hoş geldin yeni kitap.