Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir

Alain Badiou

Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir Hakkında

Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Pandemi, ekonomik kriz ve artan siyasal baskı karşısında bizler "hareketsizlikten" yakınaduralım, Alain Badiou, başta Sarı Yelekler hareketi olmak üzere Fransa'daki yakın dönem örneklerine bakarak bu tür hareketliliklerin her zaman hayra yorulamayacağını savunuyor. Sınıfsal çatışmada önemli ve belirleyici bir taraf haline gelen, günümüz "demokrasilerinin" en büyük destekçisiyken günden güne irtifa kaybeden orta sınıfın, içinde konumlandığı dünyanın dışına çıkarılamadığı takdirde despotizme çanak tutan, salt tepkisellikle malûl bir irticai söylemin içine sıkışıp kalacağını ileri sürüyor. Yeni bir komünizm tahayyülünün gerekliliğine işaret eden Badiou, bu tahayyülün varoluşsal zeminini de Avrupa'ya tebelleş o lan göçmenlik ya da kendi deyimiyle göçer proletarya meselesinin yaratabileceği "yabancılıkta" arıyor. Alain Badiou'nun 2016-2020 arasında kaleme aldığı yazılardan oluşan Siyasetin Böyle Sabahları da Olabilir'in, farklı başlıklar altında çeşitli kavramların irdelendiği ilk kısmında filozofun dünyanın gidişatına nereden baktığını ortaya koyan teorik bir çerçeve çizilirken, ikinci kısmında güncel yakıcı problemleri yine bu çerçevede, gelecek ufkunu hiç kaybetmeden sorgulayabileceğimiz bir tartışma düzlemi sunuluyor.
Çevirmen:
Alp Tümertekin
Alp Tümertekin
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 10 dk.Sayfa Sayısı: 112Basım Tarihi: 2023Yayınevi: Sel Yayıncılık
ISBN: 9786257370950Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Yazar Hakkında

Alain Badiou
Alain BadiouYazar · 36 kitap
Alain Badiou, (doğ. 17 Ocak 1937, Rabat, Fas) önde gelen Fransız sol kanat düşünür, Êcole Normale Supérieure ENS'nin eski Felsefe bölüm başkanı. Badiou aynı zamanda Sorbonne 'da kurs aldığı bir süre olan 1956 ile 1961 arasında öğrencisi olduğu ENS'de bir felsefeci olmak üzere resmi eğitim aldı. Matematiğe yönelik her zaman canlı ve sürekli bir ilgisi vardı. Çok genç yaşlarda siyasal alanda etkin oldu, SFIO Sosyalist Partinin bir uzantısı olan Birleşik Sosyalist Partinin(PSU) kurucularındandı. PSU özellikle Cezayir'in sömürge olmaktan kurtulması için etkin bir mücadele içindeydi. İlk romanı Almagestes'i 1964'te yazdı. 1967'de Louis Althusser tarafından oluşturulan ve Jacques Lacan 'ın etkisinde hızla büyüyen bir çalışma grubuna katıldı. Mayıs 1968'de öğrenci ayaklanmaları Badiou'nun aşırı sola geçmesine neden oldu ve UCFML gibi aşırı radikal komünist ve Maoist gruplara katıldı. 1969'da karşı-kültür düşüncesinin kalesi olan 8. Paris Üniversitesi fakültesine (Vincennes-Saint Denis), girdi. Burada, felsefe çalışmalarını Althusserci 'bilimsel' Marksizm programından sağlıksız sapmalar olarak gördüğü profesör Gilles Deleuze ve Jean-François Lyotard ile ateşli entelektüel tartışmalar yaptı. 1980'lerde hem Althusserci Marksizm hem de Lacan'cı psikanaliz bir düşüşe geçince (Lacan'ın ölümü ve Althusser'in akıl hastanesine yatırlması ile), Badiou, Théorie du sujet (1982) ve en büyük eseri, Being and Event (1988) gibi daha teknik ve soyut felsefe çalışmalarını yayınladı. Bununla birlikte, Badiou, son çalışmalarında da kullandığı, Althusser veya Lacan'ı ve Marksizm'e ve psikanalize dönük sempatik başvurularını, hiç bir zaman elden bırakmadı. ENS'deki şimdiki pozisyonunu 1999'da aldı. Aynı zamanda başka birçok kurumda da çalışmaktadır; College International de Philosophie (Uluslararası Felsefe Okulu) gibi. Kendisi şimdi, 1985'te Maoist UCFML'den bazı yoldaşlarıyla kurduğu "L'Organisation Politique"'in bir üyesidir. Badiou aynı zamanda bir tiyatro yazarı olarak Ahmed le Subtil gibi yazdığı oyunlarla büyük başarılar kazanmıştır. Son on yılda , artan sayıda eseri Deleuze, Manifesto for Philosophy (Felsefe için Manifesto), Metapolitics (Meta Politikalar), ve Being and Event gibi İngilizce'ye çevrilmiştir. İngilizce yayınlanan New Left Review ve Cabinet Magazine gibi dergilerde Badiou'dan kısa metinler yayınlanmaktadır. Badiou felsefesinde birçok düşüncenin tekrar kullanımını gerçekleştirir. Onun amaçlarından biri gerçeğin bu kategorilerinin her türlü felsefe eleştirisi için kullanışlı olduğunu göstermektir. Bu nedenle, bunları sanat ve tarih kadar ontoloji ve bilimsel keşifler için de kullanır. Badiou'ya göre, felsefe, felsefi gerçekleri üretmesi açısından kendisinin gerçek prosedürler olarak kabul ettiği dört durum (Sanat, Aşk, Politika ve Bilim) içinde yapılabilir. Badiou çalışmalarında sürekli olarak, kendisinin felsefik bir 'hastalık' olarak nitelendirdiği, bu diskurlardan her hangi birine kendi gerçeğini dayatmaktan felsefenin sakınması gerektiğini dile getirir. Badiou sıklıkla 'birleşme noktalarını' veya farklı diskurlar tarafından üretilen gerçekler arasındaki istisnai bağlantı sahalarını bulmaya çalışmıştır. Badiou'nun gerçeklik prosedür içeriğinin dış gerçekliğin inkarı imasını içermediği akılda tutulmalıdır. Badiou, Lacan'ı takip ederek, 'gerçeği', gerçeklik prosedürleri çerçevesinde etkide bulunacaklar üzerinde tekrar etkide bulunacak şekilde öğretilebilecek varolanın hacmini ancak sembolize edilemeyecek gerçekliği tasarlamak için kullanmaktadır. Böylece, bir gerçeklik prosedürüne gerçeğe ulaşmak için ihtiyaç duyulduğunda , 'gerçek' aynı zamanda onların gerçeği üretimi olasılığında bir dış sınır olarak iş görür. "the Handbook of Inaesthetics"(Estetik Dışının El Kitabı) kitabında Badiou, 'inestetik' ifadesini 'yansıma/nesne ilişkisi'ni inkar eden artistik yaratıcılık içeriğine gönderme yapmak için uydurmuştur. Mimesis düşüncesine veya 'tabiatın' şiirsel yansımasına karşı bir tepki göstermek adına, Badiou sanatın 'içkin' ve 'biricik' olduğunu iddia eder. Bir sanat eserindeki aracısızlıkta sunulan gerçeklik duygusuyla, içkin ve sanat ve sadece sanatta bulunan gerçeklik duygusuyla, biricik. Felsefe ve sanat arasındaki bağ hakkındaki görüşü, kendisinin işlevlerini 'bilginin biçimlerini onların içinde bazı gerçeğin bir delik açabilecek şekilde düzenlendiği' biçiminde iddia ettiği pedogoji motifine bağlıdır. Bu fikirlerini Samuel Beckett'in düz yazıları, Stephane Mallarme'in ve Fernando Pessoa'nun (bunlar O'na göre felsefenin şimdilik nüfuz edemediği eserler meydana getirdiklerini iddia ettiği sanatçılardır) şiirleri ve diğerlerinin eserlerinden oluşan örneklerle geliştirmektedir.