Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir

Alain Badiou

Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir Gönderileri

Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir kitaplarını, Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir sözleri ve alıntılarını, Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir yazarlarını, Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Orta sınıfı evcilleştiren kapitalist devletlere "demokrasiler" denir.
Reklam
Korkarım ki "doğa" sözcüğü bugün daha ziyade bugün daha ziyade villaların, bahçelerin huzurunu, yaban hayvanlarının turistik sevimliliğini, yazın hoşça vakit geçirebileceğimiz kumsallarla dağları anlatmaya yarıyor.
Diğer yandan teknik fetişizmi, bu alanda fasılasız birbiri ardına gelen "devrimler" ("dijital devrim" bunların en moda olanıdır) durmadan insanları, böyle giderse aynı anda hem çalışmak diye bir şeyin olmadığı, yardımsever robotlarla dolu, herkesin cennetteymiş gibi yan gelip yattığı ebedi mutluluğa kavuşacaklarına hem de elektrik yüklü "düşünce"nin insan zihnini ezeceğini inandırmaya çalışıyorlar. Bugün şaşkın okurlarına yapay zekânın doğal zekâ karşısında "zafer" kazanmasının an meselesi olduğunu anlatmayan tek bir dergi dahi yok. Fakat çoğu zaman ne "doğanın" ne de "yapaylığın" doğru ve sarih bir tanımı var ortada.
hakiki çelişki, yani hem düşünce hem eylem açısından bize nirengi noktası olacak çelişki, hiyerarşi içine sokan simgesel gelenekten kaçınılmaz çıkışa ilişkin iki görüşü karşı karşıya getirir: korkunç eşitsizlikler ve hastalık kaynağı başıboş hareketler yaratan Batı kapitalizminin simgesel-olmayan görüşü ile Marx ve çağdaşlarından bu yana eşitlikçi bir simgesellik yaratmayı öneren, genellikle "komünizm" ismini verdiğimiz görüş.
Dünya, Varoluş, Yabancılık
Dünya varoluşa ilişkin soruların ufkudur ama varoluşa ilişkin iddiaların düzensiz dağılışının dünyanın kendi­sinin varoluşunu sorgulanır hale getirdiği noktadayız. Bana kalırsa çağımızın ana sorusu şudur: “Nasıl yapar da bir dünya var ederiz?” Yaşayan özneler dünyası di­yelim buna. Zira gerçekte yok gibi duruyor böyle bir dünya. Varolan dünyanın, küreselleşmenin dünyasının yaşayan özneler dünyası, yani varoluş bolluğu yaşanan bir dünya olmadığını savunuyorum. Bu sadece nesne­ler ve parasal göstergeler dünyası, ürünlerin ve akışların serbestçe dolaştığı bir dünya. Bu küresel pazar dünyası aslında Marx'ın ta ne zaman öngördüğü bir dünyadır: Bencil hesabın soğukluğunun norm gereği varoluşun değeri olduğu dünyadır, sadece şeyler ve göstergeler ya da daha az metaforik bir ifadeyle metalar ve mali akışlar içeren bir dünya.
Sayfa 90 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Fikirden Yoksun Hareketler ve Hareketlere Yönelik İdea
“Asıl meselemiz eşitlik olmadıkça özgürlüğün bir ya­landan ibaret olduğu gerçeğidir. (...) Göçer proleter, gerçek gücü elinde tutan, özel uçağı ve pilotu bulunan, devlet katındaki yetkili temsilcisi­nin seçim vitriniyle korunan milyarderle aynı şekilde ‘öz­gürüm’ diyebilir mi?”
Sayfa 85 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Siyasal Bilimler Enstitüsü'ndeki Konferans
Varolan siyasettir, daha kesin konuşursak, siyasetlerdir. Siyaset siyasetlerin çatışma mekanıdır. Ortada yalnızca tek bir siyaset varsa anlayın ki siyasetten eser yoktur, sa­dece devlet işleri, sevk ve idare, yönetim vardır. Günü­müz parlamenter sisteminde birden çok siyaset olması bir uydurmadan ibarettir. Aslında tek bir siyaset vardır, o da rıza gösterilen liberal kapitalizm ve temsili seçim düzeni çiftine tamamıyla tabidir. Sermaye-parlamenta­rizmi demeyi öneriyorum buna. Sadece tek bir siyaset, sermaye-parlamentarizmi olduğuna göre siyasetten eser yoktur. Bunun böyle olduğunu her geçen gün daha faz­la kişi anlıyor, siyasete tamamen kuşkuyla bakmalarının nedeni de budur.
Sayfa 42 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
112 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Alain Badio bu incecik kitapta 2016-2020 arasında siyasete dair çevresinde gözlemlediklerini yazıyor. Tabi Fransa örneği üzerinden evrensel bir yargıya da varabiliyoruz. Bu yıllar arasında birçok toplumsal olay gerçekleşti aslında. Fakat gerek sokağa taşan, gerekse de sosyal medya üzerinden milyonların desteğini alan hareketler günün sonunda yenilgiye mahkum oldu. Peki neydi mağlubiyetlerin sebebi? Kimsenin beğenmediği bir sistemi ya da hükümeti değiştirmek neden bu kadar zor? Değişimi isterken aslında yerine neyi koyacağımızı bilmediğimizden olabilir mi? Özellikle orta sınıf üzerinden yaptığı değerlendirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu yansımaların aynısını bizim ülkemizde de görebiliyoruz. Eskiden iki sınıflı bir mücadele vardı. Burjuvalar ve köylüler, ya da burjuvalar ve işçiler.... Bu yüzden işçiler ya da köylüler her zaman yönetenler için tehlike arz etmiştir. Rusya'da köylüler devrimin öncüsü oldu. Fransa'da ve Almanya'da işçiler önemli bir güç olmuştu. Hepsi zamanla kaybetti. Bu iki sınıfın arasında tampon olacak yeni bir sınıf yaratıldı; "Orta sınıf". Eğitimli, çalışkan, vergisini düzenli ödeyen, alt sınıfa düşmekten korkan, üst sınıfı çıkmak için can atan. İşte bugün o beğendiğimiz sistemin veya hükümetlerin varlığının devam etmesini sağlayan düşünen korkaklar sınıfı...
Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir
Siyasetin Böyle Sabahları da OlabilirAlain Badiou · Sel Yayıncılık · 20234 okunma
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.